Muhabir Seyhan Erdağ'ın 3 yıl hapsi isteniyordu! İlk açıklama geldi olay açığa çıktı

Son olarak çalıştığı Tv8 kanalından ayrılan Seyhan Erdağ, bir aracın camını kırdığı ve sileceklerini havaya kaldırdığı gerekçesiyle 3 yıl hapsinin istendiği haberleri hakkında ilk kez açıklama yaptı.

Daha önce pek çok ünlü isimle girdiği polemiklerle adını duyuran magazin muhabiri Seyhan Erdağ, uzun süre sessizliğini korumasının ardından yeniden gündeme geldi. Bildiğiniz üzere İstanbul Fatih'te geçtiğimiz aylarda gündeme gelen olayda Seyhan Erdağ'ın bir aracın camını kırdığı ve sileceklerini kırdığı söylenmişti.

Erdağ ise, suçsuz olduğunu ifade ederek yolunu kapatan aracın sadece sileceklerini kaldırdığını iddia etmişti. Ancak bugün ortaya çıkan bir haber, olayı yeniden tozlu raflardan indirdi. Habere göre savcılıkça yürütülen soruşturma sonunda ünlü gazeteci hakkında 'Mala zarar verme' suçundan dava açıldı. 3 yıla kadar hapsi istenen ünlü magazinci ilerleyen günlerde İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacağı söylendi.

Kendi haberime rastladım: Seyhan Erdağ ise, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, yukarıda çıkan haberlere tepki gösterdi. Erdağ, "Bu sabah Hürriyet Gazetesi'ni okurken kendi haberime rastladım." diyerek şu ifadeleri kullandı:

3 yıl hapsim istenmiyor: "Öfkeme hakim olamamışım, 3 yıl hapsim isteniyormuş. 3 YIL HAPSİM İSTENMİYOR, 5 BİN TL VE 1 TOP İSTENİYOR Ben de "ünlü" biri olarak açıklamamı buradan yapayım bari"

Çocuklar para istedi: Bir akşam evime genç bir kadın geldi ve aracının ön camının kırık olduğunu, çocukların da camı benim kırdığım söylediğini söyledi. Alt kattaki komşum Didem ve ben duruma gülüp, çocukların para istediğini ve vermediğim için bunu yaptıklarını söyledik.

Adresime davet geldi: Hatta Didem'e gelip "sen para ver ya da top al Seyhan Abla'dan alırsın siz arkadaşsınız" dediklerini de söyledik, genç kadın gitti Karakoldan adresime davet geldi, kadın gidip şikayet etmiş, polisler "aracınızın camını kaskodan ücretsiz yaptırabilirsiniz bizi meşgul etmeyin" demesine rağmen, "şirket aracı şikayet etmek zorundayım" demiş ve beni şikayet etmiş.

Hanımefendi telefonunu değiştirmiş: Polislere durumu anlattım, kadının numarasını istedim ama yasa gereği veremediler.  3 ay sonra uzlaştırma bürosundan telefon aldım, Adliye'ye giderek durumu 1 kez daha anlattım, uzlaştırma bürosundaki hanımefendi, genç kadına ulaşamadıklarını söyledi. Telefonunu değiştirmiş hanımefendi. Uzun bir süre daha böyle geçti.

Hakim esprili konuşmaya başladı: Ve nihayet mahkeme günü geldi, 29 Mayıs'da Çağlayan Adliyesi'ne gittim. En azından kadını görecek ve derdini öğrenecektim. 2 avukatla geldi mahkemeye Rümeysa Kademlioğlu imiş adı. O güne kadar bunu bile öğrenemedim. Hakim, olayı anlat dedi, kadın anlatmaya başladı, anlattıklarından ötürü Hakim esprili konuşmaya başladı: "Hangi çocuktan öğrendin bunu kızım, ya çocuklar şaka yaptıysa" dedi.

Benden 5 bin TL istediler: Sonra ben durumu anlattım, her şeyin çocuklara "bir top almadığım için olduğundan ve oturduğum mahallenin acılı durumundan" başlayarak. Hakim ara verdi, lütfen uzlaşın dedi. Ve aracının camı kırılan hanımefendinin avukatları benden 5 bin TL istediler. Tabii ki kabul etmedim.

Beni tanıdıkları için bunu yaşıyorum: Hakime durumu anlattım ve dedim ki: "5 bin TL para istiyorlar, e top alsaydım bu parayı ödemeyecektim, bu durum sizin içinize siniyor mu? Aracının camının faturasını getirsin, ödediğini ispat etsin, maaşından kesildiğini ispat etsin ödeyeyim, bu komik durum sona ersin, benim burada ne işim var; isim olarak beni tanıdıkları için bunu yaşıyorum; aksi takdirde ben karşı dava açacağım çünkü böyle saçma bir durum görmedim" 

3 yıl hapis istenmiyor: Dava sanırım Ekim'e ertelendi. YANİ HÜRRİYET GAZETESİ'NİN DEDİĞİ GİBİ 3 YIL HAPİS İSTENMİYOR, BENDEN 5 BİN TL İSTENİYOR. Çocuklarla aynı mahallede oturuyorum: BU ARADA TOP İSTEYEN ÇOCUKLARLA MAALESEF ANNEANNEM NEDENİYLE AYNI MAHALLEDE OTURUYORUM, YANİ BAŞIMA YENİ MAHKEME OLAYLARI GELEBİLİR. SİZDE DİKKATLİ OLUN, TÜRKİYE'DE HAYATIMIZ BU KADAR UCUZ!

Bu kadar basit: KÖTÜ RUHLU BİRİ ARACININ BAŞINA BİR ŞEY GELİRSE MESELA, KARAKOLA GİTSİN VE SEVMEDİĞİ BİR YAKININI YA DA KOMŞUSUNU "ÇOCUKLAR SÖYLEDİ" DİYEREK ŞİKAYETÇİ OLSUN. HANGİ ÇOCUK DENİRSE, "BİLMEDİĞİNİ" SÖYLER HATTA. BU KADAR BASİT YANİ İNSANLARI MAHKEMELERDE UĞRAŞTIRMAK... DURUM AHVAL BUDUR.

5 bin TL'yi vermeyi ben reddettim: Hürriyet Gazetesi'nin söylediği gibi uzlaşmayan taraf karşı taraf değil benim; çünkü o 5.000 TL'yi vermeyi reddettim!