N'olcak bu Fenerbahçe'nin hali?..
Aziz Başkan kadın, çoluk, çocuk eline mikrofon alıp nasıl fırçalıyorsa sizleri de fırçalayacağından korkuyor.....
ADNAN BERK OKAN
Eskiler yani atalarımız demişler ki:
"Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu".
Futbolumuzun bir türlü "Ccamia" olamayan"Fenerbahçe Cenahı" aynen öyle...
Söyle bana medyanı söyleyeyim sana takımının halini...
* * *
Geçtiğimiz hafta maçı değerli dostun Hasan Akalın ile birlikte Türkbükü'nde izledik...
Fenerbahçe yine berbat oynuyordu...
Pardon hiçbir şey oynamıyordu...
Hasan'a dedim ki;
"Fenerbahçe bu maçı burada kazanırsa, İstanbul'da da kazanır ve tur atlar ama buradaki maçı kaybederse tur atlaması imkânsız".
Sağlıklı bir Fenerbahçeli olan dostum bakışlarını ekrandan ayırmadan sordu:
"Neden?"
"Çünkü" diye başladım ve devam ettim; "Fenerbahçe bu kapalı ve çok koşan takımı burada yenemez ve hatta bir de yenilirse İstanbul'da asla yenemez".
Peki "Fenerbahçeli" yazarların yazdıklarını hatırlıyor musunuz?..
"Gol yemeden tek gol işi bitirir" falan havalarındaydılar ve Fenerbahçe'nin o golü bulacağından emindiler...
* * *
Alex'i defterden silen, vazoya da koyamayan Fenerbahçe dün gece İstanbul'da oynanan maça o hız ve hırsla başladı...
Gelin görün ki;
Bir de savunması gereken bir kalesi olduğunu unutmuştu...
Daha altıncı dakika oynanıyordu ki Fenerbahçe golü yedi tabii...
Sonra "çıkar çıkarabilirsen"...
* * *
Bu kadar giriş yeter...
Geleyim Fenerbahçe medyasına...
Arkadaş...
Senin bütün aklını fikrini yitirip sadece cebin ve midenle desteklediğin takım Sanitaboru Elâzığspor'a daha ilk maçta 2 puan kaptırınca ne yaptın?..
Ne yapacaksın?..
Hakemi suçladın...
Halbuki Hakem "kaptırdığını zannettiğin" iki puanı sana "altın tasta üzüm var, benim Elâzığ'ın iki puanında gözüm var" misali kaptı sana verdi...
Anlamadın...
Moskova'daki maçta keza "az gollü ve şerefli bir mağlubiyeti" kabullendin...
Ama bak işte burada olmadı...
İstanbul'da Gaziantepspor'dan tarihi farkı yemediysen önce Gaziantepli futbolcuların beceriksizliğine sonra da kalecin Mert'e dua et...
Ama hayır...
7 tane kaçıran üç tane atan senmişsin gibi yapınca bütün yorumları aha işte gördün başına gelenleri...
* * *
Bitmedi bitmedi...
Başkan'ın maç ortasında eline assolist misali mikrofonu alıp da kadın, çoluk, çocuk bütün seyirciyi ve hiç günahı olmayan Alex'i de fırçalayınca da "sustun"...
İçinizden biriniz çıkıp da;
"Amman ha Başkan!.. Bunu sakın ola tribünlerde erkek izleyiciler varken yapma seni anandan doğduğuna pişman eder" diyemedi...
* * *
Bütün bunlar neden mi oluyor?..
Kuruluşunuzun üzerinden 100 yıl aşkın bir süre geçtiği halde halen "camia" olamadınız da ondan...
Camia olabilseydiniz Aziz Yıldırım'ın bu haliyle başkanlıkta ne işi vardı?..
"Camia" olabilseydiniz eğer "çok iyi bir beyefendi" olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Aykut Kocaman halen Fenerbahçe'nin teknik patronu olarak kalabilir miydi?..
Bakın Galatasaray'a?..
Kendisine 20.45 mucizesini yaşatan Adnan Polat'ı nasıl da koyuverdi kapıya...
Yarın bir gün aynı hataları Ünal Aysal yapsın bir dakika o koltukta oturamaz...
Neden?..
"Galatasaray Camiası" oturtmaz da ondan...
Bir de kendinize bakın...
Yahu Aziz Yıldırım veya Aykut Kocaman Fenerbahçe Camiası'ndan daha mı büyük?..
* * *
Yani ey Fenerbahçeli futbol medyası!..
Siz bu kafayla gittiğiniz için askere yıllardır alamıyorsunuz tezkere...
Aziz Başkan kadın, çoluk, çocuk eline mikrofon alıp nasıl fırçalıyorsa
sizleri de fırçalayacağından korkuyor sadece; "onun istediklerini" yazıyorsunuz...
Aha buyurun işte...
Görün...
Ve böyle devam ederek milyonlarca Fenerbahçe taraftarını başına çorap örün...
adnanberkokan@gmail.com
Eskiler yani atalarımız demişler ki:
"Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu".
Futbolumuzun bir türlü "Ccamia" olamayan"Fenerbahçe Cenahı" aynen öyle...
Söyle bana medyanı söyleyeyim sana takımının halini...
* * *
Geçtiğimiz hafta maçı değerli dostun Hasan Akalın ile birlikte Türkbükü'nde izledik...
Fenerbahçe yine berbat oynuyordu...
Pardon hiçbir şey oynamıyordu...
Hasan'a dedim ki;
"Fenerbahçe bu maçı burada kazanırsa, İstanbul'da da kazanır ve tur atlar ama buradaki maçı kaybederse tur atlaması imkânsız".
Sağlıklı bir Fenerbahçeli olan dostum bakışlarını ekrandan ayırmadan sordu:
"Neden?"
"Çünkü" diye başladım ve devam ettim; "Fenerbahçe bu kapalı ve çok koşan takımı burada yenemez ve hatta bir de yenilirse İstanbul'da asla yenemez".
Peki "Fenerbahçeli" yazarların yazdıklarını hatırlıyor musunuz?..
"Gol yemeden tek gol işi bitirir" falan havalarındaydılar ve Fenerbahçe'nin o golü bulacağından emindiler...
* * *
Alex'i defterden silen, vazoya da koyamayan Fenerbahçe dün gece İstanbul'da oynanan maça o hız ve hırsla başladı...
Gelin görün ki;
Bir de savunması gereken bir kalesi olduğunu unutmuştu...
Daha altıncı dakika oynanıyordu ki Fenerbahçe golü yedi tabii...
Sonra "çıkar çıkarabilirsen"...
* * *
Bu kadar giriş yeter...
Geleyim Fenerbahçe medyasına...
Arkadaş...
Senin bütün aklını fikrini yitirip sadece cebin ve midenle desteklediğin takım Sanitaboru Elâzığspor'a daha ilk maçta 2 puan kaptırınca ne yaptın?..
Ne yapacaksın?..
Hakemi suçladın...
Halbuki Hakem "kaptırdığını zannettiğin" iki puanı sana "altın tasta üzüm var, benim Elâzığ'ın iki puanında gözüm var" misali kaptı sana verdi...
Anlamadın...
Moskova'daki maçta keza "az gollü ve şerefli bir mağlubiyeti" kabullendin...
Ama bak işte burada olmadı...
İstanbul'da Gaziantepspor'dan tarihi farkı yemediysen önce Gaziantepli futbolcuların beceriksizliğine sonra da kalecin Mert'e dua et...
Ama hayır...
7 tane kaçıran üç tane atan senmişsin gibi yapınca bütün yorumları aha işte gördün başına gelenleri...
* * *
Bitmedi bitmedi...
Başkan'ın maç ortasında eline assolist misali mikrofonu alıp da kadın, çoluk, çocuk bütün seyirciyi ve hiç günahı olmayan Alex'i de fırçalayınca da "sustun"...
İçinizden biriniz çıkıp da;
"Amman ha Başkan!.. Bunu sakın ola tribünlerde erkek izleyiciler varken yapma seni anandan doğduğuna pişman eder" diyemedi...
* * *
Bütün bunlar neden mi oluyor?..
Kuruluşunuzun üzerinden 100 yıl aşkın bir süre geçtiği halde halen "camia" olamadınız da ondan...
Camia olabilseydiniz Aziz Yıldırım'ın bu haliyle başkanlıkta ne işi vardı?..
"Camia" olabilseydiniz eğer "çok iyi bir beyefendi" olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Aykut Kocaman halen Fenerbahçe'nin teknik patronu olarak kalabilir miydi?..
Bakın Galatasaray'a?..
Kendisine 20.45 mucizesini yaşatan Adnan Polat'ı nasıl da koyuverdi kapıya...
Yarın bir gün aynı hataları Ünal Aysal yapsın bir dakika o koltukta oturamaz...
Neden?..
"Galatasaray Camiası" oturtmaz da ondan...
Bir de kendinize bakın...
Yahu Aziz Yıldırım veya Aykut Kocaman Fenerbahçe Camiası'ndan daha mı büyük?..
* * *
Yani ey Fenerbahçeli futbol medyası!..
Siz bu kafayla gittiğiniz için askere yıllardır alamıyorsunuz tezkere...
Aziz Başkan kadın, çoluk, çocuk eline mikrofon alıp nasıl fırçalıyorsa
sizleri de fırçalayacağından korkuyor sadece; "onun istediklerini" yazıyorsunuz...
Aha buyurun işte...
Görün...
Ve böyle devam ederek milyonlarca Fenerbahçe taraftarını başına çorap örün...
adnanberkokan@gmail.com