Nevşin Mengü şimdi ne yapmalı?
Nevşin Mengü kardeşi Burak Mengü'nün anlattıklarının gerçekleri yansıtmadığının ortaya çıkmasının ardından özür dilememiş ama ikinci bir açıklama yapmıştı. Diken.com yazarı Eray Özer Nevşin Mengü'nün şimdi ne yapması gerektiğiyle ilgili bir yazı yazdı.
Eray Özer yazısında Nevşin Mengü'nün yaptığı
gazetecilik hatasının unutulmasını beklemek yerine yine bir
gazetecilik yapması ve olayları aydınlatması gerektiğine dikkat
çekti.
Nevşin Mengü'nün ikinci açıklamasını sosyal medyadan yapmasını da
eleştiren Eray Özer, asıl açıklama ve özrün Birgün gazetesi
okurlarına yapılması gerektiğini savundu.
İŞTE ERAY ÖZER'İN O
YAZISI
Nevşin Mengü’nün şu son iki günde yaşadıkları hepimizin başına
gelebilir. Hepimiz kardeşimizin dediklerine inanabilir, bunu
sorgulamadan onunla bir karakola gidip suç duyurusunda bulunabilir,
birtakım insanlardan şüphe edebiliriz. Söz konusu insan kardeşimiz
nihayetinde.
Pek tabii ki, onu korumak amacıyla bu meseleyi kamuoyunun gündemine taşımayı da isteyebiliriz.
O nedenle bana kalırsa sadece saldırma amaçlı eleştirilere takılıp kalmak, hayatı kendine zindan etmek doğru değil. Fonksiyonel de değil. Söz konusu gazetecilik hatasından dolayı kimse fiziksel bir zarar görmedi, kurumlar da yapılan açıklamalar sonrası eğer ortada kaybedilen bir itibar varsa bunu geri aldılar.
Bir de samimi olalım. Herkes elini vicdanına koyduğunda itiraf edecektir ki, böyle bir durumda insanın aklına “Dur ben bu kardeşimin söyledikleri doğru mu bir kontrol edeyim” demek gelmez.
Tabii eğer her şey ‘normal’ ise…
Gelin yazının buradan sonrasına Nevşin ve Burak Mengü’nün son iki günde yaşadıklarına ve ortada kalan sorulara madde madde bakalım.
Şu anda
ne biliyoruz?
Burak kaçırılmadı, bu kaçırılma hikayesini kafasından uydurdu.
Neden? Nevşin bir gazetecilik hatası yaptığını söylüyor, belli ki
çok üzgün. O zaman bu hatayı bize Burak’ın neden böyle bir
davranışta bulunduğunu açıklayarak telafi edebilir. Mesele sağlık
sorunlarına varıyor olsa bile. Nihayetinde durum bizzat Nevşin’in
kalemiyle artık kamuya mal oldu, onun da dediği gibi ‘kolun
kırılıp yenin içinde kalma vakti’ geçti.
Aslında
ne oldu?
Burak’ın kamera görüntüleri var evet, ama o görüntüler tüm günü
aydınlatmıyor. Yahut detayları bilmiyoruz. Nevşin bize o gün ne
olduğunu da anlatmalı. Bunu Burak’tan çok sağlıklı bir şekilde
öğrenmesi mümkün görünmüyorsa, Burak’ın müvekkiliyle, polis
yetkilileriyle konuşmalı. Yine aynı noktadayız, bir gazetecilik
hatasını bir gazetecilik faaliyetiyle unutturmalı.
Açıkta kalan başka sorular
da var
Burak gerçekten daha önce gözaltına alındı mı? Emniyete götürüldü
mü? Gerçekten kan işedi mi? Yoksa onlar da mı hayal ürünüydü?
Mesela bir doktora göründüler mi? Bir rapor veyahut bir muayene
bulgusu var mı? Kısacası Burak’ın daha önce gözaltına alındığına ve
darp edildiğine dair elimizde kendisinin ifadesinin ötesinde bir
bilgi var mı?
Nevşin
bir açıklama yaptı, kardeşine kırgın ve kızgın olduğunu söyledi.
Tamam ama niye?
Eğer Burak’ın psikolojik bir sorunu veya başka bir sağlık problemi
varsa ve bu durum bu olayla ortaya çıktıysa insan ne kadar içinden
gelse de kırgın ve kızgın olma lüksüne sahip değildir. Sağlık
çünkü, adı üstünde. Hepimizin başına gelebilir. Yok eğer, kırgın ve
kızgın iseniz olan bitenin ‘bilinçli’ bir şekilde
gerçekleştiğini, Burak’ın akli baliğ bir şekilde yalan söylediğini
ima ediyorsunuz demektir. O zaman mesele diğer seçeneğe göre çok
daha çetrefil bir hal alır. Böyle bir durumda açığa çıkarılması
gereken, kardeşiniz dahi olsa bir insanın böyle bir kandırmacaya
neden ihtiyaç duyduğunu ortaya koymanızdır. ‘Burak kendi
içinde ne yaşadı bilemiyorum’ açıklaması konuyu daha büyük bir
açmaza sürükler ve aslında hatanın tekrarı demektir.
Nevşin Mengü son açıklamasını sosyal medyadan yaptı. Neden?
İddiaları dile getirdiği mecra Birgün gazetesiydi. Dolayısıyla
iddialarıyla ilgili olarak sorumlu olduğu kişiler de aslında
Twitter kullanıcıları değil Birgün okurları. Konunun aciliyeti
nedeniyle gazeteden izin alarak yazı gününü beklemeksizin, yaptığı
veya yukarıda tarif etmeye çalıştığım yapması gereken açıklamayı
gazeteden yayınlamayı tercih edebilirdi. Tabii insan böyle bir
durumda detaylara hakim olmaya çalışırken gazetenin baskı saatini
kaçırabilir, bir sonraki güne kalmasın diye hızla sosyal medyadan
duyurmak isteyebilir. Lakin dediğim gibi asıl muhatap son tahlilde
Birgün okurudur. Bu nedenle okur, detayları içeren bir yazıyı
beklemekte haklıdır.
Bundan sonra ne
olacak?
Burak Mengü şikayetini geri çekti. Emniyet ise ortada uydurulmuş
bir suç olduğu için suç duyurusunda bulundu. Konunun unutulmasını
beklemek yerine aksine gelişmeleri paylaşmak Nevşin’e dair
ortada ‘kaybedilen’ bir güven varsa, geri kazanılması
için en sağlıklı yol olacaktır. Ayrıca gazetecilik itibarının
zedelendiğini hisseden birisine de iyi gelecektir.
Not: Fazla tekrar olmaması için yazının bazı yerlerinde, aramızdaki yaş yakınlığına da sığınarak kendilerinden sadece isimleriyle bahsettim. Kusuruma bakmasınlar.