Nagehan Alçı Habertürk okuruna "taahhütlerle" başladı...
Nagehan Alçı, Habertürk'teki ilk yazısına babasını anarak, eşi Rasim Ozan'a teşekkür ederek ve Habertürk okurlarına taahhütlerde bulunarak başladı...
Milliyet'ten ayrılıp Habertürk'e geçen Nagehan Alçı Habertürk'teki ilk yazısını yazdı...
Yazısına "Babamın defteri" başlığını koyan Nagehan Alçı, kendisini gazeticilik konusunda teşvik edenin babasını olduğunu hatırlattıktan sonra şöyle devam etti: "İşte şimdi Habertürk’te yeni bir yolculuğa çıkıyorum. Babamı çok mutlu edecek bir yolculuk."
RASİM OZAN'I DA UNUTMADI
Babasının öğrettiği "İyiyi bulma" gayretinin yerli yerinde durduğunu belirten Nagehan Alçı, eşi Rasim Ozan Kütahyalı'yı da unutmadı: "Buna eşim Rasim Ozan’ın cesareti, kararlılığı ve motivasyonunun bana verdiği gücü de eklemek gerek. O olmasa çoğu kez, çoğu yerde pes ederdim herhalde..."
AYŞE ELA VE BETÜL YASEMİN'İN İSTİKBALİ İÇİN...
İlk yazısında Habertürk okuyucularına "Bu köşede ve ekranda her zaman demokrasiyi ve siyaset kurumunu savunacağım", "gerçek bir hukuk devletini savunacağım", "serbest piyasa ekonomisini savunacağım" taahhüdünde bulunan Nagehan Alçı taahhütlerini "Türkiye’nin geleceği için, çocuklarım Ayşe Ela ve Betül Yasemin’in istikbali için bu değerleri savunuyorum ve savunacağım." diye bitirdi.
İşte Nagehan Alçı'nın ilk yazısının ilgili bölümü:
BABAMIN DEFTERİ...
Babam bugün hayatta olsa, her zamanki ölçülü tavırlarının içine uydurmaya zorlanırdı mutluluğunu. Gazeteciliğe beni o teşvik etti, yazmaya o yönlendirdi. Hiç unutmuyorum, ben 8, kardeşim Lalehan 7 yaşındaydık. Elinde 2 kaplı defterle gelmişti, “Bundan böyle bunlar sizin. Bana ve annenize anlattıklarınızı buraya yazın” demişti. Çocukluğun pırıl pırıl hayal gücü ile neler yazmıştık neler...
İşte şimdi Habertürk’te yeni bir yolculuğa çıkıyorum. Babamı çok mutlu edecek bir yolculuk. Bir şeyleri yıkmak değil, yapmak için yazmaya gayret edeceğim. Doğru bulduğumu açıkça dile getirecek, yanlış bulduğumun düzeltilmesi için çalışacağım. Sizlere buradan gördüğüm Türkiye’yi, dünyayı, hayatı anlatacağım.
Babamın defterinin üzerinden uzun yıllar geçti ama onun hayata karşı iyimser merakı ve bize öğrettiği “iyiyi bulma” gayreti yerli yerinde duruyor. Buna eşim Rasim Ozan’ın cesareti, kararlılığı ve motivasyonunun bana verdiği gücü de eklemek gerek. O olmasa çoğu kez, çoğu yerde pes ederdim herhalde...
Yol uzun, konu çok. Maraton başlıyor...
ÇOCUKLARIM İÇİN...
Habertürk Gazetesi’ndeki yazılarım ve Habertürk TV’deki yorumlarımla ilgili okurlarıma ve izleyicilerime açık bir taahhüdüm var:
- Bu köşede ve ekranda her zaman demokrasiyi ve siyaset kurumunu savunacağım, çünkü bir devleti yönetecek insanları belirlemek için tek meşru yol demokrasidir.
- Bu köşede ve ekranda her zaman gerçek bir hukuk devletini savunacağım, çünkü bir arada barış içinde yaşamak için tek meşru zeminimiz hukuk devletidir.
- Bu köşede ve ekranda her zaman serbest piyasa ekonomisini savunacağım, çünkü hem iktisadi kalkınma, hem de özgürlükçü demokratik bir rejim serbest pazar olmadan imkânsız hayallerdir.
Eğer bu üç değerden biri olmazsa diğer ikisi de uzun ömürlü yaşayamaz. Muhakkak sistem bir yerde çöker.
O yüzden Türkiye’nin geleceği için, çocuklarım Ayşe Ela ve Betül Yasemin’in istikbali için bu değerleri savunuyorum ve savunacağım.