Murat Çelik günün yazarı...
VATAN’da “Suikastçı sekiz ByLock’çu ile bağlantılı” başlığı altında yayımlanan makalesinde bir haberin nasıl analiz edilerek verileceğini gösteren Murat Çelik günün yazarı..
Medyamızda “haber analiz” yapabilen gazeteci/yazar sayısı çok az…
Olanlar da ya orta yaş üzeri ya da orta yaşa çok yaklaştılar…
Yani…
Gençler arasına haber analiz yapabilen yok gibi…
Murat Çelik “orta yaş” diyebileceğimiz kuşaktan…
Yani…
Kırk yaş üstü ama henüz elliye gelmemiş…
Çok başarılı haber analizcilerimizden biri…
Bugünkü VATAN’da “Suikastçı sekiz ByLock’çu ile bağlantılı” başlığı altında yayımlanan makalesinde bir haberin nasıl analiz edilerek verileceğini gösteriyor…
Biz de kendisini “Günün Yazarı” seçiyoruz…
SUİKASTÇI SEKİZ BYLOCK’ÇU İLE BAĞLANTILI
Murat ÇELİK / VATAN / 22.12.2016 Perşembe
“FETÖ’nün yönettiği ama Nusra süsü verilmeye çalışılmış bir suikast.”
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti dosyasında, güvenlik ve istihbarat birimlerinde dün akşam itibariyle şekillenen kanaat aynen bu cümleyle ifade ediliyor.
Ayrıntıları aktarayım...
‘Nusracı polisler’ söylemi ve dünkü mektup
Olayın hemen ardından başlatılan ve derinleştirilerek devam eden soruşturmada, önemli detaylara ulaşıldı.
Suikast soruşturmasını yürüten birimler; Büyükelçi Karlov’u öldüren suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş’ın FETÖ bağlantısının neredeyse kesin olduğunu ancak eyleminde El Nusra izi bırakmak için özel çaba sarf ettiği tespitini yapıyor.
Dosyası üzerinde çalışan yetkililer; FETÖ üyelerinin 15 Temmuz’un hemen ardından, özellikle sosyal medya üzerinden, “Emniyet’te Nusracı kadrolar var” ya da “Nusracı polislere dikkat” türünden ifadelerle yoğun bir propaganda başlattıklarına dikkat çekiyor.
Aynı yetkililer, dün çıkan suikasti eski adı El Nusra olan Fetih el Şam örgütünün üstlendiği yönündeki haberlerin de gerçeği yansıtmadığını söylüyor ve bu haberde var olduğu belirtilen mektubun da FETÖ tarafından maksatlı olarak üretilmiş olabileceği bilgisini veriyor.
Nusra irtibatı tespit edilemedi
Soruşturmanın en önemli ayağı, Mevlüt Mert Altıntaş’ın ilişkiler ağını ortaya çıkartacak olan çalışma.
Karlov’u öldüren suikastçı polis memuru Altıntaş’ın başta telefon görüşmeleri olmak üzere 2014 yılından itibaren bütün kayıtları inceleniyor.
İstihbarat kaynakları, katilin, El Nusra Örgütü ile orijinal veya operasyonel herhangi bir irtibatına rastlanmadığını belirtiyor.
Ancak 22 yaşındaki suikastçının, yakın geçmişte Nusra’ya yakın bazı kişilerle telefon temaslarının tespit edildiğini kaydeden aynı kaynaklar, bunların hep tek taraflı olduğuna dikkat çekiyorlar. Yani Altıntaş, Nusra’ya yakın birkaç kişiyi aramış ama bu aramaların çoğunda görüşme olmamış. Karşı tarafın telefonu açtığı birkaç görüşme ise çok kısa sürmüş. Yetkililer bu durumu, arkasında Nusra izi bırakma çabası olarak değerlendiriyor.
8 ByLock kullanıcısı ile temas
Konu üzerinde çalışan uzmanların verdiği bilgiye göre, son iki yıllık cep telefonu kayıtlarının incelenmesi sonucu, suikastı düzenleyen Altıntaş’ın sekiz ByLock kullanıcısı ile sürekli ve doğrudan teması olduğu belirlendi.
Pekiyi Altıntaş da ByLock kullanıcısı mı?
Güvenlik kaynakları bu soruya “Hayır” dedi ancak hemen ardından şu önemli bilgiyi verdi:
FETÖ soruşturmalarında, MİT, Türkiye genelinde 235 bin ByLock kullanıcısı bulunduğunu belirledi. Bu 235 kişiden kimliği tespit edilenlerin sayısı 185 bin. Yani henüz 30 bin ByLock kullanıcısı adlandırılabilmiş değil.
Yetkililer suikastçı polisin bu 30 bin kişiden biri olabileceğini ancak ByLock kullanıcısı olmasa da, sekiz örgüt üyesi ile sürekli ve doğrudan teması bulunmasının çok önemli bir delil oluşturduğunu vurguluyor. Çünkü ByLock kullanıcısı olmak, doğrudan örgüt üyeliğinin kanıtı olarak kabul ediliyor.
Bu noktada ilginç bir ayrıntıya daha var.
Telefon kayıtlarının dışındaki istihbarat çalışmaları sonucu, Mevlüt Mert Altıntaş hakkında, polis meslek yüksek okulundan mezun olduğu 2014 senesine kadar ‘radikal’ olarak nitelenebilecek hiçbir kayda rastlanmadı.
Soruşturma devam ediyor. Yeni bilgi ve ayrıntılar elbette ortaya çıkacaktır ama dün akşam itibariyle Ankara’da, bu eylemin FETÖ’nün işi olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. Nusra izi bırakma çabası da, eylemi karartma (maskeleme) faaliyeti olarak değerlendiriliyor. Örgütün böyle bir suikasti, tamamen kendi inisiyatifiyle mi, bir yerden talimat alarak mı ya da belli bir adrese servis yapmak yani “Ben kullanışlıyım” mesajı vermek için mi gerçekleştirdiği sorusu ise hâlâ yerinde duruyor.