Nedim Şener istedi Haluk Şahin yazdı
Haluk Şahin "Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteci'den: Araştırmacı ve Soruşturmacı Gazetecilik – Dün Bugün Yarın" adlı yeni kitabını Nedim Şener'e armağan etti...
Şahin kitabı, Nedim Şener'e ve diğer soruşturmacı habercilere armağan etti.
"Araştırmacı gazetecilik" kavramı ilk olarak 1970'li yıllarda özellikle Uğur Mumcu'nun yaptığı haberlerle hayatımıza girmişti. Bu yıllar dünyanın başka yerlerinde de bu kavramın gözde olduğu yıllardı. Örneğin ABD'de Watergate kasırgası esiyordu. Daha sonra işin içine televizyon girdi. "Araştırmacı gazetecilik" kavramının yanına, kitabın yazarının önerisi ile, "soruşturmacı habercilik" kavramı kondu.
Aradan geçen yıllara rağmen bunların ne olduğunu pek çok kimse bilmiyor, iletişim dünyasında bile kavram kargaşası devam ediyor. Bu kitap neyin ne olduğunu açıklayarak o kargaşaya son vermek amacını taşıyor. Kitap ayrıca özellikle yargı çevrelerinde basının işleyişine ilişkin bilgi eksikliğini gidermeye çalışıyor.
Alanında tek olan "kaynak" kitapta ele alınan konulardan bazıları şunlar:
Soruşturmacı gazetecilik nedir, ne değildir? Demokrasi içindeki yeri nedir? Dünyada ve Türkiye'de nereden nereye geldi? Televizyonda soruşturmacı habercilik ne durumda? Soruşturmacı haberciliğin dönüm noktaları neler? Bu alanın ayrı etik kuralları mı var? Soruşturmacı haberci ne zaman gizli kamera kullanabilir? Türkiye'de yolsuzluklar bitti mi? Günümüzde soruşturmacı gazetecilik yapılabiliyor mu? Yoksa soruşturmacı gazetecilik öldü mü? Yeni medya soruşturmacı haberciliği kolaylaştırıyor mu? Soruşturmacı gazeteciler korkmaz mı?
Kitabın arka kapağında şöyle yazıyor:
"Soruşturmacı gazeteci Nedim Şener yıllar önce Soruşturmacı Gazetecilik dersime konuk konuşmacı olarak geldiğinde şöyle demişti:
"Hocam, biliyorsunuz mahkeme mahkeme dolaşıyorum. Pek çok davam var. Çevirdikleri dolapları açıkladığım güçlü kişiler hakkımda dava üstüne dava açıyorlar. Sık sık karşısına çıktığım yargıçlar soruyorlar: 'Sen niçin öteki gazeteciler gibi değilsin, niçin başka türden haberlerle uğraşmak yerine böyle belalı şeylerle uğraşıyorsun?' Ben de onlara yaptığım işin soruşturmacı gazetecilik diye bilindiğini, bunun haberciliğin bir dalı olduğunu, dünyanın tüm demokratik ülkelerinde benim gibi gazeteciler bulunduğunu ve bunların ödüller aldığını söylüyorum. Yani, garip bir yanım olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Diyorum ki, bu konunun üniversitelerde dersi bile var, koskoca profesörler okutuyorlar. Ben uzman bir muhabirim, o kadar... İnanmakta zorlanıyorlar... Sizden ricam, bir kitap yazsanız, her dava açılışında aynı şeyleri tekrarlamak yerine o kitabı alıp onlara götürsem, ya da dosyaya koysam, bakın bu budur desem...