Nuray Mert kavgada safını seçti!
HDP ve Kürt hareketine getirilen "AKP ile işbirliği" suçlamasını "haksız" ve "katlanılamaz" olarak niteleyen Nuray Mert sola çarpıcı eleştirilerde bulundu...
Kürt hareketinin HDP hamlesi sonrası bazı sol-liberal çevreler ile derin bir ayrışma yaşaması ortaya çıkan karşılıklı suçlamaları yorumlayan Nuray Mert'ten sol çevrelere çarpıcı eleştiriler geldi.
Mert Diken.com.tr'de yayınlanan yazısında HDP ve Kürt hareketine getirilen "AKP ile işbirliği" suçlamasını "haksız" ve "katlanılamaz" olarak nitelerken "birkaç haftalık bir direnişten ‘Gezi destanı’ yazanların, on yıllarca mücadele destanı yazanlara ‘işbirlikçi’ imasında bulunabiliyor olması, gerçekten katlanılabilir gibi değil." dedi.
İşte Mert'in yazısındaki ilgili bölüm:
KÜRTLERİ BENCİL
DAVRANMAKLA SUÇLAMAK
Geldiğimiz noktada, özetle, birileri doğrudan veya çoğunlukla
dolaylı biçimde Kürtleri ‘bencil’ davranmakla ve kendi siyasi
hedefleri uğruna Türkiye’de genel demokrasi sorunundan uzaklaşmakla
eleştiriyor; Kürtler ve başka birileri ise bunu büyük bir haksızlık
olarak görüyor, öfkeleniyor.
KÜRT TOPLUMUNA
HAKSIZLIK
Geçmişi çilelerle dolu, 30yılı aşkın zamanı bu çilelere karşı
mücadele vermek adına daha ağır çilelere göğüs germekle geçmiş, on
binlerce gencini toprağa vermiş, on binlercesini hapishanelere, bir
o kadarını sürgüne göndermiş, milyonlarcası evinden barkından,
yerinden kopmuş, büyük şehirlerde yoksulluğa mahkum olmuş bir
toplum için, çoğu konforlu burjuva aydınların ‘eleştiri’ adı
altındaki hoyrat ithamlarıyla karşılaşmak gerçekten büyük
haksızlık. Başka türlü algılanması zor.
GEZİ İÇİN DESTAN
YAZANLAR...
Küçümsemek asla değil ama, asıl kurbanları yine yoksullar arasından
çıkan birkaç haftalık bir direnişten ‘Gezi destanı’ yazanların, on
yıllarca mücadele destanı yazanlara ‘işbirlikçi’ imasında
bulunabiliyor olması, gerçekten katlanılabilir gibi değil. O
nedenle, siyasi gelişmeleri ne şekilde değerlendirirsek
değerlendirelim, bu gerçekleri bir an olsun aklımızdan çıkarmamak
lazım.
'KRALDAN ÇOK KRALCILIK' PEK
ÇİRKİN VE PEK TEHLİKELİ
Ama, durun bir dakika! Tam da işin bu yanını öne çıkarmamız gereken
bir anda işi tatsız ve verimsiz bir polemiğe dönüştürmeye, ortamı
kızıştırmaya soyunanların ön cephesinde yine, Kürtlerin çilesine
uzak bir yerden gelen eski solcu Türkiyeli aydınlar yer kapma
telaşında. Hemen söyleyeyim, kimsenin ne Kürtlerin mücadelesine
hangi mesafede durulması gerektiği, ne de demokrasi konusunda,
ömrünün çoğunu Maoculukla veya TKP komiserliğiyle geçirmiş
olanların rehberliğine ihtiyacı var.
Dahası, onların Kürt siyaseti adına ekmek çıkarmaya giriştikleri
‘kraldan çok kralcılıkları’ pek çirkin ve pek tehlikeli.
SIKINTILI BİR
EĞİLİM
Tüm bunları bir tarafa bırakıp HDP’yi tartışmak mümkün ve bence bu
tartışma Türkiye’de demokrasi ve Kürt barışı açısından çok ama çok
önemli olabilir. Bu noktada da, Kürt siyasi hareketi ve diğer HDP
bileşenlerinin bu denli karmaşık bir siyasi tablo içinde, bu denli
çetrefil bir siyasi projenin tartışmaya, üzerinde düşünülmeye
muhtaç pek çok yanı olduğu gerçeğini kabul etmesi gerek.
Bazı arkadaşlarımızın, zor dönemeçlerde yaşadıkları sıkıntıları,
eleştirilere karşı kulak tıkama veya karşı saldırganlığa dönüştürme
eğiliminde olduğunu düşünüyorum. Bu sıkıntılı bir iş. Günün
sonunda, herkes herkesi ne ikna etmek, ne de herkes herkesle
anlaşmak, dayanışmak zorunda. Gönülsüzlük gösterenler yolları
ayırır olur biter.
'KAFKAS TEBEŞİR DAİRESİ'
ÇİZİLMESİN
Yeter ki, Kürtlerin özgürlüğü ve demokratik bir Türkiye
tasavvurunda samimi olanlar birbirini kıracak veya zarar verecek
şekilde ayrışmasın. Hatta, gerekirse boşanma sonrası, çocuklar
birinde veya öbüründe kalsın.
Yeter ki ‘Kafkas Tebeşir Dairesi’ çizilmesin. O tasavvurun peşinde
koşanlar dairenin ortasında kalıp bölünmesin; barış ve demokrasinin
yolları bu şekilde ayrılmasın.
YAZININ TAMAMI İÇİN