Mustafa Karaalioğlu
Başbakan'ın başlattığı "Büyük Barış" sürecini en az Sözcü Gazetesi, MHP, BDP ve PKK kadar olumsuz etkiliyor...
Ak Parti Hükümeti'ne en büyük zararı kendilerine "Demokrat Medya" ismini lâyık gören ama demokratlığın "D"si ile bile ilgileri olmayan baskıcı, despot, kendileri gibi düşünmeyen herkesi "iktidar veya din düşmanı, darbeci, Faşist" olarak tanımlayan "YMM/Yeni Merkez Medya" veriyor.
Bu medya organlarından biri de Star gazetesi.
Öyle haberler, öyle yorumlar yapılıyor ki gazetede;
Başbakan'ın başlattığı "Büyük Barış" sürecini en az Sözcü Gazetesi, MHP, BDP ve PKK kadar olumsuz etkiliyor...
Ne var ki Star ve genel yayın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu bunu belediye zabıtasının bir zamanlar sokak kedi ve köpeklerini zehirlemek için kullandıkları "köfte içi zehir" yöntemiyle uyguluyor...
Nasıl mı?..
Şöyle:
Önce, "tutuklu yargılananlara" karşı çok insani bir tavır takınıyorlar ondan sonra "AMA" deyip en acımasız vurgularla kanunlara ve hukukun temel ilkelerine göre henüz "masum" olan o insanları "vahşi birer darbeci" olarak tanımlıyorlar...
Yani "kesinleşmemiş" bir yargı kararını "kesinleşmiş" gibi aktarıp o insanları "infaz" ediyorlar...
Yargıçlar da "Hükümete destek veren medya nasıl olsa arkamızda" deyip kanunlar bu denli uzun süreli "tutuklu" yargılamayı engellediği ortada olduğu halde "tahliye" kararı vermiyorlar...
Bunun en acımasız örenklerinden birini bugünkü köşesinde "Saygun veya Başbuğ için eski Medyaya ihtiyaç yok" başlığı altında yayımlanan makalesinde veren Mustafa Karaalioğlu kaybetti.
Bu medya organlarından biri de Star gazetesi.
Öyle haberler, öyle yorumlar yapılıyor ki gazetede;
Başbakan'ın başlattığı "Büyük Barış" sürecini en az Sözcü Gazetesi, MHP, BDP ve PKK kadar olumsuz etkiliyor...
Ne var ki Star ve genel yayın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu bunu belediye zabıtasının bir zamanlar sokak kedi ve köpeklerini zehirlemek için kullandıkları "köfte içi zehir" yöntemiyle uyguluyor...
Nasıl mı?..
Şöyle:
Önce, "tutuklu yargılananlara" karşı çok insani bir tavır takınıyorlar ondan sonra "AMA" deyip en acımasız vurgularla kanunlara ve hukukun temel ilkelerine göre henüz "masum" olan o insanları "vahşi birer darbeci" olarak tanımlıyorlar...
Yani "kesinleşmemiş" bir yargı kararını "kesinleşmiş" gibi aktarıp o insanları "infaz" ediyorlar...
Yargıçlar da "Hükümete destek veren medya nasıl olsa arkamızda" deyip kanunlar bu denli uzun süreli "tutuklu" yargılamayı engellediği ortada olduğu halde "tahliye" kararı vermiyorlar...
Bunun en acımasız örenklerinden birini bugünkü köşesinde "Saygun veya Başbuğ için eski Medyaya ihtiyaç yok" başlığı altında yayımlanan makalesinde veren Mustafa Karaalioğlu kaybetti.