Mehmet Y. Yılmaz'ın gazetecilik başarısı (!)
Medya Mahallesi'ne çıktı, star'a verdi veriştirdi. Oysa gazetecilik öngörüdür, sezmektir. Yılmaz bakın nasıl perişan oldu
GAZETECİLER.COM - Sözümüz meclisten dışarı…
1980 öncesiydi…
AP’li bir
milletvekili (adını vermek istemiyoruz ama Güneydoğu illerimizden
birinden seçilip gelmişti) CHP’ye transfer oldu…
Bu arada eski genel başkanı
Süleyman Demirel için demediğini bırakmıyordu…
Çok sürmedi bu durum…
Gazetelerde aynı milletvekilinin
yeniden AP’ye döndüğünü öğrendik…
İhsan Sabri Çağlayangil
(Merhum) bu ilkesiz adamın partiye alınışına kızdı…
Genel başkanı Demirel’i de yüzüne
karşı eleştirdi…
Demirel’in
cevabı siyaset tarihimize geçti:
“Karşı komşunun köpeği olup bana
havlayacağına… Benim bahçemden karşı komşuya
havlasın”…
El hak….
Milletvekilimiz gerçekten de
Demirel’i mahcup etmedi…
Her gün Bülent Ecevit’e (Merhum)
havlar oldu…
Dedik ya “Sözümüz meclisten
dışarı” diye…
Şimdiden sonra sözümüz meclisten
içeri…
Mehmet Y.
Yılmaz, sıradan insanların da Türkiye’nin
en etkin gazetelerinde yayın yönetmeni ve köşe yazarı olabileceğini
kanıtlamıştır ama…
Bir şeyi daha
kanıtlamıştır…
Her iki görevi de
yapamayacağını…
NTV’de 12
yıldır süren “90 Dakika” bile, Onun kadroya katılmasından bir süre
sonra yayından kaldırıldı…
Milliyet’in genel yayın yönetmenliğinden alınışı üzerine Turgay
Ciner’in yanına geçmiş ancak Aydın Doğan’ın tehlikeyi sezen burnu
Onu aynı gün geri çağırması gerektiğinin kokusunu
almıştı…
Aydın Bey çaresizdi…
Doğan Medya Gurubunda yıllarca üst
düzey yöneticilik bu adamını elinde tutmak gerektiğini
anlamıştı…
Sahip olduğu bilgileri Turgay
Ciner ile paylaşması durumunda, Aydın Bey zor günler
yaşayabilirdi…
Gazete yönetmekte başarılı
olamadığına göre bir köşe verilip susturulmalıydı…
Öyle de yapıldı…
Sadece 1 gün sürdü Sabah
macerası…
Yazarlığa başlayınca bir süre
Turgay Ciner üzerine dönüktü cılız üfürmeleri…
Zaten hazırlıklıydı…
Yaptığı tek şey; daha önceden
yazdığı yazılarda “Aydın Doğan” yazan yerleri silip aynı yerlere
“Turgay Ciner” yazmaktı…
“Ertuğrul Özkök”
yazan bölümler de ilerleyen yıllarda “Fatih
Altaylı” olarak değiştirdi…
Son bir yıldır da Abdullah Gül ve
Tayyip Erdoğan’ı taciz ediyor…
Bu arada fırsat buldukça da,
hükümete destek veren gazetelerin patronlarına ve yazarlarına
çakıyor…
Ama nedense…
Tempo 24’ün neden kapatıldığına hiç değinmiyor yazılarında…
Oysa nasıl da parlatmıştı Tempo
24’ü…
Eeee…
Ne de olsa O
yönetiyordu…
Ama başaramadı diğer işlerinde
olduğu gibi…
Kapandı gitti Tempo
24…
En son Şamil Tayyar karşısında
perişan oldu…
“Normal” karşılayasınız ve…
“Ondan beklenir bu”
deyip çevreye verdiği rahatsızlıktan dolayı bir
türlü özür dilemeyen arkadaşımızı (eğer yine de okursanız) bundan
sonra ona göre okuyasınız…