‘Melekler Korusun’ paniğe mi kapıldı nedir
Taraf'ın TV köşesi Telesiyej dizi eleştirilerini devam ediyor. Telesiyej'in Show TV'de yayınlanan 'Melekler Korusun' için söyleyeceği şeyler var.
Telesiyej/TARAF
‘Melekler Korusun’ paniğe mi kapıldı nedir
Aslında paniğe kapılması için bir neden de yoktu ya; neticede,
yeni dizi Gönülçelen 22.25’te başladığı için sadece son beş
dakikası karşılaşıyor onunla.
Hanımın Çiftliği’nin karşısında yine de iyi idare ediyordu Melekler
Korusun, birkaç hafta öncesine kadar.
Ama ne olduysa oldu birden.. her şey oluverdi dizide.
Salih Bey öldü. (Tekrar hatırlatayım, o sahnede Hümeyra’nın oyunu
hayranlık uyandırıcıydı, herkese internetten bulup izlemelerini
öneririm.)
Sonra Salih Bey’in bir gayrı meşru kızı olduğu çıktı ortaya. Artık
nefret dolu genç bir kadındı o; ve Salih Bey’in bütün mirasını
alıp, Melek Hanım’ı da sokağa atmak istiyordu. (Bütün mirasını
nasıl alır yavu? Dizi avukatları uyuyor mu? Salih Bey’in karısı ve
bir oğlu vardı. Gerçekten bir gayrı meşru kızı bile olsa, ancak
mirasın dörtte üçünü kardeşiyle birlikte paylaşabilir; dolayısıyla
kendisine düşecek pay dörtte üçün yarısı, yani dörtte bir buçuk
kadar bir hissedir; ki, bu da Melek Hanım’ı evden atmaya yeterli
olmaz.)
Bu arada Mert’le Esin evlendi.
Yine bu arada Erkan aniden Esin’e çok âşık olduğunu anladı ve ona
olan aşkından bir meczuba dönüverdi, içip içip parklarda sızdı.
Sonra, Mert’in babası oğlunu karısından soğutmak için –mutlaka bir
hata yapacaktır düşüncesiyle- Esin’in peşine 24 saat bir adam
taktı. Olmadı, Erkan’ın karısına şantaj yapıp, bu konuda onun da
desteğini aldı.
Erkan, kızlarını Esin’den alabilmek için dava açtı.
Esin, Masal bebeği kaybedeceğini düşündükçe kendini kaybetti.
Ve tam Mert’le –artık vakittir deyip- halvet olacağı bir sırada,
Masal bebeğin marketten alınan bezlerinin Erkan’ın arabasında
kaldığını fark edip, ona “çabuk arabaya gel” mesajını çekti; ki, o
sırada Erkan’ın karısı Eylül de, en seksi geceliğini giymiş,
yatağına uzanmış kocasını bekliyordu.
Esin, arabanın arka koltuğundaki yumuşacık bebek bezi paketini
nedense çekip çıkartamadı bir türlü, eski sevgilisinden yardım
istedi. Erkan da onu kıracak değil ya; bindi arabaya.. iki genç ve
güçlü kuvvetli insan çekiştirip çekiştirip bir türlü çıkaramazken
iki koltuk arasına sıkışmış çocuk bezi paketini, bunca yakınlık
onları baştan çıkarıverdi haliyle, öpüşmeye başladılar.
Veee.. 24 saat böyle bir fotoğraf yakalamak için kapıda nöbet tutan
Mert’in hain babasının adamı o anı ölümsüzleştiriverdi.
Yok artık daha neler!
Var, var aslında dahası da ama.. benim bünyem yoruldu, freni
çektim!
Hayatın gerçeklerinden yola çıkarak hayat hikâyeleri sunarken,
hayatın bir aynası olduğunu iddia eden dizilerde kurgu olarak
hayatın akışı hızlandırılabilir, yoğunlaştırılabilir, bölümlere
ayrılabilir, zamanla oynanabilir; bunların hepsi rasyonel bir drama
anlayışıyla gerçekleştirilir ve seyirci de bu hikâyenin olabilir
her türlü halini kabul eder. Ama kurguya mekanik çözümler
getirilirse, gerçeklik zorlanırsa dizi sırıtır. Gerçekliğini
kaybeder. Yoksa iyi gidiyordu Melekler Korusun, hayatla bağlantısı
mantıklıydı, kendi temposunda huzurlu akıyordu, zorlamalar
yaşanmıyordu, bir casalinga durumları vardı ki, iyi geliyordu
insana.
Öyle kalsaydı keşke.