Nurgül Yeşilçay Paramparça ve Gülseren'i anlattı
Paramparça dizisinin Gülseren’i Nurgül Yeşilçay, dizinin çok sevilmesinin, Türk kadınlarının oynadığı karakterle kurduğu empatiyle ilgili olduğunu söyledi.
Öte yandan Arap MBC4 kanalında yayınlanan 'Turki Ekstra' programına konuk olan Nurgul Yeşilçay, kamera karşısında çok rahat olmasına karşın fotoğraf çekilmekten çok sıkıldığını şöyle anlattı: "Oynamak beni çok daha rahatlatıyor ve kolaylaştırıyor hayatımı. Fotoğraf çekerken durup, poz veriyorsun. Pek çok şeyi düşünmek zorundasın. Ama oynarken ben sadece oynadığım şeyi düşünüyorum ve o bana çok daha kolay geliyor..."
Hepimizin etrafında bir Gülseren var!
Paramparça'da çok sevilen Gülseren, candan, samimi, adaletli, emekçi, mağdur ve mağrur, ezilmiş, sevmiş ama sevilmemiş. Gülseren sevgiyi özlemiş bir kadın. Yıllarca kadınlıktan yoksun sadece kızının isteklerini karşılamak için namusuyla çalışmış çok güçlü ve yalnız bir anne. Kendisini feda ederek bütün hayatın yükünü omuzlamış, hor görülmüş, dışlanmış. Gülseren bütün kadınların simgesi. Ne yazık ki kimse karşılıksız bir şey yapmadığı için hep çok çalışmış, ürkek ve çok yalnız kalmış. Hepimizin ailesinde Gülseren var. Daha önceden iyi tanıdığım bir karakter olduğu için anlamakta ve oynamakta zorlanmadım.
Yedi Kocalı Hürmüz en sevdiğim filmim
Devamlı aynı şeyi oynamaktan sıkılırım. Şimdiye kadar her şeyi denedim. Müzikal de yaptım sanat filminde de oynadım. Daha sakin ve hareketli rollerde bulundum. Cannes Film Festivali'ne de gittim. Sinema, oyunculuk bakımından bana çok elverişli geliyor. Dizi çok elverişli değil açıkçası. Dizide genellikle seyirci neyi seviyorsa onu sunmak zorundasın. Sinema filminde istediğin her şeyi yapabiliyorsun ve çok eğlenceli oluyor. Müzikali çok seviyorum, izlemeyi, müzikalde oynamayı çok seviyorum. Büyük gösterişli şeyleri daha çok seviyorum. Mesela gösterişli kıyafet ve makyajlar. Bu yüzden en sevdiğim en keyif aldığım filmim '7 Kocalı Hürmüz'dür.
'Hep iyi olmak mümkün mü'
Mutluluk ve huzur çok önemli. Mutluluğumu ve huzurumu kaçıracak hiçbir şeyi evet takmıyorum belki de. Tabii ki seyircilerimi mutlu etmeye çalışıyorum, izleyenlere değer vermeye , onları mutlu etmeye çalışıyorum, elimden geleni yapıyorum. Ama insan her zaman doğruyu yapamayabilir. Kendimi bu yönlerimle de seviyorum yani iyi şey de yapabilirsin, kötü şey de yapabilirsin. Bazen durum onu gerektirmiştir, onu yapmışsındır. Bu da insanlara dair bir şey. Ben robot değilim. Hiçbirimiz robot değiliz yani hepimiz insanız. Bazen bir şey yapıyoruz herkes çok fazla beğeniyor. O da çok önemsenecek bir şey değil. Ne çok fazla övgüyü ne de çok fazla yergiyi önemsemek lazım. Dengeyi bulmak gerekiyor.