Milli Gazete'den Selvi'ye: Yeni Türkiye'nin boş yazarı

Abdülkadir Selvi'nin Saadet Partisi ve Milli Gazete'ye yönelik eleştirilerine sert yanıt.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Birol Aydın, kendilerini Erbakan'ın telefonlarının gizlice dinlenmesine sessiz kalmakla eleştiren Abdülkadir Selvi'ye "Yeni Türkiye'nin boş yazarı" diye cevap verdi.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Birol Aydın, iktidarın Abdulkadir Selvi’yi algı yönetimi operasyonlarında görevlendirdiğini iddia etti.

TETİKÇİLİLİK ÖRNEĞİ

MİLLİ GAZETE DAHA ÖNCE DE  "CİLALANMIŞ KALEM" DEMİŞTİ

Haziran ayı içinde Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi'nin, Milli Görüş hareketinin kurucusu Necmettin Erbakan'ın "terör gerekçesiyle dinlendiği" iddiasıyla çıkan haberlerin Milli Gazete ve Saadet Partisi tarafından dikkate alınmamasını "Erbakan'ın mirasyedi evlatları" göndermesiyle eleştirmesine sert bir yanıt gelmişti.

Editoryal olarak kaleme alınan yazıda,  "Milli Gazete 40 yıl önceki manşetlerinin de arkasında durabiliyor. Bugün bu uhdelerimizi niçin mi hatırlatıyoruz? Son zamanlarda 'dönemin parlatılmış, cilalanmış görevli kalemleri' bize de musallat olmaya çalışıyor" ifadeleri yer almıştı.

Selvi'nin Yeni Asya gazetesinde çalıştığı dönemlere atıfta bulunulan yazıda, "Çok çok uzun yıllar Yeni Asya gazetesinde gazetecilik yapacaksın, Risale-i Nur ile ilgili bandrol meselesinde suskun kalacaksın… Sonra da sipariş bir yazı yazıp; çocukça bir üslupla lüzumsuzluk yapacaksın" denilmişti.

Aydın, “Hükümetin medyadaki önemli kalemşorlarından ve algı yönetimi operasyonlarında, verilen görevleri ustalıkla ifa eden Abdülkadir Selvi’nin,  Yenişafak’ta dün (önceki gün) yayınlanan yazısının başlığı ‘Hani Erbakan Dinlenmemişti?’ idi. Paralel Yapı’nın Erbakan Hocamızı farklı isimler altında dinlediğini ve Milli Görüş camiasının buna sessiz kaldığını iddia ettiği yazısında kendisine yakışanı yaparak güzel bir tetikçilik örneği vermiş oldu” dedi.

AÇIKTAN DİNLEYİP SERSEMCE MARTAVAL OKUYANLAR

Aydın, açıklamasında ‘Selvi işte, canım!’ deyip geçebilirdik diyerek kendilerinin sessiz kalmakla suçlanmasına da şu sorularla karşılık verdi: “Eğer Paralel Yapı, Erbakan Hocamızı dinlemiş ise hangi iktidar döneminde dinlemiştir? Bu dinlemeler neticesinde Erbakan Hocamız hakkında hangi hukuksuz bir veri elde edilebilmiştir?

‘Ne istediler de vermedik?’ denilen bir yapı ile 11 yıllık birliktelikte eğer varsa yapılan yanlışlar, bunlara iktidar sahipleri de ortak değil midir? Dün Ergenekon tutuklamalarında ‘savcı’, tutukluların serbest bırakılmasında ‘avukat’ oluverenlerin tutarsızlıklarını savunabilmek adına Selvi’nin verdiği mücadeleyi nasıl yorumlayacağız?

Daha bugünkü  (dünkü) yazısında 1 Mart 2003 tezkeresini iktidarın başarısı olarak takdim etme gafilliğine düşen Selvi, dönemin yöneticilerinin ‘At Pazarlıklarını’ ve ‘Ben şimdi işçinin, memurun maaşını nasıl öderim?’ serzenişlerini çabuk unutmuşa benzemiyor mu? Hocamızı gizlice dinleyip narkozdan kurtulamayanlarla, yıllardan beri açıktan dinledikleri halde narkozlu bir şekilde sersemce martaval okuyanlar arasında ne fark var ki?”

KENDİSİNE BAŞARILAR DİLİYORUZ!

Aydın, açıklamasının son kısmında “Sonuç olarak suskunluğumuz çaresizliğimizden değil, edebimizden” diyerek, Selvi’ye şu sözlerle seslendi:  “Yeni Türkiye, diye diye bize ait her değerin içini boşaltan iktidara da ancak böyle köşeleri boş sözlerle dolduranlar yakışır. Abdülkadir Selvi’ye tutarsızlıkları ile siyasi tarihimize altın(!) harflerle yazılacak bir iktidarın savunucusu olma yolunda sabır, metanet ve aynı zamanda başarılar diliyoruz”