Nihal Bengisu Karaca 'Hergele'yi açıklıyor!
Ahmet Arsan diye Hürriyet okurlarına yutturulan Ahmet Hakan son Ayşe Arman röportajıyla kendini tamamen ele verdi.
GAZETECİLER.COM- Habertürk yazarı Nihal Bengisu
Karaca, Ahmet Arsan ismi ile Hürriyet'in Pazar ekinde yazmaya
başlayan Ahmet Arsan'ı deşifre etti.
"Ahmet Arsan'ı açıklıyorum" diyen Karaca, Ayşe Arman'ın
röportajından yola çıkarak, Arsan'ın aslında Ahmet Hakan olduğuna
kanaat getirdi. Hadi Özışık'ın Gazeteciler.com'daki "Tek
Tanık Levent Gültekin ise Ahmet Arsan'ı tanıdım"
yazısını referans aldı ve şu analizi yaptı:
"Gerçek Hayat'ın yöneticilerinin bile deşifre etmiş olduğu
bir mevzuu böylesi bir inkarı taşıyabilir mi? Bu kadar büyük bir
yalanda, bu kadar israrcı olunması akıl işi değil."
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN YERİNDE OLSAM
"Bu insanların okura yalan söyleme-me konusunda, kendi
aralarında eğlenmek ile okurla eğlenmek arasında bir fark
görebilecek kadar sorumluluk duygusu taşıdıklarını düşünmek
istiyorum" diyen Karaca, yazısını şu sözlerle
noktalıyor:
"Şahsen, Ertuğrul Özkök'ün yerinde ve onun zihni kodlarına sahip
biri olsam, muhafazakarların arasından müstear isimle yazacak
birini bulmakla yetinmez, aynı zamanda onu olay yaratacak bir
müstear isimle donatırdım. Sadece "Kim bu adam?" sorusunu
sordurtacak bir ismi değil, aynı zamanda "Yoksa bu kişi, şu kişi
mi" şayiası üretecek bir ismi seçerdim. Yani, Ahmet Arsan, Ahmet
Hakan olmayabilir sahiden, belki de bir zamanlar Ahmet Hakan'ın
kullandığı Ahmet Arsan müstearını kullanan 'yeni' biriyle karşı
karşıyayız, belki anonim bir kimlikle. Birkaç kişi birlikte.
Böylece insanlar "Bu kişi Ahmet Hakan'dır" diye ter ter tepinir ve
kısmen haklı olurlarken, Ertuğrul Özkök de "O değil" derken kısmen
haklı oluyor.
Özkök bir punduna getirip, 'Ahmet Arsan'a hediye ettiği' Kafka
tişörtüyle görünürse, ona da hiç şaşırmayacağım. Biliyorsunuz
Ertuğrul Özkök de gerçekte Ertuğrul Özkök değil, o aslında Benjamin
Linus."
İŞTE NİHAL BENGİSU KARACA'NIN YAZISININ TAMAMI
-AYŞE Arman'ın, "kim olduğu bilinmeyenlerle yaptığı
röportajlar serisi"nin Leyla T. den sonraki durağı Ahmet Arsan
oldu. Lakin "Ahmet Arsan kim?" meselesinin suyuna soğan doğrandığı
da vâki. İş iyice raydan çıktı. Artık ben bile şüpheliler
arasındayım.
Kısa bir özet: Ahmet Hakan, Ahmet Arsan değilim dedi ve kendisinin
Ahmet Arsan olduğunu iddia eden Vakit'e ateş püskürdü. (Fakat bu
yolda tek haber Vakit'te çıkmış değil. Yeni Şafak gazetesi de,
Gerçek Hayat dergisinin yöneticileriyle konuştu, Ahmet Arsan'ın,
Ahmet Hakan olduğunu yazdı) Derken Ahmet Arsan "Beni tanıyan, kim
olduğumu en iyi bilecek kişi Levent Gültekin'dir" dedi.
İntemethaber'den Hadi Özışık ise hemen devreye girdi : "O zaman bu
kişinin Ahmet Hakan olduğuna hiç şüphe kalmadı"...
Özışık, Levent Gültekin'in Gerçek Hayat dergisinin yöneticisi
olduğu yıllarda, Ahmet Arsan'ın aslında Ahmet Hakan olduğunu bizzat
Gültekin'den 'kulaklarıyla' duyduğunu aktardı. Ama Ahmet Hakan ve
Ertuğrul Özkök hâlâ inkârdalar ve dahası bu kimlikten endişe eden
kişileri suçluyorlar. İnsan düşünmeden edemiyor, Gerçek Hayat'ın
yöneticilerinin bile deşifre etmiş olduğu bir mevzuu böylesi bir
inkarı taşıyabilir mi? Bu kadar büyük bir yalanda, bu kadar israrcı
olunması akıl işi değil.
TANRIM O SES...YOKSA...
O halde durum başka, demek zorunda kalıyorum.
