Nuran Yıldız
İletişim konusundaki müthiş bilgi birikimini analiz yeteneğini ve aşkına karşılık vermediği Savaş Tanrısı Ares.....
Alkışlayacağımız, "kaybeti" ya da
"kazandı" diyeceğimiz meslektaşlarımız için
yazdıklarını okuduktan veya söylediklerini dinledikten sonra hep
aynı şeyi yaparız.
Eğer TV ekranında dinlemişsek, bakışlarındaki samimiyetine, mimikleriyle ses tonunun senkronizasyonuna bakarız.
Okumuşsak; yazıyı yazarkenki ruh halini klavyeye kilitlenmiş gözlerindeki ifadeyi tahmin etmeye çalışırız.
Bugün bunu Nuran Yıldız için yaptık...
Medya yöneticilerinin ürettiği çilelerin en ağırlarını çekenlerden bir olduğu halde, üzerinde narin parmaklarının uçuştuğu klavyesine asla kin ve nefetle bakmadığını gördük hayali bakışlarımızda.
Gözlerinin önündeki zümrütü (Yıldız) gör/e/meyip bakır parçacıklarına odaklalan medya yöneticilerinin kulaklarını çınlattık.
(Eğer varsa) bizi ilgilendirmeyen ideolojisinin ne olduğunu, olabileceğini aklımıza bile getirmeden Nuran Yıldız'a yapılan haksızlıkları hatırladık...
Ona köşe vermemekle medya yöneticilerinin ve ona danışmamakla medya patronlarının neler kaybettiklerini merak edip etmediklerini tahmin etmeye çalıştık...
İletişim konusundaki müthiş bilgi birikimini analiz yeteneğini ve aşkına karşılık vermediği Savaş Tanrısı Ares tarafından "geleceği görmek ama buna kimseyi inandıramamakla lânetlenmiş" Kassandra'yı (Truva Kralı'nın kızı) hatırlatan öngörü yeteneği ile Nuran Yıldız'ı düşündük...
Ve sonra, kendi başına verdiği onurlu mücadelesini, yazılarındaki o müthiş ruhu, derinliği, manayı alkışlamaya karar verdik.
Fiziki ve sanal medyanın görmemekte ısrar ettiği halde kendini unutturmamaya adeta ant içen Nuran Yıldız kazandı...
Eğer TV ekranında dinlemişsek, bakışlarındaki samimiyetine, mimikleriyle ses tonunun senkronizasyonuna bakarız.
Okumuşsak; yazıyı yazarkenki ruh halini klavyeye kilitlenmiş gözlerindeki ifadeyi tahmin etmeye çalışırız.
Bugün bunu Nuran Yıldız için yaptık...
Medya yöneticilerinin ürettiği çilelerin en ağırlarını çekenlerden bir olduğu halde, üzerinde narin parmaklarının uçuştuğu klavyesine asla kin ve nefetle bakmadığını gördük hayali bakışlarımızda.
Gözlerinin önündeki zümrütü (Yıldız) gör/e/meyip bakır parçacıklarına odaklalan medya yöneticilerinin kulaklarını çınlattık.
(Eğer varsa) bizi ilgilendirmeyen ideolojisinin ne olduğunu, olabileceğini aklımıza bile getirmeden Nuran Yıldız'a yapılan haksızlıkları hatırladık...
Ona köşe vermemekle medya yöneticilerinin ve ona danışmamakla medya patronlarının neler kaybettiklerini merak edip etmediklerini tahmin etmeye çalıştık...
İletişim konusundaki müthiş bilgi birikimini analiz yeteneğini ve aşkına karşılık vermediği Savaş Tanrısı Ares tarafından "geleceği görmek ama buna kimseyi inandıramamakla lânetlenmiş" Kassandra'yı (Truva Kralı'nın kızı) hatırlatan öngörü yeteneği ile Nuran Yıldız'ı düşündük...
Ve sonra, kendi başına verdiği onurlu mücadelesini, yazılarındaki o müthiş ruhu, derinliği, manayı alkışlamaya karar verdik.
Fiziki ve sanal medyanın görmemekte ısrar ettiği halde kendini unutturmamaya adeta ant içen Nuran Yıldız kazandı...