Muzaffer Ağa'yı çıldırtan köşe yorumları

İsmail Cem TV ödüllerinin "şaibeli" olduğunu söyleyen Mehmet Aslantuğ, "hodri meydan" dedi.

İsmail Cem TV ödüllerinin "şaibeli" olduğunu söyleyen Mehmet Aslantuğ, "hodri meydan" dedi.

İsmail Cem TV Ödülleri konusunda yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine çeken Mehmet Aslantuğ, sert çıkışının ardındaki gerçekleri açıkladı. Ödül töreninde verilen ödüllerle, organizasyonu yapanlar arasında bağlantı olduğunu kanıtlarıyla ortaya koyan Aslantuğ, ödül kazanma derdinin olmadığını söylediği halde ödül peşinde koşan biriymiş gösterilmesine isyan etti. Artık içinde olmadığı bir yapıma hak ettiği değerin verilmemesinin, ödül törenini düzenleyenlerden kaynaklandığına bir kez daha dikkat çeken ünlü sanatçı, medya kuruluşlarında görev yapan bazı yazarların da bu olaya alet olduğuna dikkat çekti.

İşte Mehmet Aslantuğ'un açıklaması:

Vicdan!...

Kerameti kendinden menkul, elinde kalem olan birtakım insanlar, o denli meziyetliler ki, kalp okuyorlar!...Genç meslektaşlarımızı sevebileceğimize, başarılarından  kıskançlık duymayabileceğimize onlar karar veriyor!   Benim de dahil  olduğum “Aktör” kategorisini  özellikle dışarıda bırakarak, başka emekler  adına konuşabileceğimize ihtimal vermiyorlar bile!...

Mehmet Aslantuğ, 1992, 1993 ve 1994 yıllarında Altın Portakal kazanmıştı


Yapılan yorumlarda, ödül alamadığım için sitem ettiğim, ithamlarda bulunduğum belirtiliyor. Ne dediğime ısrarla bakmayan, bakmak da istemeyen, kamuoyunu ve algısını paralize eden bu vicdansızlığı esefle kınıyorum!

Oysa şöyle bir tablo kimsenin umurunda değil:  “Fayda ajans“ olarak bu organizasyonu düzenleyip, ajansın patronunun “Proje Koordinatörü”, arkadaşının da “Genel Sanat Yönetmeni”  olması; ilgili fakültelere, meslek birliklerine, “Siz jüri adaylarınızı belirleyin, biz misafir edelim” denilmemesi; jüri seçiminin bizzat koordine edilmesi; yetmezmiş gibi, jüri değerlendirmelerinin tartışılarak ve gerekçelendirerek nihai karara varılmasına lüzum görülmemesi “Puanlamaları yapıp zarfa koyun; biz toplayıp, üstüne de internetten gelen oyları dahil ederek ödülleri açıklayacağız” tavrı VE BÜTÜN BUNLARI YAPARKEN, AY YAPIM’IN REKLAM AJANSI DA OLDUKLARI GERÇEĞİNİN UNUTULMASI; YA DA BUNUN ETİK OLUP OLMADIĞININ BİLE UMURSANILMAMASI!... Bunlar, bizim de ertesi gün öğrendiğimiz gerçekler malesef!..Bazı yapımevlerinin katılmama gerekçeleri de bunun içinmiş...

Kişisel bir derdi olmadığını, bildiği bütün değerler adına yemin ederek söze başlayan; her türlü yanlış anlaşılmayı göze alan Mehmet Aslantuğ günah keçisi olacak; artık içinde bile olmadığım bir çalışmanın toplam emeğine dair sözlerimi; yapım, yönetim, uyarlama senaryo ve görüntü yönetiminden oluşan dört önemli kategoriden ikisine bile değer görülmeyen sonuçlara dair vurgumu, “Kişisel ego taşkınlığı” olarak açıklayacaklar!

Vicdanı hür, üç öğretim görevlisi hocamızdan biri “Bu tabloda bir anormallik yok” desin, ertesi gün aktörlüğü bırakacağıma; Antalya Fim Festivalinden aldığım üç “Altın Portakal Ödülü”nü, ilgili jürinin beni bağışlamasını dileyerek iade edeceğime, tüm kamuoyu önünde söz veriyorum. Aksi söz konusu olursa, onların yerine getireceği yükümlülükler için, yürekleri yeter mi acaba?...

Bir gözlemimi paylaşarak tamamlamak istiyorum:
“Beyaz show” da ilginç bir test yaptı, Beyazıt...Soru şuydu: “Yerde para bulsanız, ne yaparsınız?” Cevap, iki şıktan ibaretti: a)Sahibini ararım b)Parayı bir süre kendimde dinlendiririm!... İkinci şıkla ilgili “ Artık daha kabasını tarifleyemedik” diye ekledi! Sonuçlar şöyleydi: a) 49  b)51... “Parayı kendinde dinlendirecek olanların ellerini görebilir miyim?” diye sordu... Hatırı sayılır miktarda el kalktı. Gerçekten inanılmaz bir durumdu!... “Devam edip, % 51’e şöyle bir soru sorsaydı”, diye düşündüm içimden... “a diyenler için, yani %49 için ne düşünüyorsunuz?” Cevaplar üç şık olsaydı bu sefer: a)Bravo b)Aptallar c)Yalancılar... Acaba bunun cevabı da tahmin ettiğimiz şey mi çıkacaktı!...
Kutuplaşmadan mı bahsediyoruz? Doğrudur!...
Saygılarımla,
Mehmet Aslantuğ