Mustafa Kartoğlu'ndan tam 12'den vuran soru: ABD Büyükelçiliğinde FETÖ'cü mü var?
Akşam gazetesi yazarı Mustafa Kartoğlu, ABD Büyükelçiliğinin resmi hesabından FETÖ'cü Babahan'ın Bahçeli paylaşımına beğeni yapılmasına ilişkin yeni büyükelçinin suçu olmadığını ve büyükelçilikte FETÖ'cülerin olabileceğini kaleme aldı.
ABD Büyükelçiliği, bir skandala imza atarak firari FETÖ'cü Ergun Babahan'ın Bahçeli'ye ömür biçen paylaşımını beğendi.
Skandalın ardından özür dileyen büyükelçilik, olayın nasıl gerçekleştiğini ise açıklamadı.
Tam da burada doğru soruyu 12'den vururcasına soran Akşam gazetesi yazarı Mustafa Kartoğlu, "ABD Büyükelçiliğinde FETÖ'cü mü var?" dedi.
Sosyal medya hesaplarının profesyonel şekilde yönetildiğinin altını çizen Kartoğlu, böyle bir şeyin ancak kasten yapılabileceğini belirtti.
Yeni büyükelçinin bu tip bir şeye izin vermeyeceğini söyleyen Kartoğlu'na göre büyükelçilikte FETÖ'cülerin olma ihtimali yüksek.
İşte Kartoğlu'nun o yazısı:
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin resmi Twitter hesabından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında, tedavi gördüğü sırada yaptığı ‘ömür biçen’ bir paylaşıma ‘beğeni’ yapılması takip edilmeye değer.
O yüzden AKŞAM, olay günü başlıktaki soruyu manşete çıkardı.
Zira;
Bir diplomatik temsilcilik, Türkiye’de FETÖ’den yargılanan, yaşadığı ülkeden FETÖ yanlısı bir internet sitesinde yazı yazan bir kişinin mesajını paylaşmaz.
Hem de ev sahibi ülkenin en büyük siyasi ittifakının ortağı bir parti lideri hakkında ve üstelik tedavi görürken ‘ömür biçen’ mesajını!
***
Peki bu nasıl olabildi?
Twitter’da ‘beğeni’ ve ‘paylaş’ tuşları yan yana olduğu için -özellikle cep telefonunda- bir mesajı arkadaşınızla paylaşmak istediğinizde yanlışlıkla soldaki tuşa basabilir ve anlık beğeni yapmış olabilirsiniz.
Ancak bir diplomatik temsilciliğin resmi hesabında bu ‘ihtimal’e fırsat verilmez.
Zira;
Mesajların sorumluluğu diplomatik ekipten birine aittir, ‘yerel çalışan’a devredilmez.
Yerel çalışanlar, örneğin Türkçe mesajları sadece takip eder veya yayınlanacak mesajların Türkçe çevirisini yaparlar.
Mesajlar ‘üst düzey onay’ alınmadan paylaşılmaz.
Resmi hesaplardan günlük sosyal medya takibi veya paylaşımı da yapılmaz.
İlgi alanlarındaki konularda yapılan paylaşımlar, başka hesaplar üzerinden takip edilir ve raporlanır.
O nedenle;
Bu tweet’in beğenilerek paylaşılması ‘kazara’ olmaz.
***
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, daha önce “Türkiye’ye mesaj” niteliği taşıyan, ‘iç siyasete müdahale’ olarak değerlendirilen sosyal medya paylaşımları yaptı.
En ünlüsü herhalde, 19 Temmuz 1980’de ‘suikast’ sonucu hayatını kaybeden eski Başbakan Nihat Erim’le ABD Başkanı Richard Nixon’un buluşmasını, manasız bir günde paylaşmasıydı.
Ancak bu kez durum farklı.
O mesaj ve benzerleri, Washington’ın Suriye’de güvenli bölge için ısrar eden Türkiye’yi baskılamaya, muhalefetini de bu yönde motive etmeye yönelik politikalarının parçasıydı.
Bu mesaj ise Beyaz Saray’ın Suriye konusunda inisiyatifi Türkiye’ye bıraktığı;
Uzun süre sonra atanan yeni büyükelçisini, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma paketini sunmakla görevlendirdiği bir aşamada geldi.
Büyükelçi David Satterfield, bir ‘kariyer diplomatı’ olarak yeni dönemin ruhunu en iyi bilecek isim.
Ve böylesi bir paylaşımı bırakın yaptırmayı, karşı karşıya kalmayı isteyecek en son kişi olmalıdır.
Özgeçmişindeki deneyimi, - eğer sosyal medya ekibini değiştirmemiş ve çalışanları henüz tanımıyorsa- bu konuda en çok ‘iki şüpheli’ arasında araştırma yapmasını gerektirir, üç değil.
ABD’nin İstanbul ve Adana konsolosluklarındaki yerel çalışanlardan bazılarının FETÖ’den yargılandıkları dikkate alınırsa, Ankara ekibini tanıyan bir diplomatın bu kişiyi ‘eliyle koymuş gibi’ bulacağı açıktır.
Bulmalıdır da.
Zira bu olay, deneyimi ve zekasıyla maruf Ankara gazetecisi bir dostumun ifadesiyle, Büyükelçi’ye de bir operasyondur.