Çünkü bu insanların okura yalan söyleme-me konusunda, kendi
aralarında eğlenmek ile okurla eğlenmek arasında bir fark
görebilecek kadar sorumluluk duygusu taşıdıklarını düşünmek
istiyorum. Hatta bunun bu kadar çabuk ortaya çıkacağını
bildiklerini, planlarını bu bilgi üzerine yaptıklarını düşünmek
istiyorum. Belki sahiden, başka bir şey var.
Şahsen, Ertuğrul Özkök'ün yerinde ve onun zihni kodlarına sahip
biri olsam, muhafazakarların arasından müstear isimle yazacak
birini bulmakla yetinmez, aynı zamanda onu olay yaratacak bir
müstear isimle donatırdım. Sadece "Kim bu adam?" sorusunu
sordurtacak bir ismi değil, aynı zamanda "Yoksa bu kişi, şu kişi
mi" şayiası üretecek bir ismi seçerdim. Yani, Ahmet Arsan, Ahmet
Hakan olmayabilir sahiden, belki de bir zamanlar Ahmet Hakan'ın
kullandığı Ahmet Arsan müstearını kullanan 'yeni' biriyle karşı
karşıyayız, belki anonim bir kimlikle. Birkaç kişi birlikte.
Böylece insanlar "Bu kişi Ahmet Hakan'dır" diye ter ter tepinir ve
kısmen haklı olurlarken, Ertuğrul Özkök de "O değil" derken kısmen
haklı oluyor.
Özkök bir punduna getirip, 'Ahmet Arsan'a hediye ettiği' Kafka
tişörtüyle görünürse, ona da hiç şaşırmayacağım. Biliyorsunuz
Ertuğrul Özkök de gerçekte Ertuğrul Özkök değil, o aslında Benjamin
Linus.
'Ben değilim' diyeceğim ama 'ben değilim'in bir anlamı
kaldıysa...
Arsan diyor ki, "Belki Ahmet Hakan'ım, belki Nihal Bengisu Karaca,
eğlenmenize baksanıza"... Diyor.
Tamam benim de bir 'çoğul kişilik bozukluğu' hayalim var, ben de
isterim bir Tyler Durden'im olsun. Bir gün uyanayım ve yanımda
farklı bir kimlik dursun, sen kimsin diyeyim, "Seni teselli etmek,
parçalanmış kişiliğinin parçalarını toplamak için geldim" desin.
Veya bir gün uyanayım ve bir zamanlar NCIS'e çalıştığımı, İbranice
bildiğimi hatırlayayım, temizlikçi kadın jartiyerinden bir silah
çıkarıp "Toparlan" desin, bir valiz atsın önüme pencereyi
kollayarak, valizden on dört tane pasaport, dört adet Sig Sauer
P226 silah çıksın...
Dehşete düşeyim filan.
Sözün özü, Ahmet Arsan tiplemesi benim gönlümde yatan
'avatar'değil. Ben zaten yazabiliyor iken, bana benzeyen birini
canlandırmak bana göre hiç eğlenceli değil.
Aynı mantıksız durum Ahmet Hakan için de geçerli aslında ve eğer
Ahmet Arsan Ahmet Hakan ise, bunu Özkök istediği için, bir şekilde
reddetme şansı kalmadığı için yapıyordur, ve zannımca hiç de zevk
alrnıyordur.Kaldı ki Habertürk'e yeni gelmişim, daha birkaç ay
olmuşken neden kalkıp Hürriyet ile gizli konvansiyonlar içine
gireyim.
Aslında bu karışıklığı çözmenin ve bizim de eğlenmemizin, bir yolu
var. O yol., Ahmet Arsan'ın, Ahmet Hakan )lfe çok sert bir polemiğe
girmesidir.
Arsan, "Nişantaşına gittiğimde Ahmet Hakan'a Nişantaşı özentisi
diyenleri görüyorum, gülümsüyorum" gibi tanıdık tezleri ve gizli
Ahmet Hakan savunmalarını bir yana bıraksın ve bir ayağı hala
'bizim mahalle'de olan Ahmet Hakan ile düello düzeyinde bir
polemiğe girsin. Epey haşin olsun ama. Ahmet Hakan'ın geçmişte, hiç
de gereği yok iken takındığı saldırgan üslubun benzeriyle, gayet
can yakıcı ve kan çıkarıcı tespitler yapsın .
Hakkında çıkan yazıyı görünce 'donuk kare' ye dönüşmek neymiş, bir
yazı yüzünden kahrolmak neymiş hepsini tattırsın Ahmet Hakan'a. Bir
tarafı iltifata bakan, "Evet çok kötü huyları var, çorabını ters
giyiyor ve uzayda yönünü bulamıyor, öyle birbohemlik..." türünde
çaktırmadan övgüler dizen çakma tespitler değil ama, sıkı salvolar
olmaU. O zamarv hetkes \r\avw.
Demek ki Ahmet Arsan sahiden başka biri, derler. Ya da gerçek bir
Dr. Jekyill Mr. Hyde' a karşı, hadisesine tanık olur Türk matbuatı.
Süper olur her ihtimalde. Ahmet Arsan'a başarılar
dilerim. "