Müslüman demokrat yazarlar hariç hepsi oradaydı...

Hasan Cemal, “Cengiz’i işten çıkarmıştım” diyor gözlerinin içine sevgiyle bakarak…

ADNAN BERK OKAN

Ertuğrul Özkök, bugünkü Hürriyet'te "Ulan hepimiz oradaydık be!" başlığı altında yayımlanan makalesinde Hasan Cemal’in yaş günü partisini anlatıyor…

Beni en çok ne etkiledi biliyor musunuz?..

Söyleyeyim…

Hasan Cemal’in yaptığı konuşmanın bir bölümü…

Büyük Usta bakın ne diyor kendi yaş gününde, konuklarına...

"Buradaki arkadaşlarıma bakıyorum. Geçmişte birbirimizle ters düştüklerimiz var. Siyasetin ve gazetecilik anlayışının karşı karşıya getirdiği insanlar var. Bazıları ile konuşmadığımız dönemler olmuş. Ayrı düşmüşüz… Hatta bazılarını işten çıkarmışım..."

Kim mi işten çıkardığı?..

Cengiz Çandar…

Ve elbette aklıma hemen medyamızın iki düşman kardeşi geliyor…

 

Anladınız siz ama…

Bir kere daha hatırlatayım…

Sözde “Müslüman Demokratlar” ama özde “Çıkar savaşçısı” iki “keskin” gurup…

Bir tarafta iktidara kayıtsız şartsız destek veren “Yandaş Müslüman Demokratlar”…

Diğer tarafta Hükümetin tümünü hırsızlıkla suçlayan “Cemaatçi Müslüman Demokratlar”…

Bulsalar birbirlerinin gözlerini oyacaklar…

Ordunun yarısını ortak yazdıkları senaryo ile hapse attıklarını unutmuşlar…

Bugün, “sen yazdın oyunu, ben hapse attım onu” falan kavgasına tutuşmuşlar…

Hasan Cemal, “Cengiz’i işten çıkarmıştım” diyor gözlerinin içine sevgiyle bakarak…

O gece, siyasi güçsüzlüklerini, yokluklarını, kovulmuşluğun acılarını birlikte paylaşıyorlar…

İslamcı medyaya bakın bir de…

Kendilerini işe alan, kendilerine ekmek verenleri bile yerden yere vuruyorlar…

 

Ey Bay/Bayan…

Yandaş ya da Cemaatçi Müslüman Demokratlar…

Lütfen cevap verir misiniz?

Daha ne kadar sürdüreceksiniz bu üfürükten fırtınanızı?..

Daha ne kadar dayanacaksınız her sabah doğan güneşi "doğmamış" gibi göstermeye?..

Hiç mi aklınıza gelmiyor bir gün ve hatta her gün karanlık üretme becerinizdeki fiyakanızın güneşler tarafından bozulacağı...

Hasan Cemal ve arkadaşlarının olgunluğuna ne zaman erişebileceksiniz?..

 

Yok hayır...

Umurumda bile değil kavgalarınız…

Savaşlarınız…

Sürtüşmeleriniz...

Küfürleşmeleriniz…

Ben...

Bu güzelim ülkenin sizin gibi çapsızlar tarafından yönetilmesine...

Halkımın sizin gibi vasıfsızlar tarafından bilgilendirilmesine, yönlendirilmesine ve daha da öte kandırılmasına yanıyorum...

Yoksa bana ne?..

Ve yine size soruyorum:

Hasan Cemal ve arkadaşları gibi yokluğu paylaşabiliyor musunuz aranızda?..

Hiçliği?..

Acıları...

Meşakkati..

Istırabı...

İşte o zaman insansınız...

İnsanın en yücesi...

Ama...

Sadece varlığı paylaşmak için geliyorsanız bir araya...

İşte o zaman çok fena...

 

Çünkü...

"Sen benden fazla kaptın" hasetliği çöktü mü içinize...

O anda başlıyor kavga...

Zira...

Yokluğun kavgası olmaz...

Varlık için kavga edilir…

Küfürler, hakaretler uçuşur havada…

Birbirlerinin yakalarından tutmalar…

Deveyi havuduyla yutmalar hep varlıktan daha çok pay alabilmek içindir…

 

Ey güzel insanlar!..

Büyük ihtimalle ilk defa babaannemden duymuştum...

Komşularımızdan birinin "alkolik" olduğu söyleniyordu...

Sabah başlıyormuş içmeye...

Anacığımla sabah dedikodusu mu yapıyorlardı ne...

"Alışmış kudurmuştan beterdir kız Lütfiye" dediydi, işte o zaman duyduydum...

Var ya hani işte bu Müslüman Demokratlar…

Aynen babaannem rahmetlinin söylediği gibi…

Alıştılar akıllarının almayacağı, rüyalarında göremeyecekleri kadar büyük maaşa, cukkaya…

Şimdi bir türlü yanaşamıyorlar barışmaya…

Çünkü…

Ancak taraflardan birine tetikçilik yaptıkları sürece “Kıymetlisi” olduklarını biliyorlar…

Onun için her gün birbirlerine sövüyorlar…

adnanberkokan@gmail.com