Miroğlu'ndan PKK'ya Musa Anter suçlaması
AKP'de siyaset yapma ihtimali için kapıyı açık bırakan Miroğlu, BDP'de PKK'dan bağımsız siyaset yapmanın mümkün olmadığını söyle
GAZETECİLER.COM
Bugun TV de Erkam Tufan ile Analiz programına konuk olan Star gazetesi yazarı Orhan Miroğlu gündemin sıcak konusu Kürt sorunu ve İmralı müzakerelerini yorumladı. Abdullah Öcalan'ı odak alan çözüm arayışlarını değerlendiren Miroğlu, PKK lideri ve BDP'ye sert eleştirilerde bulundu. Kürt siyasetinden aldığı tepkileri eleştiren Miroğlu "kişilik katline" uğradığını iddia etti. AKP'de siyaset yapma ihtimali için kapıyı açık bırakan Miroğlu, BDP'de PKK'dan bağımsız siyaset yapmanın mümkün olmadığını söylerken, Musa Anter cinayeti için de PKK'yı suçladı.
CELLADIMA AÇIK OLMADIM BENİM CELLADIM JİTEMDİ
Ak Partinin Kürt halkının celladı olduğuna dair söylendi bu söz
Cellatıma aşık olmadım, tam tersi jitemin o bölgedeki faalieyetlerinin ortaya çıkması konusunda en çok yazı yazan kişi benim. Kürt halkının celladı olan kesimlere karşı açık bir tavrım oldu. Ama PKK medyasında böyle bir fikir tedavülde. Ak Partinin Kürt halkının celladı olduğuna dair söylendi bu söz. Ben Ak Partinin Türkiye şartlarında çok önemli bir parti olduğunu düşünüyorum. Kürt meselesinde AK partinin dışında Türkiye ciddi bir seçenek çıkaramadığını düşünüyorum. Ergenekon davasında takındıkları tavrı jitem davasında tanınsalardı. Ergenekon’un güneydoğuda yaptıklarını ortaya çıkarmak için güçlü bir siyasi irade ortaya koysalardı. Jitem davaları Allah’a emanet devam etti. Bu konuda ciddi bir siyasi duruş olamadı.
PKK’NIN TÜRK ORDUSUNDA GÖRÜŞMEDİĞİ BAŞÇAVUŞ KALDI
PKK Kürt aydınlarını sürekli bir biçimde devlete uzak durması gerektiğini söyler ama bakıyorsun bu süreç içerisinde en fazla devlete yakın durmuş siyasi hareket PKK hareketidir. Bunu söyleyen insanlar Türk ordusunda görüşmedikleri başçavuş kalmadı.
2014 te siyasi yasağı bitince AK partiden teklif gelse Ak Partiye girer misiniz?
O dönemin şartları içinde düşünmek lazım. Ak partiyi Kürtlerin de Türklerin de politika yapabilecekleri bir parti olarak görüyorum.
ÖCALAN'A SAYIN DİYEMEM
HADEP ve DTP Genel Başkan yardımcılığınız döneminde Sayın Öcalan dediğiniz için parti kapatılmıştı. Bugün Sayın Öcalan demiyorsunuz neden?
Çünkü o taraftan o kadar baskı altında kaldım ki, kişilik katline uğrayan biriyim. Artık sayın Öcalan demenin bir anlamı kalmıyor. Ama kimsenin de Öcalan'a sayın demesine de karşı değilim. İnsanlar bunu söyleyebilirler. Sonra Abdullah Öcalan bizzat adımı vererek tehdit edilmemema yol açmış bir kişi. Dolayısı ile bütün bunlar Abdullah Öcalan’a yeniden sayın dememi çok da kolaylaştıran şeyler değil. Orhan Miroğlu’nu, başka Kürt aydınlarını susturun diyen Öcalan’a ben nasıl sayın derim. Biz bir umutla gitti o partiye.
BDP'DE PKK'YA RAĞMEN SİYASET YAPILAMAZ
Genel başkanlığım döneminde PKK ya Öcalan’a açık eleştirim olamazdı. Bir siyasi sorumluluğunuz var tabii ki. O dönem barışa dair umutların yeşerdiği bir dönemdi. 60 kişilik parti meclisinde 35, 40 a yakını PKK orijininde değildi. Ama PKK ya rağmen bir şey yapılamazdı. Geçmişte DTP de de bugün BDP de PKK ya rağmen siyaset yapılamaz. Ben dahil herkes oraya bu gerçeğe rağmen gidiyor. Bu Türkiye’nin realitesi. Bunu devlet te biliyor Türk halkı da biliyor.
ÖCALAN YENİ PARTİNİN BAŞINA MURAT KARAYALÇIN'I GETİRDİ
Bir ara Öcalan HADEP’ın adını değiştirin diyordu. Homojen bir parti istemiyordu. Murat Karayalçın’ı getirin partinin başına koyun diyordu.
Öcalan’ın belirlediği alanda insanlar niye var. Bu mantık yanlış. Bu insanların önemli olan şiddet kullanmamasıdır, dağda olmamasıdır.
Öcalan benim için bunu susturun dedi. Ondan sonra bana Mortoğlu olursun dediler.
Anayasa referandumunda açık tavır koydum. Eğer Kürtler böyle yaparlarsa ve bu referandum başarısızlık ile sonuçlanırsa Kürt siyaseti Türkiye’de statükonun yayında tavır koyan bir hareket haline gelir. Bunun yapılmaması lazım dedim. İkincisi, bir patlama oldu benim yakın akrabalarım parçalandılar. Güya yola konan bir mayındı falan. Ona çok sert bir yazı yazdım. Ergenekon PKK ilişkisi üzerine, Ergenekon’un Fırat’ın ötesindeki ilişkilerini irdeleyen bir yazı yazdım. Bunun üzerine Kandilden Karasu çok sert bir yazı yazdı, ben de cevap verdim. Daha sonra da ipler koptu. Öcalan bunu susturun dedi. Ve sitede mortoğlu olursun diye yazı çıktı.
MUSA ANTER CİNAYETİ İÇİN PKK'YI SUÇLADI
Musa Anteri Jitem öldürttü, ama Jitem tek başına değildi. PKK içinden birinin yardımını aldı. Bu PKK kararı mıydı değil miydi bilmiyorum. Bunu belki önümüzdeki dönemde Kürtler bir iç muhasebe yaşarsa öğrenebiliriz.
Barış aşamasında Öcalan’ın da MİT’in de yıpranmasını istemiyorum.
Yeşilin MİT verdiği ifadesi çok farklı bir şekilde servis edildi. Faili meçhul dosyasına gönderilen farklı, Ankara emniyetine gönderilen farklı. Bunun üzerine çok konuşacağım, çok yazacağım. Ben şu an susuyorum. MİT in bugün üstlendiği son derece önemli rol nedeni ile bu konulara girmiyorum. Yeşilin ifadesi diye bir özetleme yapılamaz. MİT 1995’ te yaptı bu özetlemeyi. Eğer bu ifade doğru ise ne Hamit Yıldırım burada suçlanabilir, ne Abdülkadir Aygan’ın söyledikleri doğru, ne de benim söylediklerim doğru. Burada ciddi bir dezenformasyon var.
Beni özellikle öldürmemiş, bu mümkün mü benim üzerime 13 kurşun sıkıldı. Benim hastaneye sıfır nabızla kaldırıldığımı bütün Diyarbakır bilir.
KOMİSYONA NEDEN İFADE VERMEDİ?
Faili meçhul komisyonunu davet edilmedim ki gitmeyeyim. Beni bulamadıklarından davet edememişler, bu mümkün değil, ben zaten hastanede iki polis koruması ile birlikteyim. Hangi adreste olduğumu biliyorlar.
Ben son komisyona da ifade vermedim. Ben zaten bunun altı yedi kitabını yazmışım, daha ne diyeceğim. Komisyonun soruşturmayı derinleştirme gibi bir etkisi var mı? Hayır. O zaman ne anlamı var?
CİNAYET HAKKINDA NEDEN İKİ FARKLI İFADE VERDİ?
Cinayet mahalline bir arsa meselesi için gittiğinizi Polis ifadesinde söylemişsiniz, hâlbuki HaberTürk’teki Balçiçek’in programında itirafçılar ile görüşmek üzere gittiğinizi söylediniz. Neden bu farklılık?
Vurulduğumuz andan yani, bir dakika falan yoktu, Musa abi bunu bana söylemedi. Evet, oteldeyken öyle dedi. Biz arazi meselesi için gidiyoruz dedi. Adam silahını çekip bizi vurmadan önce Orhan bunlar samimi itirafçılardır PKK ile barışmak istiyorlar dedi, bunu bana orada söyledi. Burada çelişen bir şey yok ki.
Benim sorduğum sorulara kimse cevap vermiyor, Hogır’ı kim öldürdü mesela, Musa Anter’i Diyarbakır’a kim davet etti? Bunları PKK nın bilmesi lazım. Ocalan ın konuşması gerekir. Ama tam da diyalog aşamasında bunları gündeme getirmek istemiyorum. Barış aşamasında Öcalanın da MİT’in de yıpranmasını istemiyorum.
Bugun TV de Erkam Tufan ile Analiz programına konuk olan Star gazetesi yazarı Orhan Miroğlu gündemin sıcak konusu Kürt sorunu ve İmralı müzakerelerini yorumladı. Abdullah Öcalan'ı odak alan çözüm arayışlarını değerlendiren Miroğlu, PKK lideri ve BDP'ye sert eleştirilerde bulundu. Kürt siyasetinden aldığı tepkileri eleştiren Miroğlu "kişilik katline" uğradığını iddia etti. AKP'de siyaset yapma ihtimali için kapıyı açık bırakan Miroğlu, BDP'de PKK'dan bağımsız siyaset yapmanın mümkün olmadığını söylerken, Musa Anter cinayeti için de PKK'yı suçladı.
CELLADIMA AÇIK OLMADIM BENİM CELLADIM JİTEMDİ
Ak Partinin Kürt halkının celladı olduğuna dair söylendi bu söz
Cellatıma aşık olmadım, tam tersi jitemin o bölgedeki faalieyetlerinin ortaya çıkması konusunda en çok yazı yazan kişi benim. Kürt halkının celladı olan kesimlere karşı açık bir tavrım oldu. Ama PKK medyasında böyle bir fikir tedavülde. Ak Partinin Kürt halkının celladı olduğuna dair söylendi bu söz. Ben Ak Partinin Türkiye şartlarında çok önemli bir parti olduğunu düşünüyorum. Kürt meselesinde AK partinin dışında Türkiye ciddi bir seçenek çıkaramadığını düşünüyorum. Ergenekon davasında takındıkları tavrı jitem davasında tanınsalardı. Ergenekon’un güneydoğuda yaptıklarını ortaya çıkarmak için güçlü bir siyasi irade ortaya koysalardı. Jitem davaları Allah’a emanet devam etti. Bu konuda ciddi bir siyasi duruş olamadı.
PKK’NIN TÜRK ORDUSUNDA GÖRÜŞMEDİĞİ BAŞÇAVUŞ KALDI
PKK Kürt aydınlarını sürekli bir biçimde devlete uzak durması gerektiğini söyler ama bakıyorsun bu süreç içerisinde en fazla devlete yakın durmuş siyasi hareket PKK hareketidir. Bunu söyleyen insanlar Türk ordusunda görüşmedikleri başçavuş kalmadı.
2014 te siyasi yasağı bitince AK partiden teklif gelse Ak Partiye girer misiniz?
O dönemin şartları içinde düşünmek lazım. Ak partiyi Kürtlerin de Türklerin de politika yapabilecekleri bir parti olarak görüyorum.
ÖCALAN'A SAYIN DİYEMEM
HADEP ve DTP Genel Başkan yardımcılığınız döneminde Sayın Öcalan dediğiniz için parti kapatılmıştı. Bugün Sayın Öcalan demiyorsunuz neden?
Çünkü o taraftan o kadar baskı altında kaldım ki, kişilik katline uğrayan biriyim. Artık sayın Öcalan demenin bir anlamı kalmıyor. Ama kimsenin de Öcalan'a sayın demesine de karşı değilim. İnsanlar bunu söyleyebilirler. Sonra Abdullah Öcalan bizzat adımı vererek tehdit edilmemema yol açmış bir kişi. Dolayısı ile bütün bunlar Abdullah Öcalan’a yeniden sayın dememi çok da kolaylaştıran şeyler değil. Orhan Miroğlu’nu, başka Kürt aydınlarını susturun diyen Öcalan’a ben nasıl sayın derim. Biz bir umutla gitti o partiye.
BDP'DE PKK'YA RAĞMEN SİYASET YAPILAMAZ
Genel başkanlığım döneminde PKK ya Öcalan’a açık eleştirim olamazdı. Bir siyasi sorumluluğunuz var tabii ki. O dönem barışa dair umutların yeşerdiği bir dönemdi. 60 kişilik parti meclisinde 35, 40 a yakını PKK orijininde değildi. Ama PKK ya rağmen bir şey yapılamazdı. Geçmişte DTP de de bugün BDP de PKK ya rağmen siyaset yapılamaz. Ben dahil herkes oraya bu gerçeğe rağmen gidiyor. Bu Türkiye’nin realitesi. Bunu devlet te biliyor Türk halkı da biliyor.
ÖCALAN YENİ PARTİNİN BAŞINA MURAT KARAYALÇIN'I GETİRDİ
Bir ara Öcalan HADEP’ın adını değiştirin diyordu. Homojen bir parti istemiyordu. Murat Karayalçın’ı getirin partinin başına koyun diyordu.
Öcalan’ın belirlediği alanda insanlar niye var. Bu mantık yanlış. Bu insanların önemli olan şiddet kullanmamasıdır, dağda olmamasıdır.
Öcalan benim için bunu susturun dedi. Ondan sonra bana Mortoğlu olursun dediler.
Anayasa referandumunda açık tavır koydum. Eğer Kürtler böyle yaparlarsa ve bu referandum başarısızlık ile sonuçlanırsa Kürt siyaseti Türkiye’de statükonun yayında tavır koyan bir hareket haline gelir. Bunun yapılmaması lazım dedim. İkincisi, bir patlama oldu benim yakın akrabalarım parçalandılar. Güya yola konan bir mayındı falan. Ona çok sert bir yazı yazdım. Ergenekon PKK ilişkisi üzerine, Ergenekon’un Fırat’ın ötesindeki ilişkilerini irdeleyen bir yazı yazdım. Bunun üzerine Kandilden Karasu çok sert bir yazı yazdı, ben de cevap verdim. Daha sonra da ipler koptu. Öcalan bunu susturun dedi. Ve sitede mortoğlu olursun diye yazı çıktı.
MUSA ANTER CİNAYETİ İÇİN PKK'YI SUÇLADI
Musa Anteri Jitem öldürttü, ama Jitem tek başına değildi. PKK içinden birinin yardımını aldı. Bu PKK kararı mıydı değil miydi bilmiyorum. Bunu belki önümüzdeki dönemde Kürtler bir iç muhasebe yaşarsa öğrenebiliriz.
Barış aşamasında Öcalan’ın da MİT’in de yıpranmasını istemiyorum.
Yeşilin MİT verdiği ifadesi çok farklı bir şekilde servis edildi. Faili meçhul dosyasına gönderilen farklı, Ankara emniyetine gönderilen farklı. Bunun üzerine çok konuşacağım, çok yazacağım. Ben şu an susuyorum. MİT in bugün üstlendiği son derece önemli rol nedeni ile bu konulara girmiyorum. Yeşilin ifadesi diye bir özetleme yapılamaz. MİT 1995’ te yaptı bu özetlemeyi. Eğer bu ifade doğru ise ne Hamit Yıldırım burada suçlanabilir, ne Abdülkadir Aygan’ın söyledikleri doğru, ne de benim söylediklerim doğru. Burada ciddi bir dezenformasyon var.
Beni özellikle öldürmemiş, bu mümkün mü benim üzerime 13 kurşun sıkıldı. Benim hastaneye sıfır nabızla kaldırıldığımı bütün Diyarbakır bilir.
KOMİSYONA NEDEN İFADE VERMEDİ?
Faili meçhul komisyonunu davet edilmedim ki gitmeyeyim. Beni bulamadıklarından davet edememişler, bu mümkün değil, ben zaten hastanede iki polis koruması ile birlikteyim. Hangi adreste olduğumu biliyorlar.
Ben son komisyona da ifade vermedim. Ben zaten bunun altı yedi kitabını yazmışım, daha ne diyeceğim. Komisyonun soruşturmayı derinleştirme gibi bir etkisi var mı? Hayır. O zaman ne anlamı var?
CİNAYET HAKKINDA NEDEN İKİ FARKLI İFADE VERDİ?
Cinayet mahalline bir arsa meselesi için gittiğinizi Polis ifadesinde söylemişsiniz, hâlbuki HaberTürk’teki Balçiçek’in programında itirafçılar ile görüşmek üzere gittiğinizi söylediniz. Neden bu farklılık?
Vurulduğumuz andan yani, bir dakika falan yoktu, Musa abi bunu bana söylemedi. Evet, oteldeyken öyle dedi. Biz arazi meselesi için gidiyoruz dedi. Adam silahını çekip bizi vurmadan önce Orhan bunlar samimi itirafçılardır PKK ile barışmak istiyorlar dedi, bunu bana orada söyledi. Burada çelişen bir şey yok ki.
Benim sorduğum sorulara kimse cevap vermiyor, Hogır’ı kim öldürdü mesela, Musa Anter’i Diyarbakır’a kim davet etti? Bunları PKK nın bilmesi lazım. Ocalan ın konuşması gerekir. Ama tam da diyalog aşamasında bunları gündeme getirmek istemiyorum. Barış aşamasında Öcalanın da MİT’in de yıpranmasını istemiyorum.