Nazlı Ilıcak'tan olay tape yorumu!

Nazlı Ilıcak bugünkü yazısında ses kayıtlarından örnek vererek bu sesy kayıtlarının medyaya müdahaleyi ortaya çıkardığını söylüyor.

Önce Alo Fatih ardından Mustafa Karaalioğlu... Ve Erdoğan Demirören, Akif Beki diye gidiyor Nazlı Ilıcak'ın listesi... Başbakan'a ait olduğu iddia edilen bu ses kayıtlarında medyaya müdahale var diyen Nazlı Ilıcak bu tapelerin yayınlanmasında da kamu yararı olduğunu söylüyor bugünkü yazısında.

İşte Nazlı Ilıcak'ın ses kayıtlarından verdiği örnekler: 

Her gün Tayyip Erdoğan'ın medyaya müdahalesinin örnekleri çıkıyor. Fakat muhatabı olan kişilere karşı üslûbu birbirinden farklı. Meselâ 
"Alo Fatih"e hayli sert. Zaten, Fatih de Başbakan leb demeden leblebiyi anlıyor, o sözünü bitirmeden uygulamaya sokmak için çırpınıyor.

*İkinci kişi, Star'ın başındaki Mustafa Karaalioğlu... Mustafa, Erdoğan'ı ikna etmeye ve arkadaşlarını korumaya çalışıyor. Ama Başbakan'ın hışmından nasibini alıyor. Meselâ Hidayet Şefkatli Tuksal olayı. Tuksal, 21 Ocak 2011'de "Hak sillesinin sadası yoktur! Bir vurdu mu devası yoktur" diye yazmış. Başbakan, Karaalioğlu'na fırça çekiyor: "Hem bana haklısınız diyorsun hem burada tutuyorsun. Biz bunları sövdürmek için mi burada tutacağız? Bu yazılar sizin kontrolünüzden geçmiyor mu ya? Siz her yazıyı koymaya mecbur musunuz?"

Karaalioğlu, "ihmal" diye geçiştirmeye çalışıyor ama Başbakan üstüne gidiyor: "Nasıl ihmal ya?.. Hak sillesini bilmem atmaya... Kendine vekâleti kim vermiş? Hakk'ın tokadını atma yetkisi onda mı?.. Televizyonlarda da aynı şeyi yapıyor."

*Erdoğan'ın, Milliyet'in sahibi Erdoğan Demirören'le görüşmesi de evlere şenlik. Yine azar var. Üstelik gazetecilere sayıp sövüyor. Derya Sazak için, "Ahlâksız adi herif, kepaze herif. Bu sürecimizi baltalamak istiyor" diye bağırıyor telefonda. Haberi yapan Namık Durukan'a da"Terbiyesiz" diyor. (28 Şubat 2013)

*Bir başka kaset, Başbakan'ın Akif Beki'yle konuşması. Bu konuşmada da ayırımcılığın dilini kullanıyor: Bizim taraftakiler-karşı taraftakiler...

Konu, Kanal 24'te Mustafa Karaalioğlu, Ali Bayramoğlu, Hasan Cemal ve Okay Gönensin'in birlikte yaptığı program. Erdoğan şu sözlerle Akif Beki'ye öfkesini dile getiriyor: "Niçin biz buralarda ağırlıklı olarak kendi sesimiz olmuyoruz hâlâ. Ben bunu size anlatamıyorum ya... Bu adamlardan bize bir şey olmaz ya... Mustafa şu anda onların yanında eziliyor. Bu üçü onu topa tutuyorlar. Ben burada kendi kendime kahroluyorum. Böyle şey mi olur?"

*Son bir "Alo Fatih" daha çıktı. Orada Tayyip Erdoğan, Fatih Altaylı'nın % 10 barajını eleştirmesine kızmış. O arada, Yavuz Semerci'ye çok ağır hücum ediyor: "Bir diğeri de o Yavuz Semerci denen terbiyesiz var. Bugün bir yazısı var. Çok ahlâksızca bir yazı. Polise orantısız güç kullanmakla şey yapıyor. Isıran polis, bilmem ne filan falan..."

Kılıçdaroğlu'na da çatıyor: "Kılıçdaroğlu'nun terbiyesizce, benimle ilgili, 'Biz seni başbakan olarak atadık...' Ulan sen kimsin ki beni atayacaksın terbiyesiz." 

Erdoğan'ın medyaya müdahalesini, bu gazetelerin sahibi gibi davrandığını ve genel yayın müdürlerine talimat yağdırdığını görüyoruz. Bu tavır hukuk dışıdır, haber alma özgürlüğüne aykırıdır. Ses kaydının yayınlanıp paylaşılmasında kamu yararı vardır.

NAZLI ILICAK YAZILARI