Nuh Gönültaş'tan akreditasyon yorumu: 'Korkuyorlar'

Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş, köşesinde AKP'ye muhalih gazetelerin neden akreditasyon uygulamasına takıldığını yazdı.

GAZETECİLER.COM - Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş, ''doğru soruyu sorabilecek gazetecilere akreditasyon uygulamak bir özgüven sorununa, kamuoyundan saklanacak, gizlenecek işlerin olduğuna, hukuksuz birtakım adımlar atıldığına, en önemlisi gözlerden kaçırılacak bir kısım netameli işler olduğuna delalet eder'' diye yazdı.

İşte Nuh Gönültaş'ın Niçin akreditasyon? başlıklı yazısından çarpıcı bölümler:

"Türkiye’yi yönetenler en çok neden korkuyor biliyor musunuz?

Solak boksör gazetecilerden!

Kimdir solak boksör gazeteci?

Hiç beklenmedik anda beklenmedik soru soran, kontrol dışı, mesleğin ilkeleri dışında kimseyi önemsemeden soru sorabilen, gazeteciye solak boksör gazeteci diyoruz.

Yani muhatap sağ beklerken soldan hiç beklenmedik biçimde ters köşe yapan muhabirler...

Esasen gazetecinin işi soru sormaktır. Doğru soruyu sormak kamuoyunu aydınlatmak için en gerekli iştir. Bu görev de gazetecinindir.

İşte 28 Şubat sürecinde ülkemizde gazetecilik literatürüne giren, bugünlerde de AKP’nin demir attığı uygulama olan gazetecilerin akreditasyonu işi, doğru soruyu soran hükümetin kontrolü dışındaki gazetecileri, yani yapılan hukuksuz ve netameli işler konusunda sorular sorabilen gazetecileri asıl muhataplardan uzak tutma işinin kılıfıdır.

Doğrusunu isterseniz son zamanlarda bu işi çok iyi bir biçimde yapıyorlar. İstenmeyen gazetecilerin istenmeyen soruları uzak tutuluyor. Böylece kamuoyu hukuksuz ve netameli işler konusunda icracılar ne diyorsa ona inanmaya devam ediyor.

Bu işin başka bir yolu da yok. Yani bir konuda eğer doğru bir soru sorulursa ancak bir şekilde kamuoyu o soru ile ilgili konuda bir şeyler öğrenebiliyor.

- Mesela şu Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesi konusunda Ankara’nın ağzını bıçak açmıyor. Hatta “Ankara bu konuda ölü taklidi yapıyor” deniliyor. Almanlar Türkiye’yi uzun yıllardır dinlemiş fakat hiçbir gazeteci bu konuda yetkililere soru sormuyor, soramıyor.

Veya...

- Başkaca önemli konular var sorulması gereken. Mesela Bank Asya’nın batırılması için gösterilen çabalar yasal olarak suç olduğu halde bizzat hükümet bu bankayı batırmak için çalışıyor. Hiçbir gazeteci “Banka batırmaya çalışmak çok büyük bir suç. Bunu niçin yapıyorsunuz, bunun ekonomiye katkısı ne olacak” diye sormuyor.

Ya da...

- Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanmasının geciktirilmesi konusunun özel bir nedeni olup olmadığı konusu...

- Ya da Twitter’daki AkTroller’e ait hesaplar hakkında soru sormak gibi...

Neyse...

Gazetecilerden kaçmak, doğru soruyu sorabilecek gazetecilere akreditasyon uygulamak bir özgüven sorununa, kamuoyundan saklanacak, gizlenecek işlerin olduğuna, hukuksuz birtakım adımlar atıldığına, en önemlisi gözlerden kaçırılacak bir kısım netameli işler olduğuna delalet eder.

Yoksa başka niçin akreditasyon uygulanır ki gazetecilere?