Mirgün Cabas
Çünkü bu ülkenin yarısından çoğu “Babam gibi erkek istiyorum” diyen o yurttaşımız gibiydi…
Mirgün Cabas;
(Bence) çok iyi başladın...
Umarım böyle de götürürsün…
İlk gün “Amerika’yı kim keşfetti?” sorusuna cevap araman yerindeydi…
Zira hem günceldi hem de kamuoyunun bilgi sahibi olmak istediği bir konuydu…
Ülkenin cumhurbaşkanı, tarih bilgilerimizi kökünden sarsan bir iddiada bulunmuştu…
Elbette, demagojiye kaçmadan, bilimsel çerçevenin dışına çıkmadan tartışılmalıydı…
Özlem Kumrular akademik bilgiler verdi konuyla ilgili…
“İddialar” oluğunu ancak henüz ortaya çıkarılmış bir “Belge” olmadığına dikkat çekti…
Emine Ülker Tarhan’ı da yeni kurulmuş bir siyasi partinin kurucusu olmaktan öte, kamuoyunun tanıdığı bir siyasi oyuncu olarak davet etmiştin belli ki…
Yadırganmayacak bir konuk ve konu idi…
Deniz Seki olayı ise kesinleşmiş bir yargı kararıydı ve elbette tartışılabilirdi…
Tartışılmalıydı da…
Hatta Seki’den taraf da olunabilirdi, “Yargı haklı” da denilebilirdi çünkü sadece “Görüş” olurdu…
Mahkeme kesin hükmünü vermişti…
Ama…
Keşke bir de karşı taraf olsaydı daha iyi olurdu…
Meselâ evlâdı ya da bir yakını (Kocası, kardeşi, v.b.) bir başkasının masum görünümlü partilerinde uyuşturucu müptelâsı olmuş birini ya da bir emekli hâkim ya da yargıcın görüşlerini de öğrenebilseydik…
İkinci gece Kanal D’de yayınlanacak yeni dizinin tanıtımını kanalın CEO’su İrfan Şahin'e yaptırdın…
Gördüğüm kadarıyla İrfan Bey isteseymiş de polislik mesleğinde kalamazmış…
Neden mi?..
“Türk Polisi” olamayacak kadar neşeli(!) de o yüzden…
Aslında o tarza halk dilinde (İlle de CNNTÜRK izleyenlerin) ne denildiğini söyleyip de (Ki ben de ciddi bir tip değilim; “sulu” bile sayılabilirim) sevimli CEO’yu kırmak istemem…
Ama be Mirgün…
Medyada “Kocasından dayak yiyen spiker” olarak haberleştirilen olayı ekrana taşıman olmadı…
Yok, hayır…
Dayak yediği iddia olunan spikeri, “Cadı”, dayak attığı iddia edilen kocayı “Melek” gibi sunduğun için değil…
Nihayet, dayak yediği iddia olunan spikerin avukatına da söz hakkı verdin…
Yanlışın…
Yasalara karşı gelmendi…
Sen bir televizyon gazetecisisin; Yargıç değil…
Sen "haber verirsin" ama “Yargılama” yapamazsın…
“Yaparım” dersen, medya ahlâkını yerle bir edersin…
Biliyorsun ki kanunlarımız görülmekte olan bir dava dosyası üzerinde yargılamayı etkileyecek haber veya tartışma yapanların, yaptıranların haklarında savcılık soruşturulması başlanacağını emreder…
Umarım basın savcısı ya da kovuşturmayı sürdüren yargıcın haberi olmaz…
Olursa durum vahim çünkü sıradan bir basın suçu değil…
Neyse…
Söylemek istediğim şu…
Programın iyi başladı…
Dün akşamki (Üçüncü gece) ise gerçekten tam da olması gerektiği gibiydi…
Bundan sonra dünkü program kalitesinde devam edersin inşallah…
Yani…
Haberleri taraflardan hepsine söz hakkı vererek yaparsın, ya da uzman görüş gerektiren bir konu ise gerçek bir uzmanı (Prof. Narlı çok iyi bir seçimdi) konuk edersin…
Bu arada unutmadan…
Mehmet Ali Birand’ın Kanal D’de ana haber bültenini sunduğu günlerin arşivine gir de izle (Keşke Cüneyt Özdemir de izlese)…
Meselâ AB’de yapılacak LGBTİ zirvesiyle ilgili haberin nefisti…
Binnaz Toprak, “Konuk” olarak doğru tercihti ama bence “eksik” kaldı…
Keşke aşağıda linkini verdiğim videoyu da yayınlasaydın…
Bence çok eğlenceli olurdu…
Çünkü bu ülkenin yarısından çoğu “Babam gibi erkek istiyorum” diyen o yurttaşımız gibiydi…
Çok uzattım biliyorum…
Seni alkışlayacağım da henüz çok erkenken (Benim penceremden gördüğüm) yanlışlarını da pas geçmek istemedim…