Mutlu Tönbekici'ye 450 bin Dolar verir misiniz?

Mutlu Tönbekici para üstüne yazmış. 'Para neden zevk sahibi olan insanların cebine uğramaz?' diye sorup çoğumuzun hislerine tercüman olmuş.

GAZETECİLER.COM - Vatan yazarı Mutlu Tönbekici bugün para üstüne yazmış. 'Para neden zevk sahibi olan insanların cebine uğramaz?' diye soran Tönbekici çoğumuzun hislerine tercüman olmuş. Neyse Mutlu hanımın 450 bin Dolar'a ihtiyacı var bu arada. Gözüne kestirdiği harika bir ev varmış da. Unutmadan ekleyelim evin tadilatı için de bir o kadar daha gerekiyor efendim.

"450 bin dolar lazım. Var mı vermek isteyen?

Yoktur elbette. Benim okurlarım arasında kenarda 50 bin lirası olan bile yoktur tahmin ediyorum. (Fakir fukara yazarı MT)

Mevzu şu: Bobi’mize bildiğiniz üzere ev arıyorduk. O kadar yazdık, o kadar reklamını yaptık lakin BİRRRRR taneniz bile Bobi ile ilgilenmedi iyi mi! “Bir fotosunu görelim bakalım, neye benziyormuş” diyen bile olmadı. Şok edici bir ilgisizlik, sinir bozucu bir alakasızlık. Aşk olsun. Hakikaten aşk olsun. Kalbim kırıldı haberiniz olsun. Okura kalırsak acımızdan öleceğiz belli ki... (Hem fakir hem hayvan sevmez...)

Sitem faslından sonra konumuza dönecek olursak: Bobi’mize Ayvalık’tan canım bitanem otelcimiz Meliha Hanım sahip çıktı. Kendisi Ayvalık Günebakan Taliani Otel’in dünya tatlısı sahibidir. Küçük Oteller Kitabı’nda da yer alır ve biz kendisini pek ama pek çok severiz.

Yolumuz komple başka yere doğru iken, rotamızı Bodrum’dan Ayvalık’a çevirdik. Ayvalık’a gelmiş ve köpeğimizi de emin ellere teslim etmişken Cunda’ya geçmezlik etmedik bittabi.

Sonuç: Cunda’yı yeniden ve yeniden sevip hayatımızın bir dönemini illa ki burada geçirmeye karar verdik.

Adalı olmak, bir kayık sahibi olmak, sahildeki kedilerin her birini tanımak, Taş Kahve’de yaşlılarla kavga gürültü okey oynamak, yolda esnafla selamlaşa selamlaşa yürümek, sonra en güzel papalina tavayı kim yapıyor bilmek, sonra mevsiminde zeytin toplamak, sonra yılın en güzel zeytinyağını seçmek, sonra Bekir Coşkun’a komşu olmak, Bekir Coşkun’a komşu olup her sabah evinin önünden göbeklerimizi kaşıya kaşıya geçmek, (oysa şimdiye kadar hiç AKP’ye oy vermedik, hatta en çok da CHP’ye vermişizdir) sonra bisikletle Ayvalık’a gidip gelmek, sonra ot toplamaya çıkmak, onlardan nefis meze yapmak..

İşte klasik hayaller...

Sonra karşımıza en az 200 yıllık, kocaman enfes bir taş ev çıktı. Bahçeli mahçeli pek güzel. Üzerinde de kocaman bir satılık yazısı... Ben sonucu aşağı yukarı tahmin ediyordum tabii ama Manita Bey umudunu hâlâ yitirmemiş bir genç olarak aradı. Kibar bir bey, kibar kibar 450 bin dolar dedi. Ne ediyor 450 bin dolar? Aşağı yukarı 700 bin TL.

Pee...

700 bine alacaksın üzerine bir de o kadar restorasyon parası koyacaksın.. Bu arada da en az 5 yıl Anıtlar Kurulu’ndan proje geçirmeye kalkacaksın.. Pee oğlu pee... Allahım niye böyle? Parası olanın zevki olmaz, zevki olanın parası olmaz. Şart mıdır böyle olması? Ev orada çürür, sen burada çürürsün, sevenler birbirine kavuşamaz bir türlü...

Yok mudur bunun bir çaresi? Ne banka kredi verir, ne zengin el atar, ne devletin umurudur, ne mal sahibi insafa gelir... Biz idealleri olanlar daima yutkunmak zorunda mıyız? Hayatımın özeti bu mu olacak? Yok mu bir bilen? Para ve bobi sevginiz yok anladık, bari fikir verin. 450 bin dolar nasıl kazanılır...