Ne oluyoruz Hüseyin bey, kendinize gelin!
Hüseyin Gülerce dün Ahmet Hakan ile Ertuğrul Özkök'e "sizinle polemiğe girmeyeceğim" yanıtı verince bakın nasıl karşılık buldu.
Ahmet Hakan, "gel polemik" yapalım diyor...
Hüseyin Gülerce "git işine... ben 62 yaşındayım, işim olmaz" diyor...
"Bol ratingli" bir polemikten olmak istemeyen Ahmet Hakan pes etmeye niyetli değil..."Buna minderden kaçmak denir" diyerek biraz gaz veriyor, "köşe yazarıysan emekli olamazsın" manasında az biraz da tahrik ediyor...
***
Adamın oğlu seslenmiş;
-"Baba bir hırsız tuttum!"
Babanın o sırada işi var, yoğun...
Demiş ki;
-"Oğlum bırak da gel"!
Oğlu cevap vermiş;
-"Baba ben onu bırakıyorum da o beni bırakmıyor"
Ahmet Hakan'ın "polemiğe girmem" diyen Hüseyin Gülerce ile girdiği "zoraki polemik" bize bu hikayeyi hatırlattı. Anlaşılan o ki Gülerce "bıraksada", Ahmet Hakan onu bırakmayacak.
Bugünkü yazısından Gülerce'ye verdiği cevabı aktaralım sizlere;
"Hüseyin Gülerce, dün “Polemik minderine gelmeyeceğim” başlıklı bir yazı yazarak bana cevap verdi. Cevabı şu:
“Polemiğe girmeyeceğim. Mücadeleyi sevdiğim halde, polemiğin kralını yapacağıma inandığım halde yapmayacağım. Yeniden Milli Mücadele yıllarındaki Hüseyin Gülerce olsam, atılan bu pasları anında değerlendirir, kalemimi kılıç gibi kullanır, hislerime yenik düşer ve rövanşist duygularla çizikler atardım. Fakat yapmayacağım. Çünkü değiştim. Yaşım da 62 oldu.”
Saygıda en küçük bir kusur edilmemiş edepli bir itiraz yazısına karşı geliştirilen şu dile bakar mısınız? “Kılıç” diyor, “çizik” diyor, “kral” diyor, “pas” diyor, “rövanş” diyor.
Ne
oluyoruz Hüseyin Bey?
Lütfen kendinize gelin. Boks turnuvasına davet
almadınız. Hem yaşınızın 62 olması ile bunun ne
alakası var? Yağlı güreşe mi tutuşuyoruz Allah aşkına!
Gülerce yazısında şunu da söylüyor: “Ben nasihati
aldım: Sabret, affet, hakkını helal et, geç git. İşine bak.
Gönülleri fethe çalış.”
Ne güzel bir haldir bu... İmrenilecek bir hal... Fakat bu güzel
hali yaşama yeri “gazete yazarlığı” değildir.
Çünkü gazete yazarlığının içinde tartışma, konuşma, fikir
yarıştırma vardır. Üstelik Hüseyin Gülerce, gazete yazarlığı işinde
hiç de “gönül ehli” gibi davranmamaktadır.
Maşallah herkese her şeyi söylemektedir. Herkesi “terör odaklarının
oyuncağı” olmakla itham edebilmektedir. Ancak kendisine karşı gayet
saygılı bir dille yazılmış itiraz yazısı karşısında ise derhal,
“Ben bir hâl ehliyim... Böyle süfli işlerle
uğraşmam” tavrı koyarak tartışmaya girmeye tenezzül
buyurmamaktadır.
Hüseyin
Bey!
Hiç kusura bakmayın ama bu yaptığınıza “minderden kaçma”
denir. Bu öyle harbi bir kaçıştır ki süslü laflarla, tasavvufi
incilerle örtülemez.