Ne yaptın be Yiğit?
“Ol deriz olur” diyen bir inanç sistemi ile, denenip de kanıtlanmamış hiçbir şeye inanmayan bilimi nasıl tartıştırırsın?.
ADNAN BERK OKAN
Orhan Veli, “beni bu havalar mahvetti” demişti.
Görüntülü medyayı da “Reyting Telaşı” mahvedecek.
Havalar sadece Orhan Veli’yi mahvederken, “Reyting Telaşı” hepimizi
mahvedecek.
Dün gece Yiğit Bulut’un programını izlemeyenlere
bunu anlatmak çok zor.
Bir televizyon moderatörünün bir topluma yapabileceği en büyük
kötülüğü bir kez daha yaptı Yiğit Bulut.
Bundan sonrasını Yiğit Bulut'a hitaben yazıyorum:
***
Sevgili kardeşim;
Tutturmuşsun bir “tez – antitez- sentez”
gidiyorsun.
Daha önce de Adnan Oktar’ın müritlerini
çıkarmıştın bilim adamlarının karşısına…
Değerli kardeşim, “tez – antitez- sentez”
tartışmasının dinle bilim arasında olamayacağını o zaman da yine bu
sütunlarda yazmıştım.
Sevgili Yiğit;
Dinde tez de yoktur antitez
de…
Din, doğrudan “Sentezdir”…
Vahiy’dir…
Yaratan’ın kelâmıdır…
“Ol deriz olur” diyen bir inanç sistemi ile,
denenip de kanıtlanmamış hiçbir şeye inanmayan bilimi nasıl
tartıştırırsın?.
O bilim adamları (izleyen olduysa) kökten dincilerin gözünde
“sapkın” durumuna düşmediler mi şimdi?.
O adamlardan birinin başına bir şey gelirse nasıl telâfi edeceksin
Yiğit?.
Prof. Bayraktar Bayraklı “Din” adına
konuşuyor.
Arkasında, buyruklarının tek bir kelimesinin bile tartışılmasına
izin vermeyen Allah’ı almış.
Ender Helvacıoğlu ise “Bilim” adına konuştuğunu
söylüyor...
Ama karşısında din adamı olunca (haliyle) Allah’ı karşısına almış
oluyor…
***
Ender Helvacıoğlu diyor ki; “Evrim Teorisi olmadan
biyolojiyi bırakın bilim yapamazsınız.”
Bayraktar
Bayraklı soruyor; “Bu ispatlanmış mı?”
Ender Helvacıoğlu cevaplıyor: “Tabi ki
ispatlanmış.” Ve ondan sonra inananların tüylerini
diken diken eden o soruyu patlatıyor:
“Senin söylediğin bilimsel mi, ispatlanmış
mı?”
Bayraklı Hoca da, üstüne bir daha söz
söylenmeyecek, dinen tartışılması bile yasaklanmış Allah
emirlerinden güç alarak son noktayı koyuyor:
“Tabii ki. Allahın kelamıdır söylediklerim.”
Bitti…
Çünkü din adına, Allah adına konuşuyor Bayraklı
Hoca…
Bir bilim adamı bunun cevabını bir başka bilim
adamına verebilir ve ikna edici de olabilir ama dindarlara bunu
anlatamaz…
Anlatmaya çalıştığında da o dindarların gözünde
“Kâfir” olur…
***
İşte sen bunu yaptın Yiğit.
Aslında Bayraklı Hoca ile iki bilim insanınını değil,
Darwin’i, Allah’a muhatap
ettin…
Bir din için, inanan insanlar için bundan daha büyük kötülük olur
mu?
Zaten paramparça olmuş toplumu, “dindarlar –
dinsizler” diye ikiye böldüğünün farkında değil misin?
Dünyada Din sadece, iki din adamı arasında tartışılır…
Bilimin de tıpkı sadece bilim insanları arasında tartışılacağı
gibi…
Ama bilimi, dinin karşısına çıkarırsan tartışma din adamının,
“Söylediklerim Allah’ın kelamıdır” deyişiyle
biter…