Nazlı Ilıcak
Sabah’tan kovuluşuna üzülen; çok yakın dostlarım olmasına rağmen gazete içinde, yönetimini eleştirmekten çekinmeyen biriyim…
Olmadı be Nazlı…
Yakışmadı…
Ben ki…
Sabah’tan kovuluşuna üzülen; çok yakın dostlarım olmasına rağmen gazete içinde, yönetimini eleştirmekten çekinmeyen biriyim…
Ben ki; Hükümete ve Başbakan’a yönelik haklı eleştirilerine destek verenim…
Ben ki, uğradığın ahlâksız saldırılara karşı senin yanında duranım…
Ben ki fikirlerinle başa çıkamayanların küfre ve hakarete sapmalarına samimiyetle karşı çıkanım…
Ama…
Dün gece belden altı vuruşlarını sevmedim…
Kime mi?..
Bir zamanlar öz kızın kadar sevdiğini bildiğim Nagehan’a…
Gerek var mıydı?..
Fikirleriniz çarpışıyordu…
Bazen düzey çok düşürülse de farklı görüşlerin birbirleriyle mızraklar gibi havada çarpışması kimilerinin hoşuna gidiyordu…
İşte o fikir tartışmalarınızın arasında Nagehan ve eşinin banka kredisiyle aldıkları evden söz etmen yakışmadı…
Sen ki; fikirleriyle, bilgileriyle, deneyimleriyle, belâgat yeteneğiyle alt edemeyeceği hiç kimse olmayan Nazlı Ilıcak; ne işin vardı gençlerin kredi ile sahip oldukları evin satın alımında “ayıp” varmış gibi konuşmakta?..
Kaldı ki krediyi veren banka (Ki Cemaat’e ait) bugüne kadar tek bir kere bile şikâyetçi olmamış…
“Kredi aldılar ama ödemedikleri gibi ödememek için bizi tehdit ediyorlar” benzeri bir açıklama da yapmamış çünkü taksitlerin biri bile aksamamış…
Geçmiş yılları hatırla Nazlı...
Başta sevgili oğlun Mehmet Ali, ağabeyin Ömer Çavuşoğlu ve hatta (Yattığı yer nurlarla aydınlansın) merhum eşin Kemal ağabeyimiz için neler yazıldı, neler söylendi…
Hele Emin Çölaşan’ın “köşe yazısı” denilemeyecek iğrenç, kusmuk gibi yazıları…
Hepimizi ne kadar da üzerdi hatırlasana…
Yani sevgili Nazlı…
Olmadı be…
Yakışmadı…
Hani fikirsiz olursun…
Hani bilgi fukarasısındır…
Başlarsın sen de kimileri gibi bel altından vurmaya…
Ama…
Öyle değil ki…
Sen merkez sağın en entelektüel kalemlerinden, kanaat önderlerinden birisin.
Tam da özgürlükçülerin, objektif gazeteciliğin parlayan yıldızı olmak üzereyken neden giriyorsun şu bel altı kavgalara anlayamıyorum…
Ya Nagehan de senin üslûbunla verseydi cevabını…
Ya o da girseydi özel hayata…
Neyse, uzatmayayım…
Kaybettin Nazlı…