Neşe Düzel gazeteciliğini takdimimdir…
Bu iddianın sahibi Hanımefendi’nin eşi Süleyman Yaşar, “Ak Parti Medyası” olarak bilinen medyanın en güçlü kalesi....
ADNAN BERK OKAN
Biz hata yaptık... Ahmet Atakan’ın ölüm haberini ilk gelen tanıklıklara ve iddialara göre verdik. Atakan’ın çatıdan düşmediğini yazdık.
Oysa geceleyin yeni bilgiler ve görüntüler ortaya çıkınca, gazetenin manşetini değiştirmemiz gerekiyordu ama biz o bilgiye zamanında ulaşamadık.
Bugün, Atakan’ın ölümüyle ilgili yeni iddialar ortaya atılsa da... Bu ölüm sorgulanmaya devam etse de... Henüz hiçbir şey kesin olmasa da savunulacak bir yanı yok yaptığımızın.
Az önce okuduğunuz satırları, dünkü Taraf’tan alıntıladım…
Neşe Düzel’in köşesinden…
İlk bakışta nasıl da “erdemli” cümleler…
Çünkü…
“Yalan haber” yapan bir gazetenin genel yayın yönetmeni okurlarından özür diliyor…
Ama bir dakika…
Bitmedi…
Özürden sonra Taraf dışında diğer bütün gazetelere öyle büyük hakaretler, iftiralar sıralıyor ki Düzel; özrün hiçbir değeri kalmıyor…
Zira özür diledikten sonra, yönettiği Taraf'ın başarılarını saymıyor...
Daha da başarılı olacağının sinyallerini ve ipuçlarını da vermiyor...
Ya ne yapıyor?..
Bütün bir medya dünyasını aşağılıyor...
İsim verip "şunlar, şunlar" ayrımı yapmadan; Taraf hariç bütün medyayı ve meslektaşlarını aşağılıyor...
İtibar cinayetleri işliyor...
Meselâ şöyle diyor:
“Türkiye bugün, AK Parti devletinin medyasıyla ulusalcı medya arasında sıkışmış durumda. Taraf, bu ülkede, demokrasiye, gerçek bir barışa, özgürlüklere ve hukuka sahip çıkan... Dindar dinsiz, Kürt Türk, Alevi Sünni ayrımı yapmadan herkesin hakkını korumaya çalışan tek gazete.”
Gülmeyin…
Ben uydurmuyorum; Neşe Düzel yazıyor bunları…
Evet tabii absürt ama yazan da Neşe Düzel…
Yani…
Genel yayın yönetmeni olur olmaz; “gazetelerimde Cemaat lehinde ya da aleyhinde tek satır haber istemiyorum” diyen Erdoğan Demirören’i, ” kırk beş yıl önce cinayet işlemekle suçlayan” Neşe Düzel…
Yani…
Bir işadamına; iki gazetenin birden sahibi olan bir medya patronuna, elinde somut tek bir delil ve bir mahkeme kararı olmadığı halde “Katil” damgasını vurmaktan utanmayan Neşe Düzel…
Genel yayın Yönetmeni olur olmaz; bundan yaklaşık iki yıl önce ve yine Hüseyin Özay imzasıyla Star Gazetesi’nde yayımlanan düzmece/dedikodu bir haberi tek bir virgülünü bile değiştirmeden "güncelmiş gibi" yayımlamakta sakınca görmeyen Neşe Düzel…
Neden?..
Cavit Çağlar bakan olduğunda Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı olan eşi Süleyman Yaşar’ı kovdu ya…
İşte onun intikamını almak için…
Ve…
Daha henüz altı ayı bile dolmayan bu genel yayın yönetmeni Hanımefendinin daha o kadar çok yanlış(!) ve hatalı(!) haberi var ki; yerim yetmez onları sıralamaya…
Ve…
Cemaat desteğinde, Cemaat için gazetecilik yaptığı cümle alem tarafından bilinen bu Hanımefendi; Türkiye’nin bugün sadece “AK Parti devletinin medyasıyla ulusalcı medya arasında sıkıştığını” iddia edecek kadar da kendinden geçiyor yazısında…
Yani…
Türkiye’de:
- Ak Parti medyası
- Küreselci, cumhuriyetçi, laikçi medya
- Ulusalcı muhafazakâr medyanın yanı sıra…
Yönettiği gazetenin hamisi ve banisi Cemaat’in dördüncü medya gücü olduğunu gözlerden saklamaya çalışıyor…
Ya da Zaman’ın bir milyondan fazla okuruyla medya dünyasında apayrı ve kendine has bir yeri olduğunu (nedense) kimse bilmsin istiyor…
Medyayı sadece "iki uca sıkıştıracak" ya...
Bir de ne diyor biliyor musunuz?..
Buyurun o halde öğrenin:
“Siyasi iktidarın ve onun bol maaşlı gazetecilerinin icadı olan yeni oyunlar değil bunlar.”
Evet, aynen böyle diyor…
Ortada yeni oyunlar olduğunu; oyunları da siyasi iktidarın ve onun bol maaşlı gazetecilerinin sahnelediğini iddia ediyor…
Ve…
Biliyor musunuz ki;
Bu iddianın sahibi Hanımefendi’nin eşi Süleyman Yaşar, “Ak Parti Medyası” olarak bilinen medyanın en güçlü kalesi olan Çalık Gurubu’nun gazetesi Sabah’tan ayda 15.000. --; a haber’den de 15.000- olmak üzere tam 30.000.—lira maaş alıyor…
Ve…
Hem de bu kadar parayı sadece Erdoğan’ı övmek, Ak Parti iktidarının ekonomide ne kadar başarılı işler yaptığını anlatmak için alıyor…
Bugüne kadar tek bir eleştiri yazısı yok…
Kendi eleştirmiyor ama eşine hükümeti ve Başbakan’ı eleştirmesi için sürekli lojistik destek veriyor….
Ya da şöyle söyleyeyim:
Siyasi iktidarın en bol maaşlı gazetecisi; Hanımefendi’nin saygıdeğer eşi Süleyman Yaşar…
Yani...
Kirli siyasi oyunculardan biriyle evli Hanımefendi...
Haaaa….
Neşe Düzel’in “siyasi iktidarın ve onun bol maaşlı gazetecileri”nden kastı başkalarıysa hemen söylemeliyim ki; adlarını vermese de ima ettiği yazarların hiçbiri Neşe Düzel’in eşi Süleyman Yaşar kadar bol maaş alamıyorlar…
Meselâ Taraf’ın gazetecilik anlayışını eleştiren Ahmet Kekeç’in maaşı Düzel’in eşi Süleyman Yaşar’ın maaşının yarısı kadar…
Meselâ Taraf’ın gazetecilik anlayışını eleştiren Salih Tuna’nın maaşı, Düzel’in eşi Süleyman Yaşar’ın maaşının üçte biri kadar bile yok…
Ve biliyor musunuz ki; Ahmet Kekeç ve Salih Tuna, medyanın en çok okunan ilk on yazarı arasından hiç düşmüyorlar…
Peki…
Kendisi Başbakan’ı övmek görevini üstlenen; Başbakan'a karşı eleştiri malzemesi olarak kullanılacak olanları ise eşi Neşe Düzel’e paslayan Süleyman Yaşar’ın okunurluğu nasıl?..
Söyleyeyim:
İlk yüz arasına girdiği gün “başarılı” sayılacak...
Peki girebiliyor mu?..
Hayır...
Asla...
Hâsılı…
Bu makalem;
kocasına ayda 30.000.—lira maaş ödeyen Çalık Gurubu’nu (Sabah ve a haber) “siyasi iktidarın gazete ve televizyonu” olarak göstermekten çekinmeyerek eşinin patronuna “hakaret” eden;
“Kendi ülkelerindeki baskıları görmemek için Suriye ve Mısır’daki haksızlıkları yazmaktan bugün kalemlerinde mürekkep kalmayan bu devlet gazetecileri, bir gün gelecek, Türkiye’nin sorunlarını da görmek zorunda kalacaklar” diyerek ise eşinin de bir gün hesap vereceğine inanan ve fakat; “ya hükümetin siyasi tetikçiliğini yapan o medya gurubundan ayrıl ya da ben ayrılacağım” deme cesaretini gösteremeyen Neşe Düzel gazeteciliğini takdimimdir…
Not: Çalık Gurubu’nun Hükümet’e siyasi tetikçilik yaptığını iddia eden ben değilim…
Ayda 30.000.—lira maaş verdikleri Süleyman Yaşar’ın eşi Neşe Düzel…
adnanberkokan@gmail.com