Müzmin muhalifler Soner Yalçın'ı örnek almalı: Erdoğan, doğru söylüyorsa yanlış diyemeyiz!
Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın, müzmin muhalifler gibi bütün siyasi söylemini Erdoğan düşmanlığına adayanlara tokat gibi bir cevap verdi. Türkiye'nin bekasına ilişkin konuları dile getiren Yalçın, Erdoğan düşmanlığından dolayı FETÖ ve ABD ile aynı safta olanları eleştirdi.
Soner Yalçın; son zamanların en çok konuşulan yazarlarından biri. Muhalif bir çizgiye sahip fakat son zamanlarda yazdıklarıyla muhalifliğinin körü körüne olmadığını gösterdi.
Bir baktık ki; Suriye'de atılan adımlarla ilgili hükümete destek verdi. Bir baktık ki; CHP ve Kılıçdaroğlu'na "çok severim ama eleştirmeliyim" dedi. Bir baktık ki; solcuların nasıl değişime uğradığını kaleme aldı.
Şimdi de adete muhalefet dersi veriyor. Erdoğan düşmanlığını siyaset sanmayın diyor. Büyük resmi görmeye davet ediyor. Yani bizi ve okuyucularını şaşırtmaya devam ediyor.
İşte Yalçın'ın o ifadeleri:
ABD'nin Ortadoğu'da /Suriye'de niçin var olduğunu Trump ne güzel açıkladı:
-“Petrolü alıyoruz, petrole sahibiz, petrol güvencedir, askerlerimizi sadece petrol için orada bırakıyoruz!”
Muhteşem! Gel de Trump'u sevme!
Tabii ki hemen… ABD Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Tuğamiral William D. Byrne gibi ABD'li üst düzey komutanlar ve Pentagon, kendileri ile Trump'ın “petrol işgali” mesajı arasına mesafe koydu.
ABC televizyonunun pazar günkü “This Week” haber programına katılan ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley petrole hiçbir şekilde değinmeden, Amerikan askerlerinin “IŞİD'in yeniden ortaya çıkmasını” engellemek için orada olduğunu iddia etti! Meğer Amerikan askerinin hedefi, “IŞİD'in kalıcı olarak yenilgiye uğratılması” imiş! Suriye'nin kuzeydoğusundaki Deyrizor'da bulunan petrol sahalarının olduğu bölgede iki yeni askeri üs kurmaları da IŞİD ile “mücadele” içinmiş!
Trump bu “ince diplomatik” açıklamaları umursamıyor. Suriye petrolünü çıkarmak için –Rockefeller'a ait- ExxonMobil ile anlaşma yapmayı düşündüğünü açıkladı.
Trump adamım yahu… Gerçeği sadece o açıklıyor!
GERÇEK DEVRİMCİDİR
Trump'ın söylediklerini yıllarca anlatmaya çalıştık; emperyalizmin
gerçek yüzünü göstermek istedik. Duymak bile istemediler.
Çünkü:
Gerçek devrimcidir; ve devrimciliğe veda etmişlerdi, dönek olmuşlardı. Sığınacak “liman” arıyorlardı. Gerçeklerden kaçıyorlardı; ve gerçeği savunmakta inat edenlere düşmanlık yapıyorlardı.
Biz hâlâ aynı yerdeyiz: Mehmetçik'in Amerikan petrol kuyularına “bekçilik” yapmasına dün karşı çıktık. Hep çıkacağız…
Bugün… ABD, Mehmetçik'e bunu yaptıramadığından yeni “bekçi” buldu kendine: PKK-PYD!
Yani arkadaş! Diyarbakır'daki anneler yavrularının ABD petrol kuyuları için ölmesini istemiyor. Politik saflaşmayı emperyalizme karşı tavır belirliyor:
Kimden yanasınız?
Erdoğan nefretiyle FETÖ, liboş, PKK/PYD çizgisine savrulmak doğru mu?
Dün olduğu gibi bugün de “adamı” değil, Türkiye davasını savunmak doğru değil mi?
Kimileri Erdoğan nefretiyle, Batı aşkıyla emperyalizm kuklalarıyla aynı kulvarda buluşmayı siyaset yapmak sanıyor.
Biz: Dün olduğu gibi bugün de tam bağımsız Türkiye şiarından taviz vermeyeceğiz. Bu, Atatürk'ten miras ideolojimizin temel taşıdır.
Hayatın/siyasetin zorlamasıyla birileri bu çizgiye yakınlaşma zorunda kaldıysa, kendimizden neden kuşku duyalım?
Biz Erdoğan'ı tanıyoruz.
Biz Atatürk'ü tanıyoruz.
Aralarında kıyaslama yapılamaz. Ama Erdoğan günde iki kez doğruyu dile getiriyorsa “bu yanlıştır” diyemeyiz. Aksine dememiz meseleyi kişileştirdiğimiz anlamına gelir. Bu da halkla bütünleşmenizi engeller.