Muharrem Sarıkaya yazdı: HDP'nin yeni yönetimi ile ne değişecek?

Kongreye giden ve Pervin Buldan ile devam kararı alan HDP'de Mithat Sancar'ın eş başkan olması, yeni bir eksen değişimi mı sorusunu akıllara getirdi.

HEP kurultayında  çıkan sonuç Türkiye siyasetinde neleri değiştirecek? HDP, eksen kayması yaşar mı? Mithat Sancar, nasıl etki edecek?

Tüm bunların cevabını Muharrem Sarıkaya'nın yazısında bulabilirsiniz.

İşte o yazı: 

HDP’nin önceki gün yapılan kurultayında gerçekleşen yeni yönetim Ankara’da siyasetin okuma şekline de yansıdı. Bundan sonraki süreci de etkileyeceği siyasi partilerde zaten bir süredir devam eden sohbetlerden anlaşılıyordu. HDP açısından bakılırsa… Partinin Eş Başkanlığı görevinde Pervin Buldan’ın devam etmesine karar verildi, ancak 10 yıldır süregelen geleneğe de nokta konuldu. Eş Başkanlıktan biri, Haziran 1990’da Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlayıp farklı isimler alan ve bugün de HDP’de vücut bulan siyasal Kürt kimlik hareketinden gelmiş olana bırakılırken, diğeri sol gelenekten ve Türk kökenli olandan tercih ediliyordu. Her ne kadar DTP’nin Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un Eş Genel Başkanlığında kurulduğu Kasım 2005’te uygulanmasa da sonrasında gelenek bozulmadı.

GELENEK BİTTİ

HDP’nin 2012’de kurulması sonrası, Sabahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü ile başlayıp, 2014’te Selahattin Demirtaş- Figen Yüksekdağ ile devam etti. Yüksekdağ'ın tutuklanması sonrası bu göreve Serpil Kemalbay getirilirken, Demirtaş’ın tutuklanmasıyla da Pervin Buldan ile Sezai Temelli Eş Başkanlık görevini önceki güne kadar devam ettirdi. Sosyalist temelli sol partiler geleneğinden Eş Genel Başkan belirleme süreci de dün itibarıyla sonlandı. Sol gelenekten olmakla birlikte her kesime ulaşabilen mutedil isim, Mardin’in Arap kökenli ailesinden Prof. Dr. Mithat Sancar yeni görevi üstlendi.

DEMİRTAŞ DAMGASI

HDP Kongresi bu açıdan aslında Demirtaş algısının yükseldiği, hatta damgasının görüldüğü, Kürt milliyetçiliğine odaklı kimlik politikasından uzaklaşıp, kitle partisi olma yönünde adım atıldığı yeni bir dönemin başlangıcı görülebilir. Sürdürülebilir mi? Bunu söylemek kolay değil, ancak HDP’nin sosyolojik tabanından gelen talebin bu yönde olduğu da açık. HDP’nin yeni yönetimi de uzun süredir davalar, kayyum atamaları ile içine kapanık, savunmada kalan, “menfi enerji üreten” dönemini kapatıp, yeni süreci kurmakta kararlı. Bu dönem için partide çizilen yol da şöyle özetleniyor: “Yeni politikanın kurucu inşa gücünü harekete geçiren ve eski politik davranışı değiştirip, yapıyı daha proaktif hale dönüştüren Türkiye partisi olabilmek…” Birçok partinin oyunun 3 katına ulaşan yüzer-gezer Kürt oylarından bir bölümünü de geri getirmek.

Yazının devamı için tıklayın