Mevlüt Tezel: Seçim Twitter’dan kazanılmıyor
Sabah gazetesi yazarı Mevlüt Tezel, sosyal medyanın seçimler üzerindeki etkisini bugünkü köşesinde değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Şayet bir gün milletimiz 'tamam' derse ancak o zaman biz kenara çekiliriz" sözleri sonrası sosyal medya resmen yıkıldı. 'Tamam-devam' mücadelesi Twitter'da dünya trendlerinde en üst sıralarda yer aldı.
Sabah gazetesi yazarı Mevlüt Tezel konuya ilişkin daha önce yapılmış deney ve anketin sonuçlarını köşesinde paylaştı ve Twitter, Facebook gibi sosyal medya üzerinden yapılan siyasi paylaşımların seçmenler üzerinde fazla etkisinin olmadığını gösterdiğini yazdı. Tezel, " Seçim halkla birebir ilişkiye girilen sokakta, miting meydanlarında kazanılıyor. Seçmenler, yazılan tweet'lere değil; adayların yeteneklerine, karizmasına, yaptıklarına ve kendi taleplerini karşılayıp karşılamayacağına bakıyor."ifadelerini kullandı.
MEVLÜT TEZEL'İN YAZISI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Şayet bir gün milletimiz
'tamam' derse ancak o zaman biz kenara çekiliriz" sözlerinden kısa
bir süre sonra sosyal medyada muhalifler ile iktidardan memnun
olanlar arasında büyük bir hashtag (#tamam ve #devam) mücadelesi
yaşandı. Bu iki etiket bir anda Twitter'da dünya trendlerinde en
üst sıralarda yer aldı.
Erdoğan'ın açıklamasını diğer başkan adayları da politik propaganda
fırsatı olarak gördü. Elbette herkes fikrini açıklayacak,
siyasetini yapacak. Ancak daha önceki referandum, yerel ve genel
seçim deneyimleri; Twitter, Facebook gibi sosyal medya üzerinden
yapılan siyasi paylaşımların seçmenler üzerinde fazla etkisinin
olmadığını gösterdi.
Sosyal medyada aktif olmak bir siyasi görüşe sahip kitleyi ve o
görüşü savunan siyasetçileri motive edebilir ama bir tweet isterse
yüz binlerce RT alsın, 'hashtag'iniz uzun süre trend olsun; bu
durum karşı siyasi görüşteki insanların düşüncelerini fazla
değiştirmiyor.
Bu sadece Türk seçmeni için özel bir durum değil.
FİKİRLER
DEĞİŞMİYOR
2016 yılında Scientific Reports'ta yayınlanan bilimsel bir deneyin
sonuçları hayli ilginç.
Her biri güçlü siyasi görüşlere sahip olan ve bunlara derinden
bağlanmış olan 40 gönüllü kişi; MRI altına alındı ve politik
inançlarının aksi yönünde bilgilere maruz kalırkenki beyin
aktiviteleri gözlemlendi. Sonuçlara göre; beyinde aktif hale gelen
bölgeler, öz kimlik ve olumsuz duygularla ilgili bölgelerdi. Yani
tüm bu denekler; politik görüşlerine uymayan düşünceler duyduğunda
bunu bireysel bir saldırı olarak görüyor ve negatif tepkiler
veriyordu.
Asıl önemlisi deneyde kişilerin politik görüşlerine herhangi bir
eleştiri getirilmedi.
Sadece diğer politik fikirlere dair bazı düşünceler ortaya atıldı
ve bunlar hakkında ne düşündükleri soruldu. Buna rağmen değişen bir
şey olmadı. Politik fikirler çok zor değişiyor.
ABD'de sosyal medya pazarlama firması Rantic'in anketine göre ise
cumhuriyetçi partililerin yüzde 94'ü, demokrat partililerin yüzde
92'si ve hatta bağımsız seçmenlerin yüzde 85'i, bugüne kadar
herhangi bir Facebook paylaşımından dolayı politik herhangi bir
konudaki fikirlerini değiştirmediklerini belirtti. Seçim halkla
birebir ilişkiye girilen sokakta, miting meydanlarında
kazanılıyor.
Seçmenler, yazılan tweet'lere değil; adayların yeteneklerine,
karizmasına, yaptıklarına ve kendi taleplerini karşılayıp
karşılamayacağına bakıyor.