Ne olur geri dön Perihan Mağden!
Medyamızın en orjinal köşelerinden birine imaz eten Perihan Mağden'in kulakları çınlıyor. Hasan Cemal Perihan Mağden'e adeta 'geri dön' çağrısı yapmış.
GAZETECİLER.COM
Türk
medyasının en çarpıcı ve orjinal köşelerinden birine imaz eten
Perihan Mağden'in kulakları çınlıyor. Milliyet yazarı Hasan Cemal
bugünü Mağden'e ayırmış. Cemal, Perihan Mağden'e adeta 'geri dön'
çağrısı yapıyor. Mağden'in kalemini ne kadar çok özlediğini
söylerken dolması gereken bir boşluğa işaret
ediyor.
Perihan Mağden’in sivri dilini
özledim!
Siz kendi kendinize güler misiniz? Ben gülerim.
Bazen kıkır kıkır, bazen kahkahayla gülerim, seyrek de olsa.
Geçenlerde Perihan Mağden’in şu sözlerini okuyunca, yine kendi
başıma kıkırdamaya başladım:
“Çok büyük bir vitrin yapılsa, bütün sit-com gazetecileri Taksim’de
cam bir mekanın içinde birlikte yaşasa, onları tuvaletlerini
yaparken, çiftleşirken seyretsek, onlar da rahatlayacak, biz de!”
(*)
Perihan Mağden böyledir.
Sivri dillidir.
Kolay değildir sivri dilli olmak, her benim diyen sivri dilli
olamaz.
Üç kez hapis cezası almış Perihan Mağden.
Kimselerin haberi yok.
Diyor ki:
“Ne haberim yapılır, ne mahkememe gelinir.”
Perihan Mağden’in bu sözü içimi acıttı.
Anlatıyor:
“En son arka arkaya üç hapis cezası aldım. Ozan Arif ve İsmail
Türüt‘e hakaret etmek suçum. Ama ne haberim yapılır, ne mahkememe
insan gelir... Üç hapis cezası almam o kadar önemli değil belki,
ertelendi, para cezasına çevrildi.
Zaten alıştım artık.
Ama bir yandan da çok ciddi bir durum bu. İsmail Türüt ile Ozan
Arif’e, ‘Büyük faşist Ozanbeyin, Ozan Arif yazıyor, İsmail Türüt
okuyor’ dediğim için ceza aldım.
Bu müthiş bir haksızlık.
Sen Hrant Dink’i öldüren katil yavrularına methiyeler
düzüyorsun:
Fatihalar Yasinler
Bitmez Karadeniz’de
Ogün öyle desinler
Bugün böyle desinler.
Bu sözlerle katillere methiyeler düzüyorsun, televizyonlar
kliplerini yayınlıyor, bense bunların nazik ruhlarını yaraladığım
için üç tane hapis cezası alıyorum.” (**)
Yargımız böyle.
Baskın Oran Hoca’ya satılmış iftirasını açıkça atanı beraat
ettirebiliyor. Kararın gerekçesine, Hoca’nın 1915’le, Ermeni
meselesiyle ilgisini özellikle not düşebiliyor.
Perihan Mağden’i de, Hrant Dink’in katillerine methiye düzenleri
eleştirdiği için hapse mahkum edebiliyor.
Üstelik kimsecikler uğramıyor Perihan’ın mahkemesine, hapis
cezaları haber bile olmuyor.
Hoyrat bir memlekette yaşıyoruz. Hüzün ve acı bir türlü yakamızı
bırakmıyor.
Perihan Mağden’in şu sözlerinin de altını çiziyorum:
“Vicdanı ret bir insan hakkıdır’ diye bir yazı yazmıştım. Kemal
Kerinçsiz, Sevgi Erenol, Oktay Yıldırım benim vicdani ret mahkememi
bastılar. Ergenekon soruşturması nasıl başladı? Oktay Yıldırım’ın
Ümraniye’deki gecekondusunun basılıp bomba bulunmasıyla başladı.
Üçü Cumhuriyet gazetesine gitmiş lokum paketlerinin...
Benim mahkememe protesto için gelen adamın evinde bulunan
bombalarla başlayan bir Ergenekon fenomeni varsa, nasıl taraf
olmayayım?” (***)
Taraf olmak...
Kolay değil, hele Türkiye gibi netameli bir ülkede. Ucunda tehdit
var, baskı var, mahkeme var, hapis var, hatta ölüm olabilir.
Ama yine de taraf olmak!
Demokrasi için, hukukun üstünlüğü için, insan hakları için taraf
olmaya devam etmek...
Perihan Mağden bunu yapıyor, sivri diliyle...
Onun sivri dilini özlemişim, yeni romanı Ali ve Ramazan’la sahneye
çıkınca fark ettim.
İyi pazarlar Perihan Mağden!