'Ne olursa olsun durum vahim!'

Türk basınında maalesef sayıları giderek azalan vicdanlı gazetecilerden olan Ali Akel'in şu sözlerinin altını özellikle çizmemiz gerekir

GAZETECİLER.COM - Ruşen Çakır köşesinden Yeni Şafak'tan kovulan Ali Akel'i, ayrılık nedenini ve tepkilerini dile getirdi. Konuyu gündemine taşıyan 4 yazardan biri olan Ruşen Çakır, Akel'in kovulma sürecini insanlık ve gazetecilik dersi olarak yorumladı.

İşte Çakır'ın köşesinden Yeni Şafak yazarı Akel için yazdıkları.

SAYILARI GİDEREK AZALAN VİCDANLI GAZETECİLERDEN BİRİ

Türk basınında maalesef sayıları giderek azalan vicdanlı gazetecilerden olan Ali Akel'in şu sözlerinin altını özellikle çizmemiz gerekir: "Böyle dönemlerde konuşmanın, yazmanın bedeli vardır. Birileri her zaman bu bedeli öder. Bugün, bu bedeli ödediğim için de onur duyuyorum. Çünkü yanlışı değil, doğruyu söylediğime inanıyorum. Nerede olursak olalım, kime çalışıyor olursak olalım, hangi düşünce dünyasına ait olursak olalım doğru değişmez, her yerde söylenmeli ve yazılmalı."

Önceki günkü "tasmalar, prangalar ve kelepçeler" başlıklı yazımı "Başbakan'ın sözleri tek kelimeyle korkutucu ama biz gazetecilere düşense korkmamaktır" diye bitirmiştim. Ali'nin şu sözleri, cesaret, korku gibi kavramların siyasetler ve ideolojilerüstü olduğunun açık bir kanıtı: "Türkiye 'nin bir korku imparatorluğu olduğuna inanmıyorum, ama gazeteciler haber yapmaktan korkarsa, yazarlar yazmaktan çekinirse... Aydınlar konuşmaz, sanatçılar susarsa... İşte o zaman yaratılmak istenen bu korku imparatorluğunun duvarına bir kiremit de biz koymuş oluruz."

"ÖZÜR AÇIKLANMAZ DİLENİR" DEDİ

Ali Akel'in 16 yıl emek verdiği gazetesinden koparılmasının ana nedeninin "özür açıklanmaz özür dilenir" başlıklı, Başbakan Erdoğan'ı Roboski (Uludere) olayı nedeniyle açıkça ve sert bir şekilde eleştiren yazısı olduğunu biliyoruz. Ali o yazısını hükümete şöyle seslenerek bitirmişti:

"Sizler konuştukça vicdanlarımız kanıyor. Bir şey söyleyecekseniz doğrusunu söyleyip, gereğini yapın. Ya da ebediyete kadar susun. Allah aşkına, susun!"

HÜKÜMETİN MÜDAHALESİ OLDU MU BİLMİYORUZ

Doğrudan hükümetin bir müdahalesi mi oldu, yoksa gazete yöneticileri durumdan vazife mi çıkardı, bilmiyoruz. Zaten önemli de değil. Her iki durumda da çok kötü bir tabloyla karşı karşıyayız demektir. Ali'nin görüşleri yüzünden işini kaybeden ilk gazeteci olmaması ve sonuncu olmayacağının da gözükmesi durumu daha da vahim kılıyor.

HAKKIMIZI HELAL EDİYORUZ

Söylenecek çok şey var ama uzatmayalım ve sözü yine sevgili kardeşimiz ve meslektaşımız Ali Akel'e bırakalım: "Roboski (Uludere) ile başlayan ve Roboski ile sona eren kısa bir veda yazısı bu. Ayrılık vakti geldi, çattı.

Ben hakkımı helal ediyorum, siz de hakkınızı helal ediniz. Türkiye, er ya da geç, bir gün, insanların özgürce yaşadığı bir ülke olacak."

Ali'nin temennisine sonuna dek katılıp hakkımızı helal ediyoruz.