Nuran Hoca'ya jet cevap geldi...
İnsanlarla veya ideolojiyle ilgili “simitçi, kahveci, gazozcu” der gibi “Cu, cü, ci, cı, çı, çi” eklerini kullanmam ben…
ADNAN BERK OKAN (SİTE İÇİ CEVABİ MEKTUP)
Sevgili Nuran (Yıldız)
Hoca;
Yeni akademik kariyeriniz olan
profesörlüğünüzü kutlar, tebriklerimi
sunarım…
Ve bir de itiraf…
İnanır mısınız?..
HaberTürk’te yazdığınız dönemlerde ben de Fatih gibi sizin profesör olduğunuzu zannediyordum...
Yardımcı doçent (O günlerde) olduğunuzu çok sonra öğrenim…
Şimdi de;
gazeteciler.com’da
“Operasyonun medya ayağı”
başlığı altında yayımlanan yazınızdaki
“Allah Allah, ben nasıl
Erdoğancı oldum ki?” bölümüne geleyim…
Sevgili Nuran Hoca;
Sizi “Günün Köşe
Yazarı” seçtiğim yazıdan söz edip;
“ABO Erdoğan’cı yazar yapmış beni”
diyerek tarafımdan “Erdoğancı”
konumuna düşürüldüğünüze dikkat çekiyor, sonra
da şöyle devam ediyorsunuz…
“Kimlik bunalımına girip çıktıktan sonra, gülmeye
başladım.
Burası Türkiye idi.
Burada birinden değilsen mutlaka diğerinden olduğun
içindi.”
Benim sevgili Hocam;
Ya yazımı okumadınız, birileri okuyup anlamayınca veya bana
gıcığına “Hocam bu ABO var ya bu ABO, seni
‘Erdoğancı’ yapmış” dedi…
Ya da…
“Hocam bu ABO var ya bu ABO, seni ‘Erdoğancı’ yapmış” dedi…
Başka seçenek yok Hoca;
Aksi mümkün değil…
Çünkü…
Siz okuduğunu en hızlı anlayanlardan birisiniz şu âlemde…
Ve…
O yazımın hiçbir yerinde sizin için
“Erdoğancı” sıfatı kullanmadım…
İma bile etmedim...
Zira…
Ben hayatımda hiç “Cu, cü, ci, cı, çı, çi” olmadım…
Hatta…
“Gelmiş geçmiş mevcut; en çok sevdiğin devlet adamı kimdir?” diye sorulsa bilinir ki hiç düşünmeden “Atatürk” derim…
Ama…
Hiç kimse benim ağzımdan şimdiye kadar “Atatürkçüyüm” dediğimi duymamış; “Atatürkçüyüm” yazdığımı okumamıştır…
İnsanlarla veya ideolojiyle ilgili “simitçi, kahveci, gazozcu” der gibi “Cu, cü, ci, cı, çı, çi” eklerini kullanmam ben…
Peki, ne demişim de siz öyle bir anlam çıkarmışsınız?..
Sanırım (Olsa olsa) şu cümleme takıldınız:
“Erdoğan’a destek veren ve kazanacağını çok önceden bilen medyacı....”
Sevgili Nuran Hoca;
Sizin gibi, ülkenin en başarılı iletişim akademisyenlerinden biri
hiç kimseci olmadan da birilerine “destek”
verilebileceğini bilir…
Birisine “destek” vermekle “Birisici” olmanın aynı şey olmadığını da bilir…
Bilmeli…
Ben medyada, Suriye politikasında ani ve “akıl almaz hata” olarak kabul ettiğim değişikliğin yapıldığı güne kadar Erdoğan’a en çok destek verenlerden biriydim…
Ama bu demek değildi ki o süreçte “Erdoğancı” oldum…
Asla…
Asla…
Asla…
Şimdi
de...
Ekmel Bey’e destek veriyorum...
Aslında siz de biliyorsunuz ki "gönlümün
cumhurbaşkanı" yine bir kez daha Abdullah
Gül’dü; olmadı…
Ama bu asla “Abdullah Gülcü” ya da “Ekmeleddin Beyci” olduğum anlamına gelmez…
Meselâ günümüzde en çok sevdiğim, desteklediğim iki bakandan biri Ali Babacan, diğeri Binali Yıldırım…
Ne yani; şimdi ben “Babacancı” veya “Yıldırımcı” mı olmuş oluyorum?.
Yani sevgili Yıldız Hoca…
Evet burası Türkiye olmasına Türkiye ama ben de Okan; Adnan Berk Okan’ım…
"Ne birisindenim, ne de
öbüründen..."
Biliyorum ki siz de öylesiniz...
Ama...
Erdoğan'ın seçilmesini tercih ettiğinizi de
biliyor, saygı duyuyorum...
Ve
benim canım Hocam;
Nasıl ki biri bana “Falancacı, Filancacı” derse çok kızar ve bana kasti hakaret edildiğini düşünürsem; ben de birisi için “Falancacı, filancacı” demem…
Zaten demişsem bilinmeli ki o kişiyi silmişim…
Ondan son söz edişimdir…
Sevgiyle gözlerinizden öper, mutlu bayramlar dilerim…
Muhterem anneciğinizin de ellerinden öperim…
ABO