Nagehan Alçı: ‘Kadının beyanı esastır’ prensibini ortadan kaldırmak istiyorlar

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, İstanbul Sözleşmesi'ne karşı çıkanların temelde "kadının beyanı esastır" prensibine karşı olduklarını ve bunu ortadan kaldırmaya çalıştıklarını söyledi.

Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, bugünkü köşesinde Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay'ın "Türkiye’de evden uzaklaştırılmış koca meselesi ciddi bir toplumsal sorun" sözlerine dikkat çekerek, "İstanbul Sözleşmesi'ne kaşrı çıkanların esas meselesinin LGBT olmadığını" kaydetti:

"Yok cinsel yönelimden bahsediyormuş, yok toplumu cinsiyetsizleştiriyormuş... Bunların tamamen bahane olduğunu Yasin Aktay itiraf ediyor. LGBT söylemlerinin kadınların temel haklarına dair tamamen bir erkek kamuflajı olduğunu hep yazdım ve söyledim... İster başörtülü ister başıaçık kadınların yani hepimizin erkek şiddetine karşı tek silahı ‘Kadının beyanı esastır’ prensibini ortadan kaldırmak istiyorlar. ‘Kadının beyanı esastır’ prensibini yok etmeyi sadece kimi İslamcı erkekler istiyor sanmayın. Hangi dünya görüşünde olursa olsun fark etmiyor, her kesimde bu düşünceye sahip erkekler var. Şimdi bu durum tüm çıplaklığıyla ortada."

YASİN AKTAY: ŞU ANDA TÜRKİYE'DE "EVDEN UZAKLAŞTIRILAN KOCA" MESELESİ VAR

Yasin Aktay, dünkü yazısında uzun süredir aile içi ihtilaflarda kadının beyanının esas alındığını, bu nedenle hakimlerin sık sık "evden uzaklaştırma" kararı verdiklerini ve "evden uzaklaştırılan kocalar" konusunun bir sorun haline geldiğini söyledi:

İstatistiki rakamlar ortada. Sözleşmenin imzalandığı tarih 2011, uygulamaya başlandığı tarih 2014. O tarihten bu yana bu sözleşmenin de ruhuna uymak adına sözümona kadını korumaya yönelik bir dizi yasal düzenleme yapıldı. Bu düzenlemelerde kadına yönelik şiddete hiçbir tolerans tanımayan yargı(ç) teamülleri bile radikal anlamda değişti. En ufak bir şikayette veya aile içi ihtilafta kadının beyanı baz alınmak suretiyle kadın lehine kararlar alınmaya başlandı. Aile içinde kadın ve erkek arasında bir ihtilafta kadının beyanı hakimin de kararı haline geldiği için hemen uzaklaştırma kararı verilmeye başlandı. Bu yönde alınan kararlar o kadar yaygınlık kazandı ki, şu anda Türkiye’de evden uzaklaştırılmış koca meselesi dünyada başka hiçbir ülkeyle karşılaştırılamayacak kadar arttı.

Sadece bu bile ciddi bir toplumsal sorun haline gelmiş bulunuyor. Üstelik sadece erkeği değil, daha ziyade kadını ve ailenin diğer efradını olumsuz olarak etkileyen bir sorun. Üstelik normal iki insan arasında çıkan şikayet konusu bir ihtilafta taraflardan biri şikayetini çektiğinde dava düştüğü halde aile içi kavgalarda kadın şikayetini geri çekse bile konu bir kamu davası olarak sürdürülmektedir.

Bu ve bunun gibi bir çok yeni uygulamanın kadına yönelik şiddette caydırıcı olacağı varsayılmıştır ki, geçen süre bütün bu tedbirlerin hiçbir caydırıcı etki göstermemiş olduğunu göstermiştir. Hatta 2014’ten bu yana şiddet vakalarında bir artış kaydedildiğine göre Sözleşmenin veya bu konudaki yasal düzenlemelerin etkisi üzerine daha soğukkanlı bir sorgulama yapmanın gereği ortaya çıkmıştır...