Nihal Bengisu, Nuray Mert'e sahip çıktı
Muhafazakar medyadan giderek derinleşen Nuray Mert eleştirilerine Nihal Bengisu Karaca'dan itiraz geldi. Karaca, Mert'e vefa istedi!
GAZETECİLER.COM
Son günlerde muhafazakar medyada Nuray Mert için yapılan sert eleştiriler dikkat çekiyor. Mert'in hükümete dönük eleştirilerinden sonra muhafazakarlar ile olan mesafi açılmıştı. Habertük yazarı Nihal Bengisu Karaca ise Mert'in muhafazakar çevrelerce haksızlığa uğradığını söylemiş ve önemli bir vefa örneği göstermiş.
İşte Karaca'nın Nuray Mert'e anlamlı desteği:
VEFA BİR SEMT ADI
DEĞİLDİR!
NURAY Mert ve eski İslamcı dostları arasındaki gerilime ilişkin,
huzursuz fısıltı yekûnuna epey geç intibak ettim. Nitekim Mert'in
başına, Ertuğrul Özkök tarafından refere edilmek gibi
bir "talihsizlik"gelince bu gerilim kendisini hissettirmiş
olacak ki, Sibel Eraslan bakışlardaki çapakları ayıklamaya davet
eden bir yazı yazdı. Dün de Ayşe Böhürler'in köşesinde, "beyaz"
olarak nitelediği, muhalif dostum dediği Mert'e, yönelik
eleştirilere ilişkin bir yazı yer aldı.
ÜZERİMDE NURAY MERT'İN
EMEĞİ VAR!
Üzerinde Nuray Mert'in emeği olan biriyim, beyaz
yanını bilmem, kimilerine ilginç gelebilir ama ben onu "yeşilin
tonlarına kattığı farkı" çok önemsemiş, onun "mümin" yanının
evsafından gelen iyileştirici etkiyi sevmiş biriyim. Öfkesine de
tanıklık ettim, "İnsanın en büyük düşmanı, başkası için dilediği
kötülüktür" diyen yanına da. Bugün ileri sürdüğü tezler benim
izlenimlerime tekabül etmiyor, yazılarında katılmadığım noktalar
artıyor ama resmi ideolojinin "Ulus devlet mantığı hangi hataları
yapmıştır", "Salt 'demokrasi' diyerek altından kalkamayacağımız
meseleler nelerdir" gibi bahislerde hâlâ ufuk açıcı şeyler
söylediği kanısındayım.
ORTADA BİR NURAY
MERT'İ BİTİRME PLANI MI VAR?
Ortada bir "Nuray Mert'i bitirme planı" olduğunu düşünmüyorum.
Fakat şu bir gerçek ki, on beş yılını İslamcılarla arkadaşlık
ederek geçiren Mert ile eski muhafazakâr çevresi arasına kara kedi
girmiş olduğuna ilişkin bir kanı var ve giderek güçlenerek iki
tarafın arasındaki mesafeyi açıyor. Unutulan ya da pek bilinmeyen
bazı şeyleri söylemek gerektiği kanaatindeyim.
BİR
ZAMANLAR...
Bundan yıllar önce, sonradan "çok demokrat, çok cici" bir mekân
olarak anılan BÜ'de, geleceğin parlak akademisyeni olarak kariyer
basamaklarını bir bir tırmanırken, "Doğum günü partisi için ders
saatlerinde ayarlama yapabiliyorsanız, bazı öğrencilerin cuma
namazına gitme taleplerini karşılamak için de düzenleme
yapmalısınız" dediği için, dindar ve kırsal kökenli öğrencilere
yapılan sınıfsal ayrımcılığa karşı durduğu için, "Hep Robert'ten
gelenlere değil biraz da İHL'den gelenlere insan gibi muamele
yapalım" tavrı takındığı için, "kara liste"ye alınmıştı bu
kişi.
Kemal Cürüz'ün YÖK Başkanı olduğu bir dönemde, Ufuk Uras dahil
bildiğimiz tüm özgürlükçüler sınırlı bir serbestiyi savunurken,
"Başörtülü hâkim de olabilir, öğretmen de olabilir, olabiliroğlu
olabilir" diyen ve bunu siyaset biliminin en sağlam gerekçeleriyle
temellendiren tek "Nişantaşılı" oydu. Ve o zamanlar "Nişantaşı"
imaj itibarıyla önemsenir, saygı görürdü.
NURAY MERT'İN TÜRBAN
KONUSUNDAKİ TAVRINI UNUTMAMALIYIZ!
Bu görüşlerini eskisi kadar sık ifade etmiyorsa, bunu huzursuzluk
vesilesi sayacak olanlar önce mütedeyyin kesime bakmalı. Sahiden bu
meselenin çözülememiş olduğunu dert eden kaç kişi kalmıştır?
Bırakın dert etmeyi, cuma günü Sibel Eraslan'ın bir yazısını
alıntılayan haber7.com/da, başörtüsü meselesini hatırlatan dindar
kadınlara, "Allah'ın laneti üzerinize olsun" cümlesini Arapça
söyleyebilecek kadar jargona hâkim; bazı dindar kadın yazarların
başörtüsü sorununu unutturmuyor oluşuna pek "içerden" hayıflanan
bir okur yorumu vardı. Site böylesine nefret yüklü bir yorumu
koymakta hiçbir beis görmemişti. Fazla söze gerek var mı?
Bir köşe yazarı olarak, Nuray Mert'in "sivil darbe" ve "polis
devleti" kavramları üzerinden yaptığı son yorumlara katılmıyorum
ama başörtülü bir kadın yazar olarak, onun geçmiş emek ve
çabalarının üzerine sünger çekilebilirmiş gibi yapmayı da imkânsız
buluyorum. Erkeklerin çok azı bunu anlayabilir, anlamalarını
beklemiyorum.