Nagehan Alçı kaybetti çünkü...

"Uzun zamandır insanları hedef gösteren, Ergenekon ve Balyoz davalarını sulandırmak için manipülasyon yapan, kamuoyunu tahrik etmeye çalışan, adeta tetikçilik yapan bir internet sitesi göğsünü gere gere yayın yapıyor, üstelik hatırı sayılır bir kısım medya tarafından da övgü üzerine övgü alıyordu. Dün bir de baktım, bu sitenin hazırlandığı işyerinde polis Ergenekon soruşturması kapsamında arama yapıyor, sitenin sahibi ve yöneticilerini gözaltına alıyor.....
.......... Yahu tetikçiliğin, hedef göstermenin, manipülasyonun ismi ne zamandan beri muhalefet oldu? Şayet Soner Yalçın ve sitesi adam gibi muhalefet yapıyorsa o zaman o sitede neden aslında pek yakından tanıdığımız isimler hep takma adlarla yazıyorlar?".

Okudunuz...
Zannetmeyiniz ki bu satırlar fanatik "Soner Yalçın düşmanı" öfkeli bir okurun yorumları...
Hayır...
Bir meslektaşı yazıyor bu satırları Soner Yalçın için...
Bir internet sitesi için...
Bir gazetecinin klavyesinden çıkıyor bütün bu hezeyan!...
Akıl alır gibi değil...
Sanırsınız bu satırları yazan hanımefendi, fanatik bir futbol taraftarı...
Eline almış döner bıçağını; rakip takım taraftarının kellesine, bedenine sallıyor...
Ne kadar çok et koparırsa rakibin etinden...
Ne kadar çok kan akıtırsa o kadar memnun olacak...
Yetmeyecek...
Bir de "dişlerini geçirip kanlı bir iri parça daha koparacak"...
Kim mi bu satırların sahibi?..
Söyleyelim: AKŞAM'dan Nagehan Alçı...
Hooopppp!...
Hanımefendiler, beyefendiler, trans haldeki beşer...
Ne oluyoruz ya?...
Siz gazeteci misiniz; vampir mi?..
Yeter be!..
Evet...
Böylesine nefret, kin, husumet dolu bir yazıyı yayıp yayımlatan Nagehan Alçı kaybetti!...