Mehmet Y. Yılmaz

Hatırlayın...
Bazı gazeteci arkadaşlarımız "habercilik" yaptıkları için yargılanıyorlar...
Ve hemen hepsi de mahkûm oluyorlar...
Kimisi 100, kimisi 300, kimisi 500 yıl toplam hapis cezası alıyorlar...
Hatta abartılmadıysa ismi lâzım değil bir arkadaşımız 1000 yıl ceza yemiş...
"Olacak şey değil" diye düşünüp bu konuda defalarca yazdık...
Burada asıl suçlu gazeteci olmamalı...
Eğer suçu haberi yapan "gazeteci"ye yıkarsak şimdi olduğu gibi, "kötü niyetli, bazı kişi veya kurumlara tetikçilik yaparak büyük paralar kazanmak isteyen" savcı, savcılık kalemi görevlisi ve hatta polis bu tür "gizli" dosyaları satar...
Bunun önüne geçemezsiniz...
Dedik ki;
"Hollanda'da hırsızlık neredeyse sıfırdır çünkü cezanın en ağırı hırsızlık malı satın alan kimseye kesilir... Hırsız, çalacağı malı satacak kimse bulamayınca eyleminden (genellikle) vazgeçer"...
Tekrar ediyoruz...
Medyada yayımlanan ve "gizlilik" kaydı olan bir haber nedeniyle gazeteciden önce dosyaya bakan savcı ve savcılık kalemindeki görevliler yargılanmalıdır...
Aksi halde akıl almaz cezaların kesildiği bu gazeteci yargılamaları devam edecektir..
Şimdi gelelim bunları yazmamıza sebep oalan makaleye...
Mehmet Y. Yılmaz'a bugünkü HÜRRİYET'te başlığı altında yayımlanan makalesinde bu konuyu inceliyor...
Bir gazetecide olmaması, olsa bile yayımlanması "ağır cezalık" suçla yargılanmayı gerektiren bir "özel mektup" nasıl olup bir gazetede yayımlanabiliyor?..
Ve o "gizli" kaydı bulunan dosyadaki mektubu alıp yayımlayan gazeteci arkadaşımız yaptığı işin "ağır ceza" gerektirdiğini ve halen yüzlerce sene hapis cezasına mahkûm olduğunu, suçun tekrarı halinde cezalarının ertelenemeyeceğini bildiği halde bu suçu nasıl işliyor?..
Aklın alacağı şeyler değil bunlar...
Bu akılları durduran vurdumduymazlığı anlatan makalesiyle Mehmet Y. Yılmaz "Günün Köşe Yazarı"...