Nagehan Alçı kaybetti

Sözün kime ait olduğunu hatırlamıyorum ama mealen şöyle olduğundan eminim:
“Ben hatırlamayı biliyorum; sen bana unutmayı nasip et Allah’ım”…

*

İnsanları ve haliyle insanlardan oluşan milletleri (Dinleri, mezhepleri, ırkları) birbirlerine düşman eden duygu “Hatırlama, unutmama” duygusudur.
Tarih, hiçbir şeyi unutturmadığı için milletlerin, (Dinlerin, mezheplerin, ırkların) birbirlerine olan düşmanlıkları bitmemekte…
Bir çıkar çatışmasında hemen tarih hatırlatılıp düşmanlıklar körüklenmektedir.

*

Nagehan Alçı’nın dünkü HaberTürk’te “Osman Paksüt ve unutulmayan geçmiş” başlığı altında yayımlanan yazısı tipik bir “nifak, düşmanlığı kaşıma, geçmişle yargılama” içerikliydi…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Kucaklaşma, geleceği hep birlikte ve farklılıklarımızla kurma” programını yürürlüğe koyduğu bir süreçte yanlış bir yazıydı.

*

Nagehan, Beştepe Külliyesi’ne davet edilen Osman Paksüt ve karısının Sayın Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çekilmesini eleştirirken şöyle diyordu:
“Osman Paksüt’e gelene kadar kucaklaşılması gereken daha birçok insan var...”

*

O kucaklaşılması gerekenlerin davet edilmelerini tabii ki ben de isterim…
Ama…
Onların unutulmuş olmaları (Meselâ; muhaliflerin “Ak Parti yalakası” iktidar yanlılarının ise “Erdoğan düşmanı” diye suçladıkları Ertuğrul Özkök…) Osman Paksüt ve karısının da davet edilmemesini gerektirmez…

*

Son dönemlerde bu köşelerde en çok taltif edilen (Alkışlanan, günün kazananı ve günün yazarı seçilen) Nagehan Alçı bugün kaybetti.
Çünkü…
Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hepimiz hatırlamayı bilen, hafıza kaybı olmayan insanlarız…
Bilmediğimiz ve beceremediğimiz ise unutmak, unutabilmek…
En çok da unutmaya ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz…
Lütfen geçmişi kaşıma Nagehan…
Lütfen düşmanlıkları körükleme…
Eğer böyle yaparsan sadece bugünün değil, geleceğin de kaybedeni olursun…