NTV'den Taraf'a okkalı yanıt

NTV ile Taraf arasındaki savaş tüm hızıyla sürüyor. NTV, Yazı işleri programından okkalı bir yanıt verdi.

GAZETECİLER.COM


NTV ile Taraf Gazetesi arasındaki savaş bugün daha da kızıştı.
Taraf, haberinde ısrar etti.
Yine sürmanşetten NTV'ye vurdu...
Dahası devreye Ahmet Altan da girdi köşe yazısı ile NTV'dekilere
şok şuçlamalar yöneltti.


NTV'nin yanıtı canlı yayında ekrandan geldi...
Mirgün Cabas ile Ruşen Çakır belli ki yapılan haberlere çok bozulmuşlardı.
Taraf Gazetisi'nin haberlerini de "komplo teorosi" yazma merakı olarak görüyorlardı.

BİZE GAZETECİLİK ÖĞRETECEĞİNE...

Okkalı yanıtı Ruşen Çakır verdi...
Ahmet Altan'a yönelik olarak; 

"Bize gazetecilik öğreteceğine muhabirine gazetecilik öğretseydi. İki genç gazetecinin diye bir laf var. Beni en çok bu yaralı. 47 yaşındayım ve 25 yıldır gazetecilik yapıyorum. Ya Ahmet Altan'dan genç olduğum için bizi genç görüyor ya da bizim onları aşıladığımızı söylüyor. Böyle bir şey yok... Belki de kendisi böyle yapmak istiyor. " dedi...

Taraf Gazetesi'nin kendisini alaycı bir uslüpla yanıt
vermekle itham ettiğine dikkat çeken Çakır, "Savcıya bu kadar güven doğru bir gazetecilik değildir. Ahmet Altan gazeteciliği nasıl biliyor bilmiyorum ama benim bildiğim gazetecilik böyle... Daha önce Güngören haberi İçişleri bakanlığı tarafından yalanlanmasına rağmen hala aynı haberi yapabiliyorlar..." diye konuştu.

BAŞKA İŞ YAPSINLAR

Bu olaya oldukça sinirlenmiş olduğu ve yapılan haberi nereye koyacağını
bilemeyen Ruşen Çakır, "NTV gibi bir kurumun editör masasından yapılan aramaların
bir helikopter düşüreceğini düşünebiliyorlarsa, bunların gazetecilik değil
başka işler yapmaları lazım
" dedi...

SAAT FARKINA AÇIKLAMA

Mirgün Cabas ise telefon aramalarındaki saat farkına açıklama
getirmeye çalıştı.

"Kayıtlarla ilgili teknik bir mesele olduğunu düşünüyorum...
Kayıt saatleri doğru ayarlanmamış olabilir...^Havacılık saati farklı olabilir...
Yaz-kış saati farkı olabilir
... " diye konuştu. [page_end]

AHMET ALTAN'DAN, NTV'CİLERİ KIZDIRAN ŞOK İDDİA...
RUŞEN ÇAKIR'IN BOZULDUĞU O YAZI...

DİĞER SAYFADA...


Taraf'ın bugünkü sürmanşetinden çok Ahmet Altan'ın köşe yazısı NTV'dekileri kızdırmışa benziyordu. Zira Altan, "telefonların helikopter düşmeden önce başladığını söylüyor ve o zaman NTV'dekiler mi düşürdü" demeye getiriyordu sözü...

Yazıişleri programında verilen yanıta değiniyor ve şöyle diyor yazısında; 

(...) Sonra da o gazetecilerden biri, “kaza haberini aldıktan sonra Yazıcıoğlu'nu kendisinin on defa ya da yüz defa aradığını” söyledi.

İşler de orada karıştı.

Çünkü o âna kadar biz, NTV'nin santraliyle ilgili teknik bir sorun olarak bakıyorduk olaya ve bunun aydınlatılması gerektiğini düşünüyorduk.

Ama şimdi bir gazeteci” ben aradım” diyordu.

O zaman, bugün yayımladığımız belgelerin cevabını da o vermek zorunda kalacak.

Sürmanşetimizde göreceğiniz gibi Yazıcıoğlu'nun helikopteri resmî kayıtlara göre 14.35'de havalanıyor.

NTV, ilk olarak 14.36'da arıyor Yazıcıoğlu'nu yani helikopter havalandıktan bir dakika sonra.

Yazıcıoğlu'yla birlikte helikoptere binen İHA muhabirini ise helikopter havalanmadan bir dakika önce arıyorlar ve helikopter havadayken bu muhabir 39 kere aranıyor NTV tarafından.

Helikopterdeki bir başka yolcuyu ise 14.55'den itibaren aramaya başlıyorlar.

Resmî raporlara göre helikopterin tahmini düşme zamanı ise 15.00 ile 15.05 arası.

Yazıcıoğlu'na ikinci telefon ise 15.04'de... NTV'den ya düşme anında arıyorlar ya da düştükten birkaç dakika sonra.

Helikopterin düştüğünü ilk duyuran ajans olan İHA, kazayı 15.30 civarında öğreniyor ve 16.19'da abonelerine bildiriyor.

NTV ise bırakın İHA'nın “kaza” haberini beklemeyi daha helikopter havalanırken aramaya başlıyor.

NTV dün bir açıklama yaparak bizim haberin “spekülasyon” olduğunu ileri sürdü.

İHA'nın helikopterin düşüşünü 15.30'da verdiği gerçeğini bir kenara bırakalım.

Şimdi bize ve bütün Türkiye'ye, “çok kuşkulu bir kazaya uğrayan” helikopteri düşmeden önce neden tam 52 defa aradıklarını açıklamak zorundalar.

Ya savcının elindeki resmî telefon kayıtları hatalı ve biri savcıyı şaşırtıp soruşturmayı yanlış yönlendiriyor.

Ya da “biz aradık” diye canlı yayında itiraf ettiklerine göre NTV'den birileri o helikopterin düşeceğini, daha düşmeden önce biliyordu.

Hangisi?