Nazlı Ilıcak'tan OdaTV'ye şaşırtan destek

Dijital veriler hakkında niçin bir bilirkişi tayin edilmedi? Ve hâlâ ne gibi belge ve bilgi karartmasından endişe ediliyor ki, yargılama süreci, tutuklu olarak devam ediyor?

GAZETECİLER.COM - Sabah yazarı Nazlı Ilıcak'ın adı, kısa bir süre önce mahkeme tarafından kabul edilen Oda TV iddianamesinin tek müştekisi olarak da geçiyor. Oda TV'de Soner Yalçın'a ait bir defterdeki notlarda ismi geçen ve bu nedenle şikayetçi olan Ilıcak, bugün köşesinde çok ilginç bir şey yaptı.

Şikayetçi olarak taraf olduğu davanın iddianamesinin medyada çok az yer bulmasını eleştiren Ilıcak, Savcı'nın Soner Yalçın'ın iddialarının neden incelenmediğini sorguladı. 

Yetinmedi sorularına şöyle devam etti: "hâlâ ne gibi belge ve bilgi karartmasından endişe ediliyor ki, yargılama süreci, tutuklu olarak devam ediyor?"

SUÇLAMALARIN KAYNAĞI DİJİTAL DÖKÜMANLAR

İşte Ilıcak'ın Oda TV iddianamesi ve iki soru başlıklı yazısından dikkat çekici bir bölüm:

"O da TV iddianamesi, gazetelerde pek az yer buldu. Üzerinde de sınırlı sayıda yorum yapıldı. Suçlamaların kaynağını, Oda TV'de ele geçtiği ileri sürülen bazı dijital dokümanlar oluşturuyor. Neydi bunlar:

* "Hoca'dan Notlar" adlı belgede: "Cemaat PKK ile anlaştı konusu işlensin... AKP ve Cemaat, kamuoyunda, kısa vadede, en etkili şekilde PKK üzerinden vurulabilir. Her türlü fırsat değerlendirilmeli... Cemaati, yurtdışı istihbarat örgütleriyle bağlantılı gösterelim. Özellikle İsrail ve Amerika... AKP yolsuzlukla ilgili en küçük detayı atlamayalım. Algı önemli; olsa da olmasa da... Ordunun, olmazsa olmaz olduğu vurgusu her fırsatta gündeme taşınmalı; özellikle şehit cenazeleri büyük bir fırsat; Öcalan'ın ve BDP'nin her açıklaması, "ordunun yıpranması bunlara alan açtı" şeklinde verilmeli. Her şehit cenazesinde "komutanlar içeride" vurgusu yapılmalı. Genelkurmay'la irtibatın Doğan (Oda TV Koordinatörü Doğan Yurdakul) üzerinden olması doğru. Bilgi, belge onun üzerinden alınsın verilsin. Ona güvenimizin tam olduğunu çalışan herkese gösterelim... Şikâyetler her geçen gün artıyor. Sanıklara destek açısından farklı muamele var deniliyor. Çetin Doğan, Haberal kategorisiyle D. Çiçek (Dursun), M. Tekin (Muzaffer) vs kategorisi kıyaslanıyor, ciddi şikâyet var. Derlenen şikâyet notu çok ayrıntılı. Sanıklardan bazıları çok şeyi biliyor; kime ne kadar maddi yardım, teknik savunma yardımı, medya desteği var, tek tek çıkarılmış. Bir itiraf furyası başlarsa, bütün kategoriler aynı anda çöker... Öcalan ile aynı safta görünmemiz sürece zarar veriyor. Öcalan'a, M. Öztüzün üzerinden (Öcalan'ın avukatı Mehdi Öztüzün), AKP'ye sıcak mesajlar vermesi iletilsin. Müyesser bakacak. (Oda TV Ankara çalışanı Müyesser Yıldız)" 

*"Şık-Sabri" adlı word belgesinde: "Sabri'nin (Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun) kitap konusunda çekincesi var ikna etmeye çalışalım; kitabı seçimden önce yetişmeli. Nedim, Ahmet Şık'la bu konuda görüşsün; kitaba çalışırken cesur olun. Çıkarma ve ekleme yapmaktan çekinmeyin. Bu kitap Simon'dan daha kapsamlı olmalı. Nedim'i kutlarım. Ahmet'i çalıştırsın. Hanefi çıkacak ve size katılacak. Emin ve Sabri'ye moral verin. Sabri adıyla çıkmasına zorlayın. Çabuk olması şart. Seçimden önceye yetişsin." 

*"Ulusal Medya 2010" isimli belgede "Strateji" başlığı altında şu cümlelere yer veriliyordu: "Yürütülmekte olan operasyonların siyasal olduğu, AKP ve cemaatin, cumhuriyet ilke ve devrimlerine karşı rövanşist düşüncelerle giriştiği sivil/ faşist bir hareket ve diktatörlüğe uzanan yeşil bir devrim olduğu anlatılmalıdır. Saldırıların bilinçli olarak TSK ve Yüksek Yargı başta olmak üzere, anayasal kurumlara karşı yürütüldüğü işlenmelidir. AKP ve cemaate karşı ulusal medya topyekûn harekete geçirilmeli ve komploları boşa çıkaracak propaganda ve kara propaganda unsurları etkili şekilde kullanılmalıdır. Kemalist ideolojiye karşı yürütülen savaşa destek veren medya organlarına, yandaş medya damgası vurulmalıdır. Başlatılan yargı sürecinde, karşı tarafın elde ettiği delillerin boşa çıkarılması ve değersizleştirilmesi adına savunma makamlarının geliştirdiği argümanlar kullanılmalıdır. Tespit edilecek zayıf halkalar ve iddialar gündeme taşınmalı, davanın geneliyle özdeşleştirilmelidir."

*"Koz.doc" isimli word dokümanı: "Rusya ve Özbekistan'daki cemaat operasyonları hakkında Kozinoğlu'ndan gelen belgeleri mutlaka gündeme taşıyalım." (MİT elemanı Kaşif Kozinoğlu)

* Oda TV'deki bilgisayarın hard diskinde "Soner Beyden gelen" başlıklı belgede yazılanlar: "Silivri'yi ne ölçüde takip ediyoruz, isteklerine cevap verebiliyor muyuz? Ergenekon savcıları ve polisler hakkında gelen her haberi değerlendirelim. Ergenekon hâkim ve savcılarının iftar yemeği gibi sağlam bilgiler gelmiyor. Av. Vural'ın gönderdikleri değerli, NTV ile irtibata devam. Pınar ve Dani Rodrik ile güçlü iletişim. Çetin Paşa'nın ODATV'ye emeği büyük, sınırsız destek." (Pınar Rodrik, Çetin Paşa'nın kızı. Eşi Dani Rodrik ile birlikte, Balyoz belgelerini çürütecek kitap kaleme almışlardı.)
"Çiçek Genkur bana sahip çıkmıyor, konuşacağım diyormuş, Doğan abi üzerinden iletildi, kızı ile görüş. Yalçın Hoca'nın Haberal ile irtibatı teknik sebeplerle aksıyor, çözüm? Avukat üzerinden görüş. Telefon, mail yok. Yandaş medyanın önemli önemsiz her konuyu Ergenekon'a bağlaması dalgaya alınsın, kara mizah yapılacak. Oray'la
(gazeteci Oray Eğin) AKP ve cemaat hakkında yazacağı yazılar hakkında görüş. İstenilen kıvama gelse de yine de dikkat."

SAVCI SONER YALÇIN'IN İDDİASINI NEDEN DEĞERLENDİRMEDİ?

Soner Yalçın, bütün bu dijital bulguların düzmece olduğunu, virüs tarafından bilgisayarına taşındığını ileri sürdü. Kaşif Kozinoğlu ise, Soner Yalçın'ı tanımadığını belirtti. Savcı, bu dijital dokümanların spam yoluyla Oda TV bilgisayarına gönderildiği iddiasını incelemek üzere bir bilirkişi görevlendirmeliydi.

Çünkü bütün word dokümanları ya da hard diskte bulunan bilgiler doğruysa, şüpheler ciddiyet kazanıyor. Ama virüs ile gönderildiği sabit hale gelirse, dava hemen çöker.
 

Dijital veriler hakkında niçin bir bilirkişi tayin edilmedi? Ve hâlâ ne gibi belge ve bilgi karartmasından endişe ediliyor ki, yargılama süreci, tutuklu olarak devam ediyor?


Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor