Namık Çınar

Taraf

Sonbaharlar geldi mi de, eskilik ama aynı zamanda birer sıcak yuva da olan bu evlerin çivi yerlerinden gelen gıcırtılar daha da artar, sesleri rüzgârların ıslığına karışırdı.

O gıcırtılı sesler, bir de, bayramlarda alınan yeni pabuçlardan çıkardı. Yeni oldukları, ancak öyle anlaşılırdı.

(...)

Arsızlık yapmadan topladığımız delikli paraları iplere dizer, leblebi tozu, dondurma, horoz ya da peynir şekerlerine harcardık.

Ya da pazar sabahları, Hacı Köylü’nün çeyrek ekmek- beş köftesi için 25 kuruşu denkleştirmiş; oradan da Atlas’taki, atlıların Kızılderililerden kaçışlarıyla başlayan Randolph Scott filmlerinden birine bir bilet uydurmuşsak, sevincimizi kimse tutamazdı.

Teksas, Tom Miks, Kinova, Pekos Bill, Tenten, Sipru okurduk.

Çingene şoparları, boş gazoz şişelerine işerdi.

Yoksulluk herkesin munis bir hısımıydı.

Üzerlerine toz şeker serpilmiş ‘Sana Yağlı’ ekmekleri iştahla yerdik.

Bizi, bir zeytini bakalım kaç yudumda katık edeceğimizle yarıştırırlardı.

Ama gene de mutluyduk.

Babası kereste tüccarı olduğu için bir tek Kadriye’nin iki tekerlekli bisikleti vardı.

Arnavutkaldırımlarının üzerinde sarsılırken çamurluklarından çıkan sesler bile bir başkaydı.

Bisikleti öylesine güzeldi ki, Kadriye’nin kendi güzelliğinin farkına bile ancak daha sonraki yıllarda varacaktım.

Bizse ancak Bisikletçi Halit’ten kiralar, ya Vali Konağı’nın karşısındaki parkta turlayan kızların arasına karışır yahut Barbaros ve Kumbağ’ın tozlu yollarına düşerdik.

Kamyon kasasında cümbür cemaat, mahallece Top Ağacı plajına gidildiği de olurdu.

Kimsenin kimseye gözü kaymaz; kadınlar entarileriyle yarı bellerine kadar suya girer, otururlardı.

Akşamüzerleri bütün kent sahile iner, piyasa yapardı.

Yanakları gül pembesi, dudakları karanfil kırmızısı kızlar, terli baldırlarını denizlerden esen rüzgârlarda kuruturlardı.

Şimdiki gibi öyle senede birkaç gün değil, bizim orda her gün bayramdı.

 

Hüzün dolu anılar içinden mutlulukları, şekerliğin içindeki çikolataları seçip hızla kapan çocuklar gibi köşesine aktaran Taraf yazarı Namık Çınar günün en duygulu bayram yazısı ile günün yazarı oldu. Size de yazısının okumanızı öneririz.