Nasıl böyle bir şey söylersin kardeşim?..

"Nükte, neşe, gülme, espri" bu milletin geneli tarafından ,"zengin ve züppe hastalığı" olarak kabul edilir...

ADNAN BERK OKAN

Sevgili Fatih;
26.05.2011 tarihli köşe yazılarından birinde "Para huzur getirir mi?" diye sorup; getirmediğini bir güzel ve hem de bilimsel bir sonuçla açıklamışsın...
Diyorsun ki:
Türkiye, 'Huzur' derecelendirimesinde, dünyadaki 153 ülke arasında 127...
Tamam işte Fatih...
Bu millete "Huzur" batar...
Bu milletin geneli huzursuzdur...
Çünkü bu milletin geneli "gülme lan karı gibi!" diye azarlanarak yaşlanır...
O nedenle ne "şaka"dan anlar, ne "espri"den...
Örnek mi?..
Senin başına gelen işte...

Osman Durmuş, "Vatandaşlardan MHP'ye ve vatana sahip çıkmalarını bekliyoruz" deyince anında ve spontane patlattın espriyi:
"Vatandaş da MHP'lilerden uçkuruna sahip çıkmasını bekliyor"...
Espriyi anlayan da bastı kahkahayı çünkü mükemmel olduğu gibi; anlıktı da...
O anda üretilmişti...

Ama Fatih...
Belli ki izleyenlerin bir bölümü çok öfkelenmiş...
Ve "Nasıl böyle bir şey dersin?" diye seni kınamışlar...

Sevgili kardeşim;
"Nüktesi olmayan" bir millettir bu milletin geneli...
"Nükte, neşe, gülme, espri" bu milletin geneli tarafından ,"zengin ve züppe hastalığı" olarak kabul edilir...
Hatta "günahtır" da ha...

Bu milletin geneli herkesle kavga etmek ister...
Dostuyla da düşmanıyla da...
Ve tabii en çok da rakibiyle...
Kavga edecek birini bulamazsa; önce yapar, sonra da dönüp kendi kakasıyla kavga eder...

Böyle bir milletin huzuru olur mu Fatih?..
Bu milletin seçtiği iktidar partilerine dikkat et...
Demokrasiye asla inanmayan, baskıcı, azarlayıcı, aşağılayıcı partilerdir...
Bu milletiin sevdiği, taptığı, peşinden koştuğu sanatçılara bak; kendilerini azarlayan, bağıran, çağıran, küfür eden sanatçılardır...

En iyi sen bilirsin...
Radyo programcılıkları döneminde dinleyicileriyle alay eden, onları aşağılayan, azarlayan Beyazıt Öztürk (Beyaz) ve Okan Bayülgen diğer nazik arkadaşlarından çok daha önce ve çok daha hızlı (ve kalıcı) şöhret oldular...

Başbakan Erdoğan, hiç kimseye "ananı da al git" demeden önce sadece % 36 oy alabilmişti...
Vatandaşlardan birini "Ananı da al git" diye azarladıktan, "Açız" diye haykıran bir çiftçiye Tarım  Bakanı'nın, "gözünüzü toprak doyursun" deyişinden sonra yıldızı parladı...
Ve...
Takip eden seçimde % 47 oy aldı...
Seçim gecesi akıllı ama siyaseti bilmeyen, milleti tanımayan bir danışmanının aklına uydu, dillere destan bir "Balkon Konuşması" yaptı...
Sakin, saygılı, mütevazı ve herkesi kucaklayan bir lidere dönüşeceğinin mesajını verdi...
Öyle de oldu...
Ama...
Bir baktı ki oylar tepe takla (2009'da % 38)...
Hemen tarz değiştirdi...
Yine halkı azarlamaya, bağırıp çağırmaya, "buldunuz da buladınız lan" modunda konuşmaya başladı...
Veeee...
(Sen öyle söylüyorsun ama ben sanmıyorum) oyları yeniden % 50'ye yükseldi..

Yani Fatih!..
Bu millet, devenin dikeni sevmesini örnek alır kendisine...
Çünkü neşeyi, huzuru, mutluluğu başkalarından görüp öğrendiği gibi yaşar...
Bakar ki deve kaktüse sürününce veya bir tarafını dikenle deldirince mutlu oluyor ve derisine batan dikene (kaktüse) büyük bir aşkla(!) bağlanıyor...
"Deve doğru biliyor herhalde" deyip o da kendisine söveni seviyor...

Az daha unutuyordum...
Senin programlarını en çok kimler izliyor biliyor musun?...
Söyleyeyim...
Var ya hani bazen gönderdikleri maillere kızıp yağdırıyorsun küfrü, basıyorsun kalayı...
İşte onlar sana hayran...
Denemek istersen; onlara küfür yerine teşekkür et bak nasıl vazgeçecekler seni izlemekten...
Alışmış bunlar Fatih...
Bu milletin genelinde "aşağılanmaktan zevk almak geni" var...
Sen ne dersen de bu böyle...

adnanberkokan@gmail.com
Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor