Muhafazakar ve milliyetçi medyaya düşen görev

Türkiye İsrail ilişkilerine “Müslüman – Musevi” ayrımı değil, “menfaat birliği” penceresinden bakılması gerekliliğini okurları ve izleyicilerine özenle anlatmak…

GAZETECİLER.COM- 

Devletleri yönetenler için esas olan şudur:
Uluslar arası ilişkilerde din ve mezhep değil, çıkar birliğini esas almak…
Daha 17. Yüzyılda Fransa Başbakanı Kardinal Richelieu’nün dediği gibi…
“Raison d'etat” demek…
Yani…
“Hikmeti hükümet”…
Yani…
“Devletin âli menfaatleri”…

* * *

“İyi de kardeş…” diyebilir kimileriniz…
“Ya din?.. Ya inanç?..”
Efendim…
Tabi ki milletlerin din birliği de göz ardı edilemez…
Edilmemeli de…
Ama…
Hiçbir din birliği…
Hiçbir mezhep birliği, milletin ve devletin yüce menfaatlerinden daha önde
tutulamaz…
ABD, Araplarla aynı dinden mi?..
Putin de Esad Müslüman mı?
AB ülkeleri yurttaşları Japonlarla aynı kiliseye mi gidiyorlar?..
Demek istemem o ki:
% 99’u “Müslüman” olan Türk halkının din ve mezhep duygularını ön plana
çıkararak dış politika yapılamaz…
Bütün bu saydığım ülkelerin aralarındaki ilişkileri din birliği değil, “çıkar birliği”
tesis ediyor…

* * *

Sayın Erdoğan ilk başbakan olduğu günden itibaren uluslar arası ilişkilere
milletin ve devletin menfaatleri penceresinden baktı…
Bakmayın siz Doğu Perinçek’in Erdoğan’ı eleştirmesine…
Perinçek doğruyu söylüyor olsaydı eğer…
Halk kendisine ve partisine % 1 bile oy vermezken Erdoğan’a % 52 oy verir miydi?..
Demek ki halkımız da Erdoğan’ın “devletlerarası ilişki” politikalarına onay
veriyor…
Çünkü…
Halkımız da bir devlet insanı için doğru olanın Erdoğan’ın yaptığı olduğuna inanıyor…

* * *

Şunu soranlar mutlaka olacaktır:
“Madem öyle, İsrail ile ilişkileri neden bozdu?..”
Unutmayınız ki:
İsrail ile olan sürtüşme İsrail halkının dini sebebiyle değildi…
İsrail devletini yönetenlerin pervasız, akıl ve ahlâk dışı tutumu yüzünden bozuldu ilişkilerimiz…
İsrail Devletini yönetenlerin Filistin halkı üzerinde uyguladıkları şiddet ve
cinayetler yüzünden gerginleşti ortam…
İsrail Devletini yönetenler yanlışlarını anlayıp özür dileyince aradaki buzlar da
eritildi…
Doğrusu yapıldı yani…

* * *

Şimdi…
En çok da muhafazakâr medyaya ve siyasetçilere düşen görev şu:
Türkiye İsrail ilişkilerine “Müslüman – Musevi” ayrımı değil, “menfaat
birliği” penceresinden bakılması gerekliliğini okurları ve izleyicilerine özenle
anlatmak…
Sadece din muhafazakârı medya ve siyaset değil…
Milliyetçi muhafazakârlar da Türkiye – İsrail – Kıbrıs (İnşallah Birleşmiş Kıbrıs)
işbirliği konusunun milletimiz ve ülkemiz için nasıl da yararlı olduğu konusunda
Milliyetçi okurları ikna etmelidirler.
Milletimizin, ülkemizin ve devletimizin yüce menfaatleri bu ilişkilerin sıcak ve
samimi ve güvenilir olmasından geçiyor…
İçeride bitirilen siyasi kavga dışarıda da sonlandırılmalı… 

YAKUP MURAT