Nazlı Ilıcak'tan Ahmet Hakan'a: Cadı Avının parçası oldun!
Ilıcak, "Bugün iktidarın size zulmetmesi, sizi sütten çıkmış ak kaşık yapmaz ey Cemaat! yazan Ahmet Hakan'ın "cadı avı"nın bir parçası olduğunu ileri sürdü.
Bugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, köşesine 'medya ve cadı avı' başlıklı yazısında "sevdiğim ve beğendiğim bir gazeteci" dediği Ahmet Hakan'ın Gülen Cemaati ile ilgili yazdıklarına tepki gösterdi.
Hürriyet'teki köşesinde ‘Dinleme’ ve ‘izleme’ işlerine ne denli meraklı olduğunuzu bilmeyen mi kaldı? ‘Kanıt mı?’ dediniz. Beni dinlediniz yahu! Adımı değiştirdiniz, Hizbullah örgütü üyesi yaptınız ve beni dinlediniz. Alın size kanıt. Bugün iktidarın size zulmetmesi, sizi sütten çıkmış ak kaşık yapmaz ey Cemaat! yazan Ahmet Hakan'ın "cadı avı"nın bir parçası olduğunu ileri süren Ilıcak, Hakan'a "Kimi dinlemediler ki? Ve acaba kim dinletti? Bütün bu teferruatı bilmeden, nasıl Cemaat’i hedef gösteriyorsunuz? Peki dinlemeyi yapan bugün cezaevinde bulunan söz konu polislerle, Cemaat’in irtibatını ne şekilde kuruyorsunuz?" sorularını sordu.
Hürriyet'teki köşesinde ‘Dinleme’ ve ‘izleme’ işlerine ne denli meraklı olduğunuzu bilmeyen mi kaldı? ‘Kanıt mı?’ dediniz. Beni dinlediniz yahu! Adımı değiştirdiniz, Hizbullah örgütü üyesi yaptınız ve beni dinlediniz. Alın size kanıt. Bugün iktidarın size zulmetmesi, sizi sütten çıkmış ak kaşık yapmaz ey Cemaat! yazan Ahmet Hakan'ın "cadı avı"nın bir parçası olduğunu ileri süren Ilıcak, Hakan'a "Kimi dinlemediler ki? Ve acaba kim dinletti? Bütün bu teferruatı bilmeden, nasıl Cemaat’i hedef gösteriyorsunuz? Peki dinlemeyi yapan bugün cezaevinde bulunan söz konu polislerle, Cemaat’in irtibatını ne şekilde kuruyorsunuz?" sorularını sordu.
Hükümetin 'sadece kendine demokrat birtakım insanların mevcudiyetine güvenerek' cadı avı başlattığını öne süren Ilıcak, cadı avının asıl hedefinin Aydın Doğan olduğunu yazdı.
Ilıcak'ın yazısı şöyle...
Medya ve cadı avı
Bazı yazılar vardır ki, ömür boyu peşinizden gelir. Maalesef bunlardan birini, sevdiğim ve beğendiğim bir gazeteci kaleme aldı. Böylece, istemeden “cadı avının” parçası haline geldi. Sürekli tekrarlıyorum, “suret-i haktan görünmek için”, zalim ile mazlum arasında “tarafsız” kalmayacaksınız. Bir sefer zalime, diğer sefer mazluma vurarak, hukukun askıya alındığı bu dönemde “Vazifemi yerine getirdim” diyemezsiniz. Önce, zulüm görene sahip çıkacaksınız… “Ama”sız ve “fakat”sız olarak.
Bu girizgâhın sebebi Ahmet Hakan’ın yazdıkları:
*Ahmet Hakan’ı dinlemişler… Kimi dinlemediler ki? Ve acaba kim dinletti? Kaldı ki, Ahmet Hakan “dolaylı” bir dinlemeye mi takıldı? Yoksa “hedef kişi” olarak, doğrudan kendisi mi Hizbullah örgütü üyesi sıfatıyla dinlendi? Peki hangi maksatla dinlendi? Onu tehdit mi ettiler? Şantaj mı yaptılar? Bildiğim kadarıyla hayır. Öyleyse diğer ihtimalleri de düşüneceksiniz. Bu, muhtemelen bir dolaylı dinlemedir. Ya da ismi iki şüpheli arasında geçtiği için, İstihbarat Dairesi’nce kısa süreli dinlemeye alınmış, sonra aleyhte bir delil ortaya çıkmayınca dinleme sonlandırılmıştır. Bütün bu teferruatı bilmeden, nasıl Cemaat’i hedef gösteriyorsunuz? Peki dinlemeyi yapan bugün cezaevinde bulunan söz konu polislerle, Cemaat’in irtibatını ne şekilde kuruyorsunuz?
(...)
* “Ahmet Hakan tutuklanacak diye höyküren o şebelek”in Cemaat’le ne ilgisi var? Bugün, o kişi, hangi gazetede yazıyor? Kimin ekmeğini yiyor?
* KCK operasyonlarının arkasında siyasi irade vardı. Zaten Tayyip Erdoğan, Büşra Ersanlı’nın tutuklanması üzerine “Siyaset Akademisi’nde ders vermiyor mu bu kişi” demiş, Ersanlı’nın tutuklanmasını eleştiren gazetecilere G-20 Zirvesi için Fransa’nın Cannes şehrine giderken şu uyarılarda bulunmuştu (4 Kasım 2011): “KCK’ya sahip çıkan arkadaşların kendilerini gözden geçirmeleri lazım. KCK denilen örgüt nedir? Bunun başında kim var? Kime dayanıyor? Arkadaşlarımızın bunlar üzerinde durmaksızın bu işi sahiplenmeleri gerçekten üzücüdür. KCK’nın, PKK terör örgütüyle bir ilişkisi olmadığını mı iddia ediyorlar? Bu iş İmralı’ya dayanıyor mu, dayanmıyor mu, ona bakılmalı…”
HÜRRİYET'İN 28 ŞUBAT'I DESTEKLEMESİ ONU 28 ŞUBAT'IN FAİLİ YAPMAZ
KCK’ya eğer bir haksızlık yapılmışsa, fail belli: AK Parti hükümeti. “Siz onlara ortaksınız” diye Cemaat’i nasıl sorumlu gösterebilirsiniz? Cemaat’e yakın medya grupları KCK’yı bir terör örgütü gibi görerek, bu operasyonları desteklemiş olabilir. Tıpkı, sizin mensup olduğunuz gazetenin 28 Şubat’ı desteklemesi gibi. Ama verilen bu destek, gazetenizi 28 Şubat’ın ortağı ya da faili yapmaz. Bugün Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan’a karşı da bir cadı avı yürütüyor. Onu, gazetenin bir iki manşetinden dolayı, 28 Şubat’ın ortağı gibi sunmaya çalışıyor. Oysa gazete manşetlerinden suç çıkarma gayreti ancak basın özgürlüğünün ve hür düşüncenin ortadan kaldırılmasına hizmet eder.
AYDIN DOĞAN DA CADI AVININ HEDEFİ
Hükümet, sadece kendine demokrat birtakım insanların mevcudiyetine güvenerek bu cadı avını başlatabildi. Sen Cemaat’i suçlayacaksın, diğeri Aydın Doğan’ı… Böylece esas konuların (yolsuzluk ve casusluk) üzeri örtülmüş olacak. Bu yüzden hepimizin dikkatli davranması lazım.
Aydın Doğan cadı avının hedefi. Zaten yıllardır Tayyip Erdoğan’ın husumetiyle karşı karşıyaydı. Erdoğan giderayak daha da pervasızlaştı. Müritlerine “Bana karşı çıkanlar darbeci” mesajını vermek suretiyle, mağduriyet edebiyatı yapıyor ve oylarını yükseltmeyi amaçlıyor.