Nedir bu çektiğimiz bu yalanlardan?..
Ertesi gün haberin yalan olduğunu da yine kendileri kabul edip doğrusunu yazdılar ama medyaya itibar kaybı yaşattıklarını da kabul etmeliler....
GAZETECİLER.COM - Medyamız ne hallere düştü görüyor musunuz?..
Küfür
kâfir gırla gidiyor
ancak…
Çok daha tehlikelisi medyamızdaki
“Yalan Haber” hastalığı…
İlle de
Gazete HT, “haber atlatacağım” diye akıl almaz
yalan haberler yapıyor…
Daha bir gün önce, 3 yıldır
görüşmeyen Ece Gürsel ile Hüsnü Şenlendirici'yi Amsterdam'da
buluşturdular...
Ertesi gün haberin yalan olduğunu
da yine kendileri kabul edip doğrusunu yazdılar ama medyaya itibar
kaybı yaşattıklarını da kabul etmeliler.
Dün de Ercan Saatçi’nin Haldun
Üstünel’i tehdit ettiği yalanını attılar ortaya…
Bakın Ercan Saatçi bu konuda neler
yazmış…
Tüm kalbimle özür diledim kimseyi
de tehdit etmedim
BEN yanlış yaptığım bir konuda
özür dilemekten hiç gocunmadım. Geçtiğimiz günlerde, yıllarca
bekletildikten sonra ortaya çıkan kasetteki sözlerimden dolayı bir
yazı yazdım ve tüm kalbimle ve samimiyetimle Galatasaray
camiasından özür diledim.
O yazıda özürle birlikte,
konuşmanın hangi şartlarda ve nasıl gerçekleştiğini de açık açık
yazdım.
Ama dünkü gazetelerde yazıldığı
gibi “ben kimseyi tehdit etmedim.”
Bu konudan haberdar olmayanlar
için kısa bir özet yapmalıyım.
Dün iki gazetede, “Saatçi’den
Üstünel’e tehdit”, “Çıldırtan yemek” ve “Haldun Üstünel’e tehdit
telefonu” başlıklı haberler çıktı.
Bu haberlerde, benim Galatasay
yöneticisi Sayın Haldun Üstünel’i arayarak, “Bu meseleyi kapat,
elimizde senin ve bazı yöneticilerin görüntüleri var. Bunları
yayınlar ve sizi insan içine çıkamaz hale getiririz” dediğim iddia
edildi.
Ayrıca bu gerçek dışı haberde,
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Lig TV Genel
Müdürü Şansal Büyüka, Vatan Gazetesi Spor Müdürü İbrahim
Seten, Beşiktaş eski yöneticisi Fikret Orman ve Futbol Federasyonu
Milli Takımlar eski sorumlusu Serdar Güzelaydın’ın da böyle bir
konuşmaya şahit oldukları belirtildi.
Evet, ben yukarıda isimleri geçen
arkadaşlarımla ve sayın başkan ile bir yemek yedim.
Ama...
BİR: Bahsi geçen yemekte, ne sayın
Üstünel’i, ne de başka bir Galatasaray yöneticisini aradım. O
gecenin büyük bir bölümünde masada dahi değildim. Çünkü,
KanalTürk’te canlı olarak yayımlanan ‘Son Kale’ programına
telefonla konuk olmuş ve 1 saate yakın bana sorulan soruları
yanıtlamıştım. Kaldı ki, Haldun Üstünel’i en son iki hafta önce
aradım ve aramızda son derece medeni bir konuşma
geçti.
İKİ: Açıkça ve net olarak en son
söyleyeceğimi en baştan söylemeliyim ki; tüm bu iddia sahiplerini
bağlayan, içinde bir veya birden fazla kişiyi tehdit ettiğim gibi
ağır suç unsuru olan, gerçek dışı haberlerle ilgili hukuki yollara
başvurarak hakkımı arayacağım. Bu konunun mahkemeler nezdinde de
açığa kavuşturulması için gereken her şeyi yapacağım.
ÜÇ: Ve o gece kimin, kimlerle
konuştuğunu açığa çıkarmak için telefon kayıtlarının çıkarılmasını
talep edeceğim.
Sadece sayın Üstünel’i
değil, bir başka kişiyi arayarak, iddia edildiği gibi tehdit mesajı
iletip iletmediğimin de açıklığa kavuşmasını, sayın Üstünel’in de
aynı duyarlılığı göstermesini talep edeceğim.
BEŞ: Bahsi geçen yemekte bulunan
isimlerle herkes temasa geçebilir ve o yemekte konuya ilişkin
herhangi bir konuşmanın geçmediğini hatta imasının dahi
yapılmadığını teyit edebilir. Kaldı ki, sayın Güzelaydın, sayın
Özgener ve sayın Büyüka bu yemeğin son bir saatine tesadüfen
katılmışlardır. Mahkemeye başvurduğumda bu kişilerinde görüşlerinin
alınmasını doğal olarak talep edeceğim.
ALTI: Enteresan olan bir şey daha
var ki, bu kadar ciddi bir iddiada; iddianın tarafı olan beni,
hiçbir basın mensubu aramadı, görüşümü almadı.
YEDİ: İddia edilen gerçek dışı
konuyla ilgili anlayamadığım ve anlamakta güçlük çektiğim bir diğer
husus da şudur ki; böyle bir görüşmenin direkt benimle ya da bir
aracıyla yapılmış olması gerçek ise, son günlerin gelişmeleri
ışığında bu konunun gazete manşetleri yerine neden savcılık
makamına iletilmediğidir.
SEKİZ: Eğer gazetelerde iddia
edilenin dışında, sayın Üstünel’e atfen benim dışımda başka bir
aracının olduğu iddiası da varsa, bu kişinin deşifre edilmesinden
en çok rahatsızlık duyacak ve zarar görecek kişi olarak, bu şahsın
da açıklanmasını talep etmekteyim. Aksi halde bu konuyu da adalete
taşıyacağımı ve eğer varsa hukuk yoluyla, bu kişiyi kamuoyuna
deşifre ettireceğimi açıkça belirtmek isterim.
DOKUZ: Ayrıca o gece iddia
edildiği gibi Bünyamin Gezer röportajının iznini verdiği söylenen,
TFF Başkanı sayın Özgener’e bir teşekkür yemeği mahiyeti de asla
yoktu. Kaldı ki, sayın Özgener ve Şansal Büyüka gecenin sonunda
benim bilgim dışında oraya gelmiştir.
YEMEKTE BULUNANLAR NE
DEDi?
Fikret Orman: Bir dostluk
yemeğiydi. Böyle bir konuşma asla geçmedi. Bunu her yerde dile
getiririm.
Serdar Güzelaydın: Yemekte bırakın
böyle bir konuşmanın geçmesini, iması dahi olmadı. Asla böyle bir
konuşma geçmedi.
İbrahim Seten: Böyle bir konuşma
olmadı.
Şansal Büyüka: Yemeğe Mahmut
Özgener ile birlikte sonradan katıldım. Yemekte bu tür bir konuşma
gerçekleşmedi.
Mahmut Özgener: Ben yemeğe zaten
geç katıldım. Böyle bir konuşmaya da hiç şahit
olmadım.