'Muhtıra parlatıcısı gazeteciler!'

"Ben olsam, ayağıma bağladığım ağırlıkla, kendimi denize atardım. Rezil ola ola yaşamaktan evladır."

GAZETECİLER.COM - Star yazarı Ahmet Kekeç, kaleminde CHP ve "demokrat kalemler" dediği bazı gazetecileri doladı ve sert bir yazıyla "rezil olmaya doymadınız mı?" diye sordu.

"Muhtıra destekçiliğinde CHP yalnız değildi." diyen Kekeç ardından o gazetecileri köşesinde şöyle sıraladı:

"Ertuğrul Özkök, Nuray Mert, Ahmet Hakan Coşkun, Yılmaz Özdil, Ece Temelkuran gibi "özgürlükçü ve demokrat" kalemler, muhtırayı eleştireceklerine, "muhtıraya muhatap olan parlamentoya" verip veriştirmişlerdi.

Mesela biri (BDP otobüsünde "zafer işareti" yaparken görüntülenen hanımefendi) aynen şunları yazmıştı: "Şimdi Genelkurmay bildirisini öne çıkarıp, bu fetihçi zihniyetin arkasında durmak istemiyorum."

Durma zaten...

Erken günahı Cumhurbaşkanı seçmeye yeltenmek olan parlamentonun arkasında durma...

Sen git darbecilerin, "militarist fetihçilerin", "az zamanda çok muhtıra başarmış" güç odaklarının arkasında dur...

Bu kadar çok "destekleyici ve kollayıcı" bulan muhtıra, uzun süre Genelkurmay sitesinde çakılı kaldı.

Kimse itiraz etmedi...

Ne Kemal kılıçdaroğlu, ne ordunun darbe yapamaz duruma gelmesinden endişe duyan Süheyl Batum, ne de muhtıra parlatıcısı gazeteciler...

Herkes usulünce araziye uydu.

İlginçtir, o muhtıranın orada durmasına itiraz etmeyenler, 12 Eylül'e yargı yolu açılınca, Büyükanıt'ın da yargılanması gerektiğini seslendirmeye başladılar.

Fakat bir sorun vardı:

Büyükanıt niçin yargılanacaktı?

Muhtıra verdiği için mi?

Muhtırayı darbeye dönüştüremediği için mi?

Muhtıra verdiği için yargılanamazdı, çünkü başta CHP olmak üzere, memleketin bilumum "özgürlükçü ve demokrat kalemleri" bu sürece alkış tutmuşlardı.

Herhalde darbe yapamadığı, orduyu "kağıttan kaplana dönüştürdüğü" için yargılanmalıydı...

Bugün öğreniyoruz ki, Ankara Özel Yetkili cumhuriyet Başsavcıvekilliği, e-muhtıra için soruşturma başlatmış.

Muhtıra destekçisi CHP ve demokrat kalemler şimdi ne yapacak?

İnsan içine çıkabilecekler mi?

Ben olsam, ayağıma bağladığım ağırlıkla, kendimi denize atardım.

Rezil ola ola yaşamaktan evladır."