Nagehan Alçı'dan medyaya Sezen salvosu

"Bütün basının bu olayda parmağı var. Hiç biri temiz değil. Hrant'ın yargılanma sürecinde basında müthiş bir karalama kampanyası sürdürülüyor"

GAZETECİLER.COM - "Türkiye'deki medyanın çoğunluğu hala bulanık bir ülkede yaşamak istiyor. Eskiyi özlüyor. Lokomotif olmayı bir kenara bırakın, nostalji sarhoşluğu içinde şeffaflaşma sürecini geri çevirmeyi arzu ediyor." Bu satırlar Akşam gazetesinden Nagehan Alçı'nın kaleminden çıktı. Alçı bugün köşesinde "Medyanın Timsah Gözyaşları" başlıklı bir yazı yazdı. Yazısına ülkedeki kirlenmeyi yazarak başlayan Alçı, ardından medya eleştirilerini Hrant Dink'in Tuba Çandar'ın yazdığı biyografisi üzerinden sürdürdü.

"Medyadaki bu kokuşmuşluğu, bu zamana ve değişime direnmeyi Neşe Düzel'in Tuba Çandar'la salı günü yaptığı röportajı okurken bir kez daha hissettim. Çandar'ın Hrant Dink'i anlattığı kitap dün piyasaya çıktı. O kitapla ilgili röportajın bir yerinde şöyle demiş Çandar: 'Bütün basının bu olayda parmağı var. Hiç biri temiz değil. Hrant'ın yargılanma sürecinde basında müthiş bir karalama kampanyası sürdürülüyor. Köşe yazarları arasında altın vuruşu Emin Çölaşan yapıyor ama Hürriyet, Milliyet, Tercüman, hatta Radikal... Hepsinde çıkıyor yazılar...'

Çandar, medyanın etiketleme ve karalama refleksini de anlatmış: 'Artık medyada çıkan her haberde Hrant'ın adının önüne 'Türklüğü aşağılamak suçundan yargılanan Hrant Dink' ya da Türklüğe hakaretten mahkum olan Hrant Dink' ya da ' Türk düşmanı olarak Yargıtayca mahkumiyeti onanan Hrant Dink' tamlaması konuluyor. Böylece 'Türk düşmanı Hrant Dink' algısı pekiştirilmeye çalışılıyor.'

Kısacası medyanın Hrant'ın katline nasıl katkı sağladığını anlatıyor Tuba Çandar. Okurken insanın tüylerinin diken diken eden bir medya profili çiziyor..."


Yazısına "Sezen Aksu'ya yapılanın farkı ne?" sorusu ile devam eden Nagehan Alçı'nın köşesinin tamamını okuyabilirsiniz.

İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları