Milliyet yazarından gazetecilik suç değildir yazısı
Milliyet yazarı Kadri Gürsel, CNN Muhabiri Ivan Watson'ın 'dengeli ve rutin bir haber yayını' yaptığını belirterek gazetecilere suçlu muamalesi yapılmasına itiraz etti.
Gezi direnişinin
yıldönümünde CNN International muhabiri Ivan Watson Taksim'den
canlı yayın yaptığı sırada polis müdahalesiyle
karşılaşmıştı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise Meclis grubunda yaptığı konuşmada Ivan Watson'ı 'ajan ve dalkavuk' olarak nitelendirdi.
Milliyet yazarı Kadri Gürsel, Watson'ın 'dengeli ve rutin bir haber yayını' yaptığını belirterek gazetecilere suçlu muamalesi yapılmasına itiraz etti.
İşte, Gürsel'in bugünkü köşe yazısından çarpıcı bir bölüm:
GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
Banttan izledim; geçen cumartesi, Gezi’nin yıldönümünde CNN International muhabiri Ivan Watson Taksim’den canlı yayın yaptığı sırada polis tarafından engellenerek götürülmeden hemen önce, kameranın önünde şunları söylüyordu:
“Burada kendini tekrar eden manzara şu: İnsanlar ortaya çıkıyor, bağırıyorlar, bayrak sallıyorlar ve polis hemen onları dağıtıyor, güç kullanıyor ve çoğunlukla da çatışma çıkıyor. Göstericiler taş ve şişe atıyorlar ve polis de güç kullanarak onları dağıtıyor...”
Ivan Watson, kameranın görüş alanına giren bir sivil kıyafetli polisin İngilizce, “Buraya gel lütfen; gazeteci misin? Hangi kanal? Pasaportunu görebilir miyim?” diye bağırarak kendisini kolundan tutup çekmeye başlaması üzerine cümlesini ancak tamamlayabildi.
Muhabir, kendisine Türk makamları tarafından verilmiş basın kartını göstererek, “Bu kart bana buradan haber bildirme izni veriyor” dese de derdini anlatamadı ve bu sırada polisten bir tekme yediğini de izleyicilerine aktardı.
Canlı yayına bu polis müdahalesi vuku bulduğunda, sözlerinden de anlaşıldığı gibi CNN International muhabiri dengeli ve rutin bir haber yayını yapmaktaydı. Doğrudan medya özgürlüğünü hedef alan bu müdahale, ülkemiz adına utanç verici bir skandaldı ve maalesef tüm dünyaya canlı olarak yansıdı.
(...)
Gazeteciliği bir suç faaliyetiymiş gibi göstermek, gazetecileri "ajan"lıkla suçlamak, onlara yönelik polis şiddetini tasvip etmek, cesaretlendirmek ve bunların sonucunda yaşanacak istenmeyen hadiseler, Türkiye'yi "gazeteci güvenliği" açısından en riskli ülkeler grubuna sokar ve "basını özgür olmayanlar" grubundan çıkmamıza da imkan vermez.
Polisin göstericileri gaza boğup coplaması, dünyaya yansıdığında imaj bozacağını düşündüğünüz hadiselerse, barışçı gösterilere müdahale etmekten vazgeçmeniz menfaatiniz icabıdır. Hatta o gösterilerin yapılma nedenlerini ortadan kaldıran reformları icra ederseniz daha iyi olur.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise Meclis grubunda yaptığı konuşmada Ivan Watson'ı 'ajan ve dalkavuk' olarak nitelendirdi.
Milliyet yazarı Kadri Gürsel, Watson'ın 'dengeli ve rutin bir haber yayını' yaptığını belirterek gazetecilere suçlu muamalesi yapılmasına itiraz etti.
İşte, Gürsel'in bugünkü köşe yazısından çarpıcı bir bölüm:
GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
Banttan izledim; geçen cumartesi, Gezi’nin yıldönümünde CNN International muhabiri Ivan Watson Taksim’den canlı yayın yaptığı sırada polis tarafından engellenerek götürülmeden hemen önce, kameranın önünde şunları söylüyordu:
“Burada kendini tekrar eden manzara şu: İnsanlar ortaya çıkıyor, bağırıyorlar, bayrak sallıyorlar ve polis hemen onları dağıtıyor, güç kullanıyor ve çoğunlukla da çatışma çıkıyor. Göstericiler taş ve şişe atıyorlar ve polis de güç kullanarak onları dağıtıyor...”
Ivan Watson, kameranın görüş alanına giren bir sivil kıyafetli polisin İngilizce, “Buraya gel lütfen; gazeteci misin? Hangi kanal? Pasaportunu görebilir miyim?” diye bağırarak kendisini kolundan tutup çekmeye başlaması üzerine cümlesini ancak tamamlayabildi.
Muhabir, kendisine Türk makamları tarafından verilmiş basın kartını göstererek, “Bu kart bana buradan haber bildirme izni veriyor” dese de derdini anlatamadı ve bu sırada polisten bir tekme yediğini de izleyicilerine aktardı.
Canlı yayına bu polis müdahalesi vuku bulduğunda, sözlerinden de anlaşıldığı gibi CNN International muhabiri dengeli ve rutin bir haber yayını yapmaktaydı. Doğrudan medya özgürlüğünü hedef alan bu müdahale, ülkemiz adına utanç verici bir skandaldı ve maalesef tüm dünyaya canlı olarak yansıdı.
(...)
Gazeteciliği bir suç faaliyetiymiş gibi göstermek, gazetecileri "ajan"lıkla suçlamak, onlara yönelik polis şiddetini tasvip etmek, cesaretlendirmek ve bunların sonucunda yaşanacak istenmeyen hadiseler, Türkiye'yi "gazeteci güvenliği" açısından en riskli ülkeler grubuna sokar ve "basını özgür olmayanlar" grubundan çıkmamıza da imkan vermez.
Polisin göstericileri gaza boğup coplaması, dünyaya yansıdığında imaj bozacağını düşündüğünüz hadiselerse, barışçı gösterilere müdahale etmekten vazgeçmeniz menfaatiniz icabıdır. Hatta o gösterilerin yapılma nedenlerini ortadan kaldıran reformları icra ederseniz daha iyi olur.