Meslektaşlarımın tavrı kanıma dokundu
Ali Ağaoğlu olayında meslektaşlarımın tavrı kanıma dokundu... Habertürk'ün ekonomi müdürü Cüneyt Toros Gülin Yıldırımkaya'ya konuştu!
Ali Ağaoğlu ve Habertürk gazetesi arasındaki gerginliği hepiniz biliyorsunuz sanırım. Ali Ağaoğlu'nun vergi listesinin üst sıralarında yer alamaması Fatih Altaylı'nın başında bulunduğu Habertürk'ü harekete geçirmişti. Bunu haber yapan gazeteye Ali Ağaoğlu'dan çok sert bir açıklama gelmişti.
Velhasıl medyadan gereken desteği bulmayan Habertürk gazetesinin Ekonomi Müdürü Cüneyt Toros Habertürk'ten Gülin Yıldırımkaya'ya konuştu: "meslektaşlarımın tavrı kanıma dokundu... " dedi...
Yıllardır bir çok işadamı hakkında haber yapmışsınızdır, Ali Ağaoğlu gibisini görmüş müydünüz? Küfürlü, inanılmaz bir açıklamaydı, bahsettiğimiz tablodan buluyor olabilir mi bu cüreti kendinde?
Ali Ağaoğlu bir işadamıdır. Para kazanmış, harcamıştır. Beni
ilgilendiren tarafı bu değil. Bu ülkenin en temel sorunu
işsizliktir, dolaylı vergilerin yüksekliğidir, kayıtdışılıktır?
Cüneyt Toros bir çalışan, Mustafa Koç bir patron olarak arabasına
benzin alırken aynı vergiyi ödüyor. Bir kere bu sürdürülebilir bir
şey değil. Dolaylı vergi adaletsiz. Bakın yeni Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek Maliye bürokrasi ile ilk toplantısında ‘Yüzde 70’lik bu
oranın sürdürülebilir olmadığını söyledi.’ Peki bu neden
kaynaklanıyor? Benim şahsi kanaatim, Türkiye’de gelir ve kurumlar
vergisi tahsilatı yetersiz.
O haberde dikkat ederseniz başka işadamları da vardı. Ancak Ali
Ağaoğlu verdiği yanıtla tartışma odağı haline geldi. Bizim orada
yapmaya çalıştığımız, gazetelerde sayfa sayfa yer alan büyük
işadamlarının en yüksek vergi ödeyenler listesinde niye
olmadığıdır. Bu az çok gelişmiş bir ülkede mutlaka sorgulanır. Bir
örnek vereceğim; Al Capone'u herkes bilir. Dünya tarihinin en büyük
gangsteridir. İçki yasağı sırasında yüzlerce insanı öldürdü, gasp
etti, her şey var adamda. Peki neden yakalandı hatırlıyor musunuz?
Bunların hiçbirinden ceza almadı. Amerikan Vergi İdaresi, vergi
kaçırdığı için adamı yakalandı. Ve Al Capone'u vergi idaresi
bitirdi. Ben bir gazeteci olarak bu ülkede insanların devlete ne
kadar vergi verdiğinin üzerinde durmak durumundayım. Çünkü bu
ülkenin çalışanı, asgari ücretlisi yüksek vergi ödüyor. Bu
işadamları niye bu listede yok? Koca koca binaları, gökdelenleri
dikiyorlar. Seninle, ben gitsek gökdelen diksek yapabilir miyiz?
Bir sermayemizin, gelirimizin olması lazım. Varsa da bunun
vergilendirilmiş olması lazım. Çok basit bir soru sorduk,
'Kardeşim, bu kadar şey yaptın, neredesin?' Bunu sorduğumuz için, o
arkadaş bize küfretti. O küfürlü sözleri de yazdık, kötü söz
sahibine aittir. Kardeşim hakaret etme bana. Bana bir açıklama
yollamışlar, 'İşte şu kadar ödedik.' Ben sana ‘ödemedin’ demiyorum
ki, ‘az ödemişsin' diyorum. Bana bir şey söyle, ama küfretme. Bu
ülke demokrasisini de çağdaş seviyeye çıkarmak istiyorsa herkes
vergisini adam gibi ödeyecek. Vatandaş da ödeyecek, patron da
ödeyecek, orta sınıf da ödeyecek. ABD'de, bir Rolls Royce almaya
gidin, size diyecekleri ilk şey vergi numaranızı alabilir miyim
olacaktır. Bu dünyanın yaptığı bir şey, biz de yapmalıyız. Zaten
IMF de dikkat ederseniz artık Türkiye’den bağımsız bir gelir
idaresi ve vergi denetimi istiyor. Türkiye’nin bu şekilde
sürdürülebilir büyümeyi yakalayamayacağını dünya biliyor. Hep aynı
patronları vergi sırasında görmek zorunda mıyım? Bunlar Türkiye'nin
sermaye birikimi yüksek insanlarıdır, vergilerini zaten ödüyorlar.
Önce bu işadamlarına haksızlık oluyor. Onun dışında gazetelerde ben
birçok insan görüyorum. Atıp tutan, mangalda kül bırakmayan,
yatları, katları olan, deli gibi yatırım yapan. Bir vatandaş olarak
da istiyorum, bir gazeteci olarak da bu insanların vergi
listelerinde görünmesini istiyorum.
Siz bu kavgayı verirken, Ali Ağaoğlu da röportaj üzerine röportaj veriyor, hakaret ettikçe kıymete bindi, tepki göreceğine el üstünde tutuluyor medyada.
En çok kanıma dokunan, geçenlerde Milliyet Gazetesi, bu kişi ile röportaj yapmış ve ‘Taksim'den helikopterle dolaşacağım inadına’ demiş. O gazetenin patronu Türkiye'nin vergi rekortmenlerinden biri. Kızı TÜSİAD'ın başkanı. Geçenlerde açıklama yaptı, vergi idaresi siyasallaşmıştır, bağımsız olsun. Eee tamam, bizim söylediğimiz de bu zaten ‘Hep niye aynı adamlar vergi ödüyor. Bu işadamları niye listede yok’ dedik. Önce onların ‘helal olsun’ demeleri gerekirken, kendi gazetelerinden bize laf söyletip, adamı üzerimize salıyorlar. Bundan sonra ben sana nasıl güveneyim? Bu ülkede en çok muzdarip olduğunu söyleyen işadamlarından birisin ve çıkıp bunu söylüyorsun. Biz de buna benzer bir şey söylüyoruz. Bu adamı bana küfrettiriyorsun. O zaman söylediğinin inandırıcılığı kalmıyor. Kısa vadeli beklenti için, 3-5 reklam geliri için bu yapılmaz. Söylediğinin bir değeri kalmıyor, hem de bizim emeğimize yazık oluyor. Ben çok isterdim bu haberin peşinden gelsinler.
Ekonomi Gazetecileri Derneği dışında tavır koyan yok değil mi medyadan?
Ben de bu derneğin üyesiyim. Teşekkür ediyorum, bizi kolladıkları için söylemiyorum, olması gereken bir şeyi yaptıkları için. Benim eski gazetem SABAH adamın 'it,uğursuz' lafını gazetesine taşıdı. Hepsi benim arkadaşım, 12-13 yıllık emeğim var o gazete de. Bu lafı bile koymamaları lazımdı. Bir kere bir meslektaşına basın yoluyla küfrettirmemen lazım. Orada çalışan ekonomi editörü arkadaşın buna direnmesi lazımdı. Ama yetmemiş haberin spotuna bile bu lafları koymuş. Demek ki, biz bu arkadaşlara bazı şeyleri öğretememişiz. Bu ülkede gelir modeli çarpık olduğu için, medyanın finansman modeli, böyle abuk subuk şeyler oluyor. Bu Avrupa'da ya da Amerika'da olsaydı millet gülerdi herhalde. Adamın biri bir gazeteciye küfrediyor, diğer gazeteci alıyor o açıklamayı aynen koyuyor. Sen olayın tarafı değilsin ki.