Mehmet Y. Yılmaz, kıvırtmadan cevap bekliyor
Lafı kıvırtmadan bir yanıt istiyorum. Elbette, o çevrenin sıkça yaptığı gibi “Amacını aşmış bir cümle yazmışım” da diyebilir.
Mehmet Y. Yılmaz, Ali Bulaç'ın dünkü yazısını cevaplamakta gecikmedi.
Ali Bulaç'ın, sorduğı soruya cevap vermeyip, Balkan Müslümanlarına nasıl yakın olduğunu anlatarak, “Ben ne söylüyorum, tamburam ne çalıyor” sözünü hatırlattığını belirten Yılmaz bakın neler yazıyor:
Ben ne söylüyorum tamburam ne çalıyor?
ZAMAN Gazetesi yazarı Ali Bulaç’ın, geçenlerde referandum
sonuçlarını değerlendirdiği bir yazısında şöyle bir bölüm
vardı:
“Bugüne kadar çeşitli avantajlar ve kamusal ayrıcalıklar sayesinde
sahip oldukları ‘resmi Türk kimliği’nin sarsıntı geçireceğinden
kaygı duyan kesimlerin tepkisine yol açıyor. ‘Ne mutlu Türk’üm
diyene’ formülünü kabul edip kolayca ‘resmi Türk kimliği’ni -resmi
anayasal Atatürk milliyetçiliğini- benimseyenlerin önemli bir
bölümünün etnik köken olarak Türk olmayıp Balkan göçmeni, mübadili
veya Kafkas muhaciri olması anlamlıdır.”
Bu sözlerdeki ırkçı-kafatasçı vurguya dikkat çeken bir yazı
yazmıştım, hatırlarsınız.
Ali Bulaç, dün buna bir yanıt yazdı. Bin dereden su getiriyor,
“Balkan Müslümanlarını” ne kadar sevdiğini anlatıyor. “Balkan
Türklerinden” söz etmiyor tabii. Onlar için neler yapmış, sıralıyor
ve bana da soruyor: Sen ne yaptın?
Benim Bosna ve Kosova etnik temizlikleri ve soykırımı sırasında ne
yaptığım, o dönemde yönettiğim gazetelerde ve yazdığım yazılarda
kolayca bulunabilir.
Konumuz zaten bu da değil: Ben şu cümlenin izahını istiyorum:
“Ne mutlu Türk’üm diyene formülünü kabul edip, kolayca ‘resmi Türk
kimliği’ni -resmi anayasal Atatürk milliyetçiliğini-
benimseyenlerin önemli bir bölümünün etnik köken olarak Türk
olmayıp Balkan göçmeni, mübadili veya Kafkas muhaciri olması
anlamlıdır.”
Kafatasçı ırkçılığın böylesine kaba tarifini epeydir
duymamıştık.
Kusura bakmasın ama yanıt diye yazdığı şey, tam da “Ben ne
söylüyorum, tamburam ne çalıyor” deyişine uygun düşmüş durumda.
Lafı kıvırtmadan bir yanıt istiyorum. Elbette, o çevrenin sıkça
yaptığı gibi “Amacını aşmış bir cümle yazmışım” da diyebilir.
Amacının ne olduğunu bilmekle birlikte, yine de anlayışla
karşılayabiliriz.
Mehmet Y. Yılmaz'ın diğer yazılarını