Nihal Bengisu Karaca ve Laisizm..
O yasakçı zihniyete kafa tutan Nihal Bengisu Karaca'ya “destek vermek, hakkını teslim etmek”...
ADNAN BERK OKAN
Nihal Bengisu Karaca, Dışişleri Bakanı’nın davetlisi olarak Suudi Arabistan’a davet edildi…
Diğer meslektaşları ile birlikte uçağa bindi ve yola çıktı ama…
Suudi yönetimi “Tek başına alamayız, eş veya baba muvafakati lâzım” diyerek Karaca’nın ülkeye girişinde zorluk çıkardı…
“Kimseden izin alamam” dedi Karaca… “Peygamberin kemikleri sızlıyor. Din önemlidir ama ‘katı olmayan laiklik’ de önemlidir”…
Ve hiç kimseye “müdana” etmeden Suudi Arabistan’a gitmekten vazgeçti…
***
Sevgili Nihal’in o pek de fazla iri olmayan bedeninden belki de beklenmeyen bir “özgüven” bu…
Alkışlanması gereken bir “cesaret”…
Karaca, bu haklı itirazı kendi mahallesi tarafından eleştirilmeyi göze alarak yaptı hem de…
Oysa çok yakın bir zamana kadar bizim kadınlarımız da eşinden izin almadan bir şirkete ortak olamıyor, yurt dışı gezilere çıkamıyorlardı…
Hem de bu kısıtlama, “en laikçi” hükümetler döneminde konmuş ve fakat “en laiklik karşıtı” olduğu iddia edilen Ak Parti Hükümeti döneminde kaldırılmıştı…
Şöyle açayım…
***
Her ülkenin yasaları eleştirilebilirdir ama eleştirilebilir o yasalar hiç birimize o ülkeye “hakaret etme” hakkını vermez… Nihal Bengisu Karaca ile Bekir Coşkun’u aynı gazetede buluşturma uygarlığını gösteren Gazete HT yönetimi bu anlayış olgunluğunu haberlerinde ve manşetlerinde de gösterebilmeli… A.B.O. |
Bu yasakçılığı, bu; kadın hakları düşmanlığını yeni sona erdiren bir ülke olarak Suudi Arabistan’ın yasalarını eleştirmeye hakkımız yok…
Ama…
O yasakçı zihniyete kafa tutan Nihal Bengisu Karaca'ya “destek vermek, hakkını teslim etmek” görevimiz olmalı…
Kurban bayramında sokakları “dini buyruk” adına “mezbahaya döndürülen” ve adı "Vahşi"ye çıkarılan ülkemizde samimi Müslümanların (Karaca bu kesime güzel ve doğru bir örnektir) Laisizmi nasıl ve ne kadar doğru algıladıklarının mesajıdır bu davranış…
Laisizmin “baskı” değil, “inanç özgürlüğü”nün garantisi olduğunun bütün özgür dünyaya ilân edilmesidir…
Hem de kimi “kökten Laikçi”lerimizin, Nihal Bengisu Karaca gibi saygıdeğer kadınlarımızı “laiklik karşıtı” gibi gören saplantılarına rağmen…
Şimdi bir de bu haberin diğer boyutuna geleyim…
***
Nihal Bengisu Karaca’ya yapılan öncelikle “AYIP”tır…
Başarılı yazarımızın kişiliğinde bütün kadınlığa “hakaret”tir…
Ve İslâm dininin kanlı terör örgütlerince kötüye çıkarılan temiz adını bir kez daha “incitmek”tir…
Ama…
Gazete HT’nin arttığı manşet de “ayıptır”…
Suudi Arabistan Devleti’ne karşı yapılmış bir “hakarettir”…
Keşke, manşeti atarken“Suudi Kafası” demeseydiler…
Keşke durum tespiti yapsaydılar ve “Yazarımıza ayıp edildi” diye yazsaydılar